Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/903 E. 2022/948 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/903
KARAR NO: 2022/948
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2022
NUMARASI: 2022/149 Esas – 2022/208 Karar
DAVA: Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Davanın usulden reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; aynı mahkemenin 2022/143 esas sayılı dosyasında ödenmemiş fatura alacaklarının tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle davalı … Tic. Ltd. Şti. aleyhine dava açtıklarını, işbu dava davalısı ile … arasında organik bağın tespiti halinde, tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle, asıl şirket ile organik bağ içinde bulunduğu tespit edilecek davalı şirketin de alacaktan sorumlu tutulacağını, … yetkilisinin şirketi borçlandırıp şirketin sınırlı sorumluluğunun arkasına sığınarak borçlarını ödemekten kaçındığını, tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi ile tüzel kişiliğin kötüye kullanılması karşısında belli koşulların varlığında üyelerinin dikkate alınmasının söz konusu olduğunu, organik bağın tespiti halinde organik bağ içinde olan şirket de özdeş sayılarak borçtan sorumlu olacağının kabul edildiğini, her iki şirketin faaliyet adresi aynı olup faaliyet alanlarının da benzer olduğunu, … şirketinin müdürünün … şirketinin sigortalı çalışanı olduğunu, … şirketinin yetkilisinin de vekaletname ile … şirketinin işlerini yaptığını belirterek, şirketler arasındaki organik bağın tespiti ile şirketlerin borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine, işbu davanın aynı mahkemenin 2022/143 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava değerinin ihtara rağmen davacı tarafça belirtilmediği, birleştirilmesi istenen dosya dava değeri bildirilmesine rağmen bu miktar üzerinden de harç yatırılmadığı, HMK’nın 106. maddesinde belirtildiği gibi, sadece tespit davası açanın, hukuken korunması gereken bir yararının bulunmasının gerektiği, eldeki davada ise, iki şirket arasında organik bağ olduğunun tespiti halinde icrası kabil bir hüküm olmayacağı, tespit yerine, alacağın tahsili konusunda bir karar alınmasının gerektiği, davacı belli bir miktarın tahsilini talep etmediğinden, sadece tespit talep etmesinde hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; işbu davayı aynı mahkemede görülmekte olan itirazın iptali davası ile birleştirme talepli olarak açmış olmaları nedeniyle, itirazın iptali davasının davalısı ile bu davadaki davalı arasında organik bağ bulunduğunun tespiti halinde tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle borçtan davalı şirketin de sorumlu tutulacağını, bu nedenle işbu davanın açılmasında hukuki yarar bulunduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin haksız olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirket şirket ile aynı mahkemede görülen itirazın iptali davasının davalısı dava dışı şirket arasındaki organik bağın tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesinde tespit davasıyla ilgili olarak “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir. Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir. Hukuki yarar ise, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunması anlamına gelir. Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan, korunan, bir yararı olmalı; hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalıdır. Eda davalarında ve inşai davalarda davacının hukuki yararının mevcudiyeti asıl iken, tespit davalarında böyle bir ön kabul söz konusu olmayıp, davacı tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu iddia ve ispat etmekle yükümlüdür. Dolayısıyla tespit davalarında her olayın özelliğine göre davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, özellikle eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmelidir. Hukuki yarar HMK’nın 114. maddesi gereği dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.Somut olayda; davacı tarafından, dava dışı … aleyhine fatura alacağına dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemiyle dava açıldığı, işbu davada ise davalı şirket ile itirazın iptali davasının davalısı olan şirket arasındaki organik bağın varlığının tespiti istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının istemi, ancak bir eda davasında ileri sürülebilecek niteliktedir. Görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia ve savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur. Bu nedenle mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 23/06/2022