Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/804 E. 2022/844 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/804
KARAR NO: 2022/844
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/12/2021 (Ek Karar)
NUMARASI: 2021/702 D. İş – 2021/702 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
İhtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ek kararın itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili; müvekkili bankanın borçlulardan 3.059.000-Euro bedelli bonodan dolayı alacaklı olduğunu, bononun vadesinde ödenmediğini, borçluların mal kaçırma hazırlığında olması nedeniyle alacağın tahsilinin ileride güç veya olanaksız hale gelebileceğini, müvekkilinin sermayesinin tamamı Hazineye ait kamu bankası olup … Fonu’na devredilmiş olması nedeniyle 6741 sayılı yasanın 8/2 maddesi gereğince teminattan muaf olduğunu belirterek, bono bedelinin karşılığı olan 34.240.610,60-TL alacak için borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; alacaklının ihtiyati haciz isteminin alacak miktarı kadar kabulüne karar verilmiştir. İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili; taraflar arasındaki ilişkinin kredi sözleşmesine dayandığını, sözleşmede Karadağ Cumhuriyeti hukukunun uygulanmasının kararlaştırıldığını, talep eden bankanın yurt dışında yerleşik olduğunu, bu nedenle Türk hukukuna göre verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini, talep eden bankanın … Fonu’na devredilmemiş olması nedeniyle teminattan muaf olmadığını, bononun kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğini, kredi sözleşmesine göre müvekkilinin borcunun vadesinin en erken 25.10.2021 olduğunu, buna rağmen 22.10.2021 tarihinde ihtiyati haciz talep edilmesinin mümkün olmadığını, kredi sözleşmesi gereği müvekkilleri tarafından alacaklı bankaya rehinler verildiğini,bononun tanzim tarihinde tahrifat yapıldığını belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
EK KARAR: Mahkemece; alacaklı banka … Bankası AŞ’nin yurtdışı iştirak bankası olup 6741 sayılı yasanın 4. maddesinin verdiği yetkiye dayalı olarak 24/01/2017 tarih ve 2017/9756 karar sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesi ekinde yayınlanan karar ile … Bankası AŞ’nin … Fonu’na devredildiği, 6741 sayılı yasanın 8/2 maddesine göre de teminattan muaf tutulduğundan, bu yöndeki itirazların reddinin gerektiği, alacaklı bankanın … Bankası A.Ş. yurtdışı iştiraki olması, borçluların yerleşim yerlerinin Türkiye olması nedeniyle ihtiyati haciz yönünden Türk Hukukunun uygulanabileceği, Karadağ hukukunun uygulanması gerektiği yönündeki itirazın reddi gerektiği, itiraz eden borçluların diğer esasa ilişkin itirazlarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, ihtiyati hacze yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İtiraz eden borçlular vekili; alacaklı bankanın … Fonu tarafından kurulan bir banka olmadığından teminattan muaf olmadığını, bononun tanzim tarihinde tahrifat yapılması nedeniyle geçerli bir bonodan söz edilemeyeceğini, teminat senedi niteliğinde bulunduğunu, alacağın vadesinin gelmediğini, alacaklı banka tarafından usulüne uygun bir şekilde kat ihtarı gönderilmediğini, tüm alacağın rehinle temin edildiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince Karadağ Cumhuriyeti hukukunun uygulanması gerektiğini belirterek, red kararının kaldırılarak ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. İhtiyati hacze itiraz ise İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup; madde hükmüne göre “borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.” İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına karşı itiraz sebepleri sınırlı şekilde sayılmış olup, bu sayılanlar dışında başka bir sebebe dayanılarak itiraz edilmesi mümkün değildir. İtiraz edenler vekilince, kredi sözleşmesindeki yetki şartı gereği Karadağ Cumhuriyeti hukukunun uygulanması gerektiği ileri sürülmüştür. HMK’nun 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. İhtiyati hacze dayanak … şirketi tarafından düzenlenen, diğer borçluların avalist olduğu, lehtarı … Montenegro olan 18.10.2021 vade tarihli ve 3.059.000-Euro bedelli bono incelendiğinde; keşideci ve alacaklının tacir olduğu, ihtilâf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu tacir olup diğer borçluların ise avalist olduğu anlaşılmaktadır. Bonoda Karadağ Cumhuriyeti hukukunun uygulanacağına dair bir yetki şartı bulunmamaktadır. Ayrıca alacaklı banka Türk sermayeli olup, borçlular da Türkiye’de kurulu bulunan şirket ve Türk vatandaşı gerçek kişilerdir. Buna göre HMK’nun 17. madde gereğince tacirler arasında düzenlendiği belirlenen yetki sözleşmesi, kıymetli evrakın bölünmesi mümkün olmadığından avalistler bakımından da geçerli olup, kambiyo senetlerinin özelliği gözetildiğinde anılan yetki sözleşmesi, avalistleri de bağlar. Bononun İstanbul Mahkemeleri’nin yetkisine dair yetki şartı içermesi bir kısım borçluların yerleşim yeri itibariyle HMK nun 7(1) maddesi itibariyle , İstanbul Mahkemeleri ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olduğundan,mahkemenin yetkisine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Alacaklının ihtiyati haciz istemi emre muharrer senede (bonoya) dayalı olup, İİK’nın 167. maddesi gereğince alacağı emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde bulunabileceği belirtilmiş olup, bu husus İİK’nın 45. maddesinin istisnasını teşkil etmektedir. Alacak rehinle temin edilmiş olsa dahi, aynı alacak için kambiyo senedi düzenlenmiş olması halinde, rehine başvurmadan kambiyo senedine dayalı olarak takip yapılmasında yasaya aykırılık bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. HD 22.11.2016 tarih 2016/11743 esas, 2016/ 9022 karar sayılı ilamları) İhtiyati haciz başvuru tarihi itibariyle bononun vadesi geçmiş olup, borçlular vekilinin kredi sözleşmesindeki vadenin henüz gelmediği yönündeki istinaf sebebi ,ihtiyati haciz istemi bonoya dayalı olduğundan yerinde bulunmamıştır. Diğer yandan alacaklı banka … Bankası iştiraki olup, sermayesinin tamamı hazineye aittir. … Bankası ise … Fonu’na devredilen şirketler arasında bulunmaktadır. 6741 sayılı Kanun’un 4. Maddesinin verdiği yetkiye istinaden 24/01/2017 tarih ve 2017/9756 karar sayılı Bakanlar Kurulu kararnamesinin ekinde yayınlanan karar ile … Fonu’na devredilen … Bankası AŞ, 6741 sayılı kanunun 8/2.maddesi uyarınca teminattan muaf tutulmuştur. Teminata yönelik ileri sürülen istinaf nedeni yerinde değildir. İhtiyati haciz kararına ancak İİK’nın 265. maddesinde yazılı sebeplerle itiraz edilebilir. Bunun dışında menfi tespit, istihkak veya itirazın iptali davasında ileri sürülebilecek hususlar, ihtiyati haciz kararına itiraz olarak ileri sürülemez. Bu kapsamda borçlular vekilinin bonoda tahrifat yapıldığı, kredi borcuna teminat olarak verildiği yönündeki iddiaları da ancak açılacak bir menfi tespit veya itirazın iptali davasında ileri sürülebilecektir. İhtiyati haciz kararının borç ikrarı mahiyetindeki bonoya dayalı olarak verildiği de gözetildiğinde, borçlular vekilinin itiraz nedenleri İİK nda tahdidi olarak gösterilen itiraz sebeblerinden sayılmamaktadır.İlk derece mahkemesinin ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın reddine yönelik ek kararında isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan borçlular vekilinin istinaf başvurusunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan 19,50-TL istinaf yargı giderinin ihtiyati hacze itiraz edenden alınarak ihtiyati haciz talep edene ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2022