Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/875 E. 2022/746 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/875
KARAR NO: 2022/746
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/91 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz / İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/05/2022
İhtiyati tedbir ve haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Talep eden davacı vekili; müvekkilinin davalıdan takibe konu 79.352,56 euro alacağı bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında yapılan anlaşma ile 13.750,32- euro tutarlı faturaya konu 23.800 ton malzemenin müvekkili tarafından iade alınacağı ve bu iadeye karşı icra dosyasına konu borçtan 11.900-euro düşüleceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin bu malı geri alması neticesinde 67.452,56-euro asıl ve işlemiş faiz alacağının bulunduğunu, icra takibine konu borcun vadesinin geçtiğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı davalının haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptali ve takibin devamına,alacak tutarı kadar ihtiyati haciz kararı verilmesini ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, 22/02/2022 tarihli ara karar ile alacağın yargılamayı gerektirmesi ve İİK 257.maddesinde aranan yasal şartların oluşmaması nedeniyle ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; somut olayda ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, mahkemece verilen kararda ihtiyati haciz koşullarının hangisinin bulunmadığının belirtilmediğini, dava dilekçesi ekinde sunulan konşimento, çeki listesi ve faturalar dikkate alındığında yaklaşık ispatın sağlandığını, tüm borcun vadesinin geçtiğini, müvekkilinin alacağının tahsil etmesinin gün geçtikçe zorlaştığını belirterek kararın kaldırılmasını, davalının borca yeter menkul ya da gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı, davalıdan 79.352,56 Euro alacağı bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında yapılan anlaşma ile 13.750,32-Euro tutarlı faturaya konu 23.800 ton malzemenin müvekkili tarafından iade alınacağı ve bu iadeye karşı icra dosyasına konu borçtan 11.900-Euro düşüleceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin bu malı geri alması neticesinde 67.452,56 Euro alacağı ve işlemiş faiz alacağının bulunduğunu ileri sürerek itirazın iptali istemi ile açmış olduğu davada ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Davalı ise, davacının anlaşma dışında veya anlaşmada belirlenen kalitenin çok altında ya da defolu bozuk ürünleri gönderdiğini, sonradan yapılan görüşmelerde davalı şirket yetkilisinin hatasını kabul ettiğini ve ürünleri iade alacağını belirttiğini, davacının ürünlerin bir kısmını geri aldığını, müvekkilinin davacıya toplamda 54.089-Euro ödediğini, 11.900-Euro bedelli malın da iade edildiğini, davacıya borcunun bulunmadığını ileri sürmektedir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi, “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, davalının malvarlığının iş bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır. HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davalının uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı verilebileceği, somut uyuşmazlıktaki gibi konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. HMK’nın 389. maddesi kapsamında uyuşmazlık konusu olmayan mal varlığı değerlerine ihtiyati tedbir konulmasına yönelik talep yerinde değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.”İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve vadenin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi, tarafların sözleşmeden kaynaklanan edim ve yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, muaccel alacağın varlığı hususu yargılama neticesinde belirlenecek nitelikte olup bu aşamada ihtilaflı alacağın varlığı ve miktarı bakımından yaklaşık ispatın mevcut olmadığı kanaatine varılmaktadır. İlk Derece Mahkemesi’nce, ihtiyati haciz isteyen tarafça sunulan delillerin bulunduğu aşama itibariyle yaklaşık ispat/kanaat verici delil seviyesinde bulunmadığından istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir konulması talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/05/2022