Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/868 E. 2022/693 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/868
KARAR NO: 2022/693
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/03/2022
NUMARASI: 2021/790 Esas 2022/164 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/05/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketçe … Ltd. Şti., … ve davalı tasfiye memuru … aleyhine İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/856 Esas sayılı dosyası ile alacak ve tazminat davası açıldığını, dava süreci devam ederken davalı şirketin tasfiye sürecine girdiği ve …’nin tasfiye memuru olarak atandığı ve sonrasında sicilden terkin ediliğinin görüldüğünü, derdest davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılama sonucu yapılması gereken işlemlerin yapılabilmesi için Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin ihyası gerektiğini, mahkemece dava açmaları için yetki ve süre verildiğini, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı iken tasfiye kapanışı yapılarak terkin edilen Tasfiye Halinde … Ltd. Şti. ‘nin tüzel kişiliğinin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/856 E. sayılı dosyası nedeniyle ihyası ile ticaret siciline tesciline, ek tasfiye işlemlerinin yapılması bakımından son tasfiye memurunun atanmasına, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı tasfiye memuru …’ye yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili; müvekkilinin TTK’nun 32 maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34 maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, müvekkil yönünden açılan davanın reddine ve müvekkili aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru vekili; tasfiye işlemlerinin TTK’nun 32 maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca hukuka uygun olarak yapıldığını, ilan sürelerinde alacağın bildirilmesi gerektiğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm hukuki yükümlülükleri yerine getirdiğini, tasfiye tarihinde herhangi bir muaccel alacağın bulunmadığını ileri sürerek , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken 19/07/2018 tarihinde şirketin tasfiyesinin sona erdiğinden sicilden terkin edilen “Tasfiye Halinde … Ticaret Limited Şirketi” ‘nin İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/856 Esas sayılı dava dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak ek tasfiye için TTK 547. maddesi uyarınca işlemler sonuçlanıncaya kadar Ticaret Sicil Müdürlüğüne yeniden tesciline, davalı ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım olup, şirketin sicilden terkin tarihi nazara alındığında şirket aleyhine açılan ve devam eden dava dosyasının açılış tarihinin 23/08/2016 tarihi itibariyle tasfiye memuru tarafından usulsüz olarak terkin edildiği dolayısıyla iş bu davanın açılmasına davalı tasfiye memurunun sebebiyet verdiği gerekçesiyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili; tasfiye işlemlerinin TTK’nun 32 maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca hukuka uygun olarak yapıldığını, ilan sürelerinde alacağın bildirilmesi gerektiğini, müvekkilinin üzerine düşen tüm hukuki yükümlülükleri yerine getirdiğini, tasfiye tarihinde herhangi bir muaccel alacağın bulunmadığını, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/856 Esas sayılı dava dosyasına davacı tarafından sunulan fotokopi sözleşme içeriğine göre davacının bu şirketin faaliyetini sonlandırmasını talep ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 19/07/2018 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/856 esas sayılı dosyasında davalı olarak bulunduğu, davanın tasfiye kararı alınmadan ve tasfiye sonlandırılmadan evvel 23/08/2016 tarihinde açıldığı, davacının açtığı davanın sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.Derdest dava var iken tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle davacının hakkının sona erdiği kabul edilemeyecektir. Bu nedenlerle şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına, HMK 326 gereği aleyhine yargı giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tasfiye memuru tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/05/2022