Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/905 E. 2022/755 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/905
KARAR NO: 2022/755
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2021
NUMARASI: 2019/434 Esas – 2021/928 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2022
Konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacı banka ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi kullandırıldığını, davalının ise sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu ile davalıya Beşiktaş … Noterliği’nin 05/03/2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacağın ödenmesi için ihtar gönderildiği halde borcun ödenmediğini,borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alındığını ve müteselsil kefil olan davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçildiğini,davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, sözleşmedeki yetki şartı nedeniyle icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatıldığını, davalının borca ve yetkiye itirazlarının haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı Vekili; müvekkilinin tacir olmadığından ve uyuşmazlığın belli ve belirlenebilir olma şartı bulunmadığından yetki şartının geçersiz olduğunu, Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, asıl borçlu firma tarafından konkordato başvurusunda bulunulduğu ve geçici mühlet kararı alındığını, bu nedenle hesap kat işleminin hukuka aykırı olduğunu, asıl borçlu ile banka arasında cari hesap mutabakatı bulunmadığını, hesap ekstrelerinin gerekli detayları içermediğini, faiz oranlarının fahiş olduğunu, herhangi bir risk altında olmayan ve nakde dönüşmeyen gayri nakdi kredilerin talep edilmesinin de hukuken mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ibraz edilen ve ihtilafsız olan protokole göre taraflar arasında dava konusu borç yönünden 16/09/2020 tarihinde protokol imzalandığı ve mutabık kalınan bakiye 1.138.369,11-TL’nin ödeme planına bağlandığı, son taksitin 15/09/2023 tarihli olduğu, her ne kadar davacı vekili tarafından bu şekilde protokol düzenlenmesinin davayı konusuz kılmayacağı ve son taksit tarihine kadar davanın yargılamasının bekletilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de taraflar arasında ihtilafsız olan protokole ve ödeme planına bağlı olarak davanın konusuz kaldığı, son taksit tarihi de gözetildiğinden ödeme planının sonuna kadar beklenmesinin usulen ve fiilen mümkün olmadığı, protokol ve ödeme planı akibetine bağlı olarak takip ve dava imkanı mevcut olacağından eldeki bu dava yönünden sürecin beklenmesinin belirsizlik yaratacağı, son taksitin beklenmesinde hukuki yarar bulunmadığı, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ; taraflar arasındaki protokol düzenlenmesinin borcun ödendiği anlamına gelmediğini, protokolün davadan ve icra takibinden sonra düzenlendiğini, protokolün icra dairesinde imzalanmaması nedeniyle icra takibini durdurucu özelliğinin bulunmadığını, taraflarca protokol düzenlendiğinden borcun karşı tarafın da kabulünde olduğunu, bu nedenle de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili bakımından maktu ücretin yarısına hükmedilmiş ise de, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davalının itirazının haksız olması nedeniyle icra inkar tazminatı koşullarının da oluştuğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup;mahkemece yargılama sırasında taraflar arasında alacağın yapılandırılmasına ilişkin imzalanan protokol ve ödemeler nedeniyle davanın konusuz kaldığı kabul edilerek,bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı tarafça dosyaya ibraz edilen, davacı tarafından da inkar edilmeyen hem asıl borçlu şirket hem de davalı kefil tarafından imzalanan protokolde taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinden doğan borçların son taksiti 15/09/2023 tarihi olmak üzere bir ödeme planı dahilinde taksitler halinde ödenmek üzere yeniden yapılandırılmıştır. Yine protokolün VI-4 maddesinde, bankaca protokol kapsamında muhasebeleştirme yapılması borcun ertelenmesi ve yenilenmesi anlamına gelmediği yazılmıştır. İcra dosyasında ise, icra takibinden vazgeçildiğine dair bir talepte bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Somut olayda borcun taksitlendirilmesine ilişkin sözleşme yapılmış ise de bu sözleşme davanın konusuz kalması için yeterli olmayıp, borç tamamen ödenmediğinden dava konusuz kalmış olmaz.Protokolün borcun yenilenmesi anlamına gelmediği protokole yazılmış olup,borcun protokole bağlanması borcun ödendiği anlamına gelmemektedir. Bulunulan aşama itibariyle de protokole uyulup uyulmayacağı ,sözleşme hükümlerine geri dönülüp dönülmeyeceği belli değildir. Somut olaya emsal teşkil eden bir Yargıtay ilamında “Mahkemece, bu sözleşme devam ettiği sürece sözleşme gereğince asıl borçlu tarafından ödemelerin yapılması gereken tarihe kadar sözleşmenin bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir (Yargıtay 19. HD’nin 25.02.2020 gün, 2018/3633 esas 2020/591 karar sayılı ilamı) denilmiştir.Yapılan protokol borcu sona erdirmediği halde ;davanın konusuz kaldığının kabulü doğru olmamıştır. Bu itibarla davacı vekilinin istinaf başvurusu haklı görüldüğünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/434 Esas – 2021/928 Karar sayılı 08/12/2021 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/05/2022