Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/975 E. 2022/992 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/975
KARAR NO: 2022/992
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/03/2022
NUMARASI: 2020/654 Esas 2022/310 Karar
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı tarafından müvekkiline 3 adet soğutma grubu ile evaporatör satımı gerçekleştirildiğini, söz konusu ürünlerin müvekkiline teslim edildiğini, davalının fiyat teklifi formunda kondenserlerin kapasitesinin 45,33 metrekare olduğunun belirtildiğini, 52.000-TL bedelin 20.07.2020 tarihinde davalıya ödendiğini, dava konusu ayıplı mal teslim alındıktan sonra davacı tarafından 3. kişi müşteriye montajı yapıldığında, ürünlerin yüksek basınç yapmaya başladığı görülünce dava konusu ürünler üzerinde davacı tarafından fiziki ölçümler yapıldığını, ürünlerin iç etiketlerinin incelendiğini, yapılan incelemelerde davalı şirket tarafından teslim edilen ürünlerin ayıplı olarak davacıya teslim edildiğinin görüldüğünü, zira davalı şirket tarafından gönderilen 17.07.2020 tarihli fiyat teklif formunda kondenserlerin kapasitesinin 45,33 metrekare olduğu belirtilmiş ise de hem iç etiketteki ibarelere göre, hem de müvekkili tarafından yapılan ölçümlere göre ürünlerine kapasitelerinin 43,33 metrekare olduğunun tespit edildiğini, dolayısıyla fiyat teklif formu ile teslim olunan ürünlere ait özelliklerin birbirleriyle uyuşmaması karşısında davalı şirket tarafından davacıya ayıplı ürünlerin teslim edildiğinin sübut bulduğunu, davalı şirketin söz konusu ayıptan TBK’nın 219/2 maddesi gereği sorumlu olduğunu, bu nedenle TBK’nın 227. maddesindeki haklarından dönme hakkını kullandıklarını, ayrıca ürünlerin nakliye ve montajı için de müvekkili tarafından masraf yapıldığını, bu nedenle masrafların da davalı tarafından karşılanması gerektiğini belirterek, 52.000-TL satış bedeli ile şimdilik 100-TL tutarındaki harcama ve masraf olmak üzere toplamda 52.100-TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; satıştan önce ürünlerin özellikleri ve fiyatlarına ilişkin bilgilerin davacı ile paylaşıldığını, davalı tarafından davacıya gönderilen e-posta ekinde fiyat teklif formu ve ürünün teknik bilgilerini gösterir belgenin yer aldığını, teknik bilgileri gösteren belgede yüzey alanının 43,33 metrekare olarak doğru belirtildiğini, ancak teklif hazırlanırken fiyat teklif formuna sehven 45,33 metrekare olarak geçirildiğini, teknik bilgilere ilişkin gönderilen belgelerde kondenserin yüzey alanının 43,33 metrekare olduğunun net bir şekilde görüldüğünü, ürünlerin üzerindeki etikette de yüzey alanının doğru bir şekilde yazılı olduğunu, davacının son derece basit bir inceleme ile dahi bu farklılığı tespit edebileceğini, ancak davacının teslimden 21 gün sonra ayıp ihbarında bulunduğunu, davacının ihtarı üzerine arızanın sebebinin tespiti için adrese gidilerek yapılan inceleme sonucunda, sisteme fazla gaz basıldığının ve ürünlerin binanın çatısına aşırı güneşe maruz kalacak şekilde monte edildiğinin görüldüğünü, sözleşmenin 43,33 metrekare yüzey alanı üzerinden kurulduğunu, bu nedenle ifanın ayıplı olmadığını, ayıp bulunduğu kabul edilse dahi ayıp ihbarının süresinde olmadığını, ayrıca davacı ürünleri kendi müşterisine devretmiş olduğundan, TBK’nın 228/2 maddesi gereğince sözleşmeden dönme hakkının bulunmadığını, ayrıca arıza kurulum hatasından kaynaklandığından davacının müvekkilinden masraf talep etmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davaya konu ürünlerin davacı tarafa 20/07/2020 tarihinde teslim edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davaya konu kondenser grubunun teklif edilen teknik özellikleri ile teslim edilen teknik özelliğinin tutmaması nedeni ile ayıplı ürün olarak kabul edilmesi, evaporatör grubunun teklif edilen teknik özellikleri ile teslim edilen teknik özelliğinin tutması nedeni ile ayıplı ürün olarak kabul edilmemesi gerektiği şeklinde tespitler yapıldığı, davaya konu kondenser grubunun görselinde ürünün 43,33 metrekare olduğuna ilişkin etiket yer aldığı, bu kapsamda tespit edilen ayıbın açık ayıp olduğu, TTK’nın 23/c maddesi gereği malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcının durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, şayet açıkça belli değil ise alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemesi veya incelettirmesi ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar etmesi gerektiği, davacı tarafın davalı tarafa 11/08/2020 tarihli ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduğu, ayıp ihbarının süresinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; müvekkiline satışı yapılan ürünlerin seri üretim olmayıp farklı marka ürünlerin bir araya getirilmesi neticesinde üretilen ürünler olduğunu, birbiriyle uyumsuz parçalar kullanıldığını, kondenserlerin yüzey alanının 45,33 metrekare olması teklif formuyla sabit olmasına rağmen teslim edilen kondenserlerin 43,33 metrekare olduğunun, cihazın içi açıldıktan sonra tespit edildiğini, bu tespitin cihazların montajdan sonra yüksek basınç uyarısı vermesi üzerine yapıldığını, durumun iç etiketler ile görüldüğünü, bu nedenle müvekkilinin ayıbı ilk etapta anlayamadığını, devamında da talep edilenden farklı bir ürün gönderildiğini belirterek ürünün iade alınmasını ve zararın tazminini talep ettiklerini, cihazın yüksek basınç uyarısı vermesinin kondenserlerin düşük yüzey ölçüsüne sahip olmasından kaynaklandığını, cihazların kutularında veya üzerinde cihaz özelliklerine ait etiket bulunmadığını, cihazların anlaşmadan farklı özelliklere sahip olması nedeniyle ayıplı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sözleşmeye aykırı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve yapılan masrafların tazmini istemine ilişkindir. Somut olayda; davalı tarafça hazırlanmış olan fiyat teklifi doğrultusunda tarafların anlaşması üzerine davalı tarafından davacıya üç adet evaporatör ve kondenser satışının yapıldığı, satış bedeli olan 52.000-TL’nin davacı tarafından davalıya ödenmiş olduğu, davalının teklif formunda kondenserlerin yüzey alanı 45,33 metrekare olarak belirtilmiş olmasına rağmen, davacı tarafından cihazların müşterisinin işyerine montajından sonra yüksek basınç uyarısı vermesi üzerine cihazların sökülmesi üzerine kondenserlerin yüzey alanının 45,33 metrekare olmayıp 43,33 metrekare olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafın talebi üzerine davalı tarafından gönderilen e-posta ekinde fiyat teklifi gönderildiği, fiyat teklifinde kondenserlerin yüzey alanının 45,33 metrekare olarak belirtildiği görülmüştür. Davalı tarafça e-posta ekinde gönderilen cihazın teknik bilgilerini içeren broşürde yüzey alanı 43,33 metrekare olarak yazılı olsa da, tarafların davalının fiyat teklif formundaki teknik özellikler üzerinden anlaşmaya vardığı, bu nedenle davalının fiyat teklif formundaki taahhütleriyle bağlı olduğunun kabulü gerektiği açıktır. Bu kapsamda “ayıp” ile “sözleşmeye aykırı ifa (aliud ifa)” kavramlarının açıklanmasında yarar bulunmaktadır. Ayıp, taraflar arasındaki sözleşme ile kararlaştırılan vasıfların eksikliği veya kararlaştırılmamış olsa dahi dürüstlük kuralı gereğince eserde bulunması gerekli vasıfların eksikliği iken; sözleşmeye aykırı ifa (aliud ifa), taraflar arasındaki sözleşmeyle kararlaştırılmış olan eserden bambaşka bir eserin teslimidir. Ayıplı ifa halinde ayıplı olsa da bir ifa mevcutken, aliud ifada ise sözleşme hiç ifa edilmemiş kabul edilmektedir. Bu nedenle aliud ifa halinde yüklenici, ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre değil, borcun hiç ifa edilmemesine ilişkin TBK’nın 112. ve devamı maddeleri hükümleri uyarınca sorumlu tutulmalıdır. Bu durumda iş sahibi için muayene ve ihbar külfetinden söz edilmesi mümkün olmadığından, uyuşmazlık halinde ayıp ihbarına ilişkin sürelerin uygulanması söz konusu olmayıp genel zamanaşımı sürelerinin dikkate alınması gereklidir. Aliud ifa halinde iş sahibi bu teslimi kabul etmiş ise, yüklenici TBK’nın 112. maddesi gereğince sözleşmeye aykırı ifada hiçbir kusuru olmadığını kanıtlamadıkça oluşan zarardan sorumludur. Sözleşmeye aykırı ifa halinde uygulanması gereken TBK’nın 112. maddesinde ise; borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlunun, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olduğu hususu düzenlenmiştir. Eldeki davada mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, soğutma sitemindeki yüksek basınç uyarısı ve arızanın kondenserdeki yüzey alanı eksikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı, yüzey alanı eksikliğinin ayıp niteliğinde olup olmadığı araştırılmamıştır. Bu durumda yeniden teknik bilirkişi incelemesi yaptırılarak yüzey alanı eksikliğinin ayıp niteliğinde olup olmadığının tespiti ile, ayıp niteliğinde olmadığının tespiti halinde yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ayıp ihbarının süresinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/03/2022 Tarih 2020/654 Esas 2022/310 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/06/2022