Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/968 E. 2022/798 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/968
KARAR NO: 2022/798
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/02/2022
NUMARASI: 2021/218 Esas – 2022/120 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/05/2022
İlk derece mahkemesince verilen kabul kararının davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, İstanbul 4. İş Mahkemesinin 2020/432 Esas sayılı dava dosyasında 18/03/2021 tarihli duruşmada mahkeme tarafından davalı şirketi ihya etmek üzere taraflarına süre verildiğini belirterek … Ltd. Şti. (739308-0)’nin ihyasını talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı … davaya cevap vermemiştir. 2-Davalı tasfiye memuru vekili cevap dilekçesinde; duruşma günü tebliğinin duruşma günü olan 02.12.2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğinden müvekkilinin duruşmaya katılamadığını, müvekkilinin tasfiye memuru olarak şirkette görevini yaparak tamamladığını, yeniden tasfiye istendiğinden bu görevi üstlenmek istemediğini, davacının kesinleşmiş ve muhtemel bir alacağı bulunmadığından tasfiye kararının tescil ve ilan edildiğini, bu nedenlerle bir başkasının tasfiye memuru olarak görevlendirilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, şirketin ticaret sicilinden silinmesi işleminin kurucu değil, açıklayıcı nitelikte olduğu, Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2020/432 Esas sayılı davada, … Tic. Ltd. Şti.’nin davalı olduğu, terkinden önce doğan bir alacağın tahsilinin istendiği, bu durumda davacının ihya davası açmakta hukuki menfaati olup, ihya koşullarının oluştuğu anlaşılmakla; TTK 547 Md. uyarınca davanın kabulüne, Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2020/432 Esas sayılı dava dosyası ile ilgili tüm işlemler tamamlanıncaya kadar …nün … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’ nin sicil kaydının yeniden ihyasına ve tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili, müvekkilinin itirazlarına rağmen tasfiye memuru olarak atandığını, yasal olarak tasfiye memuru olma zorunluluğu bulunmadığını, mahkemenin yasada yazılı kişilerden bir tasfiye memuru ataması gerektiğini, şirketin son tasfiye memuru olan müvekkilinin şahsen borçlandırılmasının doğru olmadığını, borçlunun ihyasına karar verilen şirket olduğunu, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin yeniden ihya edilen şirkete yüklenmesi gerektiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak, müvekkili lehine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 26/12/2016 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul 4. İş Mahkemesi’nin (eski esas 2013/742) 2020/432 esas sayılı dosyasında davalı olarak bulunduğu, davanın tasfiye kararı alınmadan ve tasfiye sonlandırılmadan evvel 14/12/2013 tarihinde açıldığı, davacının açtığı davanın sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili müvekkili tasfiye memurunun görevini tamamladığını ,bu sebeble yeniden tasfiye memuru olmak istemediğini beyan etmiş ise de,şirketin tasfiye memurunun görevi reddi için geçerli bir mazeret göstermediği anlaşılmakla bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Tasfiye memuru ihya davalarında zorunlu hasım durumunda olup,derdest dava devam eder iken tasfiyeyi kapatan tasfiye memuru kusuruyla dava açılmasına neden olduğundan davacı yararına hükmedilen vekalet ücreti ve davacının yargı giderinden sorumlu tutulmasında isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle; TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ,işçilik alacağına ilişkin olarak derdest dava var iken tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle davacının hakkının sona erdiği kabul edilemeyecektir. Bu nedenlerle şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına, HMK 326 gereği aleyhine yargı giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Davacı tarafından yapılan 75-TL istinaf yargı giderinin davalı tasfiye memurun …’tan alınarak davacıya verilmesine, HMK ‘nun 362/1(ç) maddesi uyarınca kesin olmak üzere , dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 26/05/2022