Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/812 E. 2022/835 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2022/812
KARAR NO: 2022/835
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2021
NUMARASI: 2019/949 Esas – 2021/792 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde … numaralı hesap sahibi olan davalının, 2011 tarihinden itibaren borsa işlemlerini işbu hesap üzerinden gerçekleştirdiğini, davalının,kendi tasarrufu ile oluşabilecek eksi bakiyeyi ödemekle yükümlü olduğunu, yatırımcılar teminat tamamlama çağrılarını bir sonraki iş gününde saat 15.00’a kadar kapatmak zorunda olup,aksi halde aracı kurumun açığı kapatacak kadar pozisyon kapatma yetkisi bulunduğunu,davalının 10.08.2018 tarihinde nakit teminatının -32.110,46-TL olduğunu, 13.08.2018’de davalının pozisyon kapatmak istemediğini söylediğini, önceki günden gelen eksi bakiyenin tebliğ gereği müvekkili şirket tarafından …’a yatırıldığını, kalan pozisyonların da yine müvekkili tarafından kapatıldığını, 13 Ağustos’ta oluşan borç miktarının aktarılmasıyla 14.08.2018 tarihinde toplamda komisyon dahil 65.405.15-TL borç oluştuğunu, borç bakiyesinin davalının iradesiyle yaptığı işlemlerden kaynaklandığını, davalının haksız şekilde borca itiraz ettiğini belirterek, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı; en son 10.08.2018 tarihinde hesabına 3.000-TL göndererek ödemesi gereken borç tutarını ödediğini, bu tarihten sonra alım yapmadığını, hesapta 11.000-TL civarında nakit teminat ve 44 adet kısa pozisyon bulunduğunu, piyasa kapandıktan sonra teminatın -32.110-TL olduğunu gördüğünü, 13.08.2018 tarihinde aracı kurum tarafından pozisyonu taşımak için 43.000-TL civarı para yatırması gerektiğinin, aksi halde pozisyonun kapatılacağının söylendiğini,davacının zararın en yüksek olduğu noktada pozisyonu kapattığını, bu nedenle -65.405-TL civarında zarar oluştuğunu, davacının, pozisyonu teminatın tükendiği an kapatmayarak zararın artmasına neden olduğunu,itirazı kötü niyetli olmadığından icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davalının 10/08/2018 tarihinde gerçekleştirdiği işlemlerin emirlerinin kendisi tarafından verildiği,usd kurundaki aşırı dalgalanma nedeniyle 65.404,30-TL zarar oluştuğu, mevcut teminatının, sürdürme teminatının altına düşmesi halinde yetkili kurumun müşteriye teminat tamamlama çağrısı yaparak teminatı başlangıç teminatı seviyesine çıkarmasını talep edeceği, müşterinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde aracı kurumun bildirime gerek olmaksızın pozisyonlarının bir kısmını veya tamamını ters işlem ile tasfiye edebileceği, müşterinin hesabında oluşan tüm borcu ödemekle yükümlü olduğu, davalıya 13/08/2018 tarihinde teminat tamamlama çağrısının yapıldığı, davalının oluşan borçtan sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı;mahkemece ,bildirdiği deliller toplanmadan bilirkişi incelemesi yaptırıldığını,ses kayıtlarının doğruluğunun araştırılmadığını, bilirkişi raporu hatalı olup işlemlerin sözleşmeye uygunluğunun incelenmediğini, eksi bakiyenin sorumlusunun araştırılmadığını,alacağın kanıtlanamadığını,icra inkar tazminatı talep edilemeyeceği ,mahkemenin görevli olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taraflarca akdedilen türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi kapsamında, davalının yaptığı VİOP işlemleri sonucunda ortaya çıkan teminat açığını tamamlamamış olması nedeniyle, davacı aracı kurum tarafından …’a davalı adına ödenen tutarın tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 3/1-k maddesinde tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak; 3/1- ı bendinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Yasa koyucu bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı yasanın “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49. maddesi, “finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığını taşımaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. “olarak tanımlanmıştır. Yine aynı yasanın 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda aracı kurum olan davacı, davalı ile akdettiği türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi kapsamında, davalının yaptığı VİOP işlemleri sonucunda ortaya çıkan teminat açığını tamamlamamış olması nedeniyle, …’a davalı adına ödenen tutarın tahsilini talep etmiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı, “türev araçların alım satımına aracılık çerçeve sözleşmesi”dir. … (kaldıraçlı alım satım işlemi) ve … (vadeli işlem ve opsiyon piyasası işlemi), kanunda açıkça yazılmasa da bankacılık sözleşmesi benzeri bir sözleşme niteliğinde olup, Yargıtay uygulamasında da bankacılık sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir. Davalının tacir olmayıp şahsi birikimini değerlendirmek üzere hareket ettiği, işlemlerin boyutu dikkate alındığında da davalının hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu görülmekle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. O halde uyuşmazlık 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığına göre, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Bu halde mahkemece davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; davalının esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin, mahkemenin görevine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353(1)a-3 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın görevli bulunan İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalının istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2021 Tarih 2019/949 Esas 2021/792 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın, 6100 sayılı HMKnun 114/1-c bendine ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2 fıkrası gereğince usulden reddine, HMK. 20. maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul Tüketici Mahkemeleri’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde, “davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” tebliğ işlemleri tamamlanmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” Davalı tarafça yatırılan 1.117-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/06/2022