Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/785 E. 2022/846 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/785
KARAR NO: 2022/846
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/11/2021
NUMARASI: 2020/929 Esas – 2021/1030 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin 2010 yılı içinde deri işi yaptığı dönemde davalıdan deri aldığını, bunun karşılığında 10.08.2010 tanzim ve 2011 vade tarihli senedi düzenleyerek davalıya verdiğini, senedin vadesi geldiğinde davalının,senedi kaybettiğini söylediğini, müvekkilinin de aralarındaki ticari ilişki ve güvene dayanarak senet bedelini davalıya tanıklar huzurunda elden ödediğini, aradan uzun yıllar geçtikten sonra davalı tarafın kaybettiğini söylediği bu senet üzerinde değişiklikler yaparak alacağı olmadığı halde Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, senet dikkatle incelendiğinde, üzerinde değişiklik yapılarak vadesinin değiştirildiğinin ve üzerinde tahrifat yapıldığının görüleceğini, bu nedenle senedin bu haliyle kambiyo senedi vasfı da taşımadığını, müvekkilinin davalı hakkındaki suç duyurusu üzerine davalı hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/283 esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğu sabit olup, bir kişinin senede dayalı borcunu ödeyip senedi geri almaması, hatta buna ilişkin hiçbir yazılı belge dahi almamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, borcun tanıklar huzurunda ödendiği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, dava konusu senet miktarı itibariyle davacının ödeme iddiasına ilişkin tanık deliline dayanmasının mümkün olmadığını, davacının iddiasının aksine taraflar arasındaki ticari ilişki uzun zamana dayalı olup dava konusu senedin de bu sürece dahil olduğunu, davacının Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/893 esas sayılı dosyasındaki dava dilekçesinde “Takibe konu senet şahsıma … tarafından yapılan iş karşılığında 10.08.2016 tarihinde imzalatılmıştır” diyerek iş ilişkisinin devam ettiğini ifade ettiğini, davacının bu beyanı karşısında tahrifat iddiasının yerinde olmadığını, davacının icra hukuk mahkemesinde açtığı iki davanın da reddine karar verildiğini, tahrifat iddiasına ilişkin ceza yargılaması derdest olup, senet üzerinde bir tahrifat yapılmış ise bunun failinin de müvekkili değil, ancak davacının kendisi olabileceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, her ne kadar Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına konu davacı tarafından düzenlenip davalıya verilen 10/08/2016 düzenleme, 10/08/2017 vade tarihli ve 7.000-USD bedelli senedin davacı tarafından bedelinin ödenmesinden sonra senet üzerinde tahrifat yapıldığı ve bu şekilde takibe konu edildiği davacı tarafça iddia edilmiş ise de; davacı tarafından açılan Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/893 esas sayılı icra takibine itiraza ilişkin davada sunulan dava dilekçesinde takibe konu senedin 10/08/2016 tarihinde imzalatıldığının ifade edilmesi karşısında, mahkemeye sunulan dava dilekçesindeki bu beyanlar dikkate alındığında senedin tahrif edildiğine ilişkin davacı iddialarına itibar edilmediği, bu noktadan sonra artık davacının usulüne uygun yazılı belgelerle takibe konusu senet bedelini ödediğini ispat külfeti altında olduğu, davacı tarafından senet bedelinin ödendiğinin ispatına yarar bir delilin dosya kapsamına sunulmadığı, davacı tarafça davalıya yemin teklif edildiği, usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğine rağmen davalının hazır bulunmadığı, yemin konusu vakıaların ikrar edilmiş sayıldığı, davacının kesin delillerden olan yemin delili ile davasını ispat ettiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili; müvekkili Afganistan uyruklu olup 12.10.2021 tarihinde Afganistan’a gidip 04.11.2021 tarihinde döndüğünü, ancak ertesi sabah kızının rahatsızlığı nedeniyle acilen kızını hastaneye götürdüğünü, bu nedenle müvekkilinin yemin eda edeceği duruşmaya katılamadığını, bu durumu duruşma sırasında mahkemeye bildirdiklerini, ancak mahkemece mazeretin sebebi ve dayanakları araştırılmadan karar verildiğini, icra takibi kambiyo senedine dayalı olduğundan davanın yemin delili ile kanıtlanmasının mümkün olmadığını, davacı tarafça imzanın inkar edilmediğini, ödeme iddiasını ispata yarar delil sunulmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacının keşidecisi olduğu takip dayanağı bonodaki keşide ve ödeme tarihlerinin değiştirildiği ve buna ilişkin olarak keşideci olan davacının bir paraf imzasının bulunmadığı, davalı hakkında başlatılan ceza soruşturmasında ve ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporlarında; bononun 10.01.2010 olan düzenleme tarihinin 10.08.2016 tarihine, 19.1.2011 olan ödeme tarihinin ise 10.08.2017 tarihine dönüştürüldüğü, bu suretle senedin keşide ve ödeme tarihlerinde tahrifat yapıldığı belirlenmiştir. Davacı tarafından Bakırköy 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/893 esas sayılı dosyasında aynı senede dayalı takibe yönelik borca itiraz davası açılmış ise de, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Ancak İcra Hukuk Mahkemesince tahrifat iddiası yönünden bir inceleme yapılmadığı gibi,gelinen aşamada senette tahrifat yapıldığı sabit olmuştur.İcra hukuk mahkemesi kararları niteliği itibariyle maddi anlamda kesin hüküm de teşkil etmemektedir. Senette tahrifat yapıldığının sabit olması nedeniyle, senedin tahrifat öncesindeki keşide ve ödeme tarihlerinin gözetilmesi gerekmekte olup, bu durumda senedin 19.01.2011 olan ödeme tarihine göre, takip ve dava tarihi itibariyle TTK’nın 778. maddesi yollamasıyla 749. maddesi hükmü gereği 3 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği ve senedin zaman aşımına uğradığı açıktır. Zaman aşımına uğramış bono ise kambiyo senedi vasfını yitirmiştir. Söz konusu bono kambiyo senetlerine özgü takibe konu edilmiş olup, davacı tarafça da takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istenilmiştir. Bu durumda kambiyo senedi niteliğinde olmayan dava konusu bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatılması mümkün olmadığından, davanın kabulü ile davacının dava dayanağı icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmelidir (Yargıtay 19 HD’nin 2017/893 esas, 2018/6431 karar sayılı ilamı da aynı yöndedir). Şüphesiz kambiyo senedi vasfını kaybetmiş olan bonoya dayalı olarak, davalı tarafça alacak davası açılması veya senedin ilamsız icra takibine konu edilmesi mümkündür. Elde ki dava kambiyo senedine dayalı takibe karşı açılmış menfi tesbit davasıdır.Davacının ödeme hususunda teklif ettiği yeminden davalının kaçındığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Diğer yandan mahkemece davacının davalıya borçlu olmadığı gerekçeye yazılmasına rağmen, feri nitelikli kötü niyet tazminatı isteminin reddi nedeniyle “davanın kısmen kabulüne” karar verilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca gerekçe yönünden kaldırılarak “davanın kabulüne, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/929 Esas – 2021/1030 Karar sayılı 05/11/2021 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kabulüne; Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında başlatılan kambiyo senedine dayalı takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, Kötüniyet tazminat talebinin reddine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 3.107,65‬-TL karar harcından, peşin yatırılan 776,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.330,73‬-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafça ödenen 831,32‬-TL peşin harçlar ile 89-TL davacı yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davacı vekili için takdir olunan 6.714,15-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Davalı tarafça yatırılan 776,92-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davalı tarafından yapılan İstinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 02/06/2022