Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/775 E. 2022/672 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/775
KARAR NO: 2022/672
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2022
NUMARASI: 2021/603 Esas 2022/259 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/05/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacı şirketin, davalı şirkete 241.675,80-TL tutarında termal etiket sattığını, davalı şirketin satım bedeli olan 241.675,80-TL’yi davacı şirkete ödemediğinden cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsilini teminen davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve davalı şirketin haksız itirazları ile takibin durdurulduğunu belirterek davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının/borçlunun %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, zamanaşımı itirazları bulunduğunu, davacının, alacaklı olduğunu iddia faturalara konu termal etiketlerin hiçbir zaman davalı şirkete teslim edilmediğini, davalı şirketin, davacı tarafından kendisine teslim edilmeyen mallar sebebiyle sadece faturaya itiraz etmediğinden bahisle borçlu olduğunun kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, termal etiketlerin teslim edilmemesi sebebiyle davacı şirkete defalarca ikazda bulunulmasına rağmen, taraflar arasındaki geçmişten gelen ticari ilişkiye istinaden davacı tarafça, davalı şirketin sürekli oyalandığını,öncelikle davacının faturalara konu malların davalı şirkete teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddi ile haksız olarak icra takibi başlatan davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraf defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve delil olma niteliğini haiz olduğu, takibe konu cari hesaba dayanak faturaların hem davacı BS beyannamesi hem de davalı BA beyannamesi ile beyan edildiği, her iki taraf defterlerine göre davacının takip talebi tarihinde 232.811,56-TL tutarında alacaklı olduğu, her ne kadar davalı taraf davacı şirket ile aralarında sözleşme bulunmadığını, faturalara konu termal etiketlerin davalı şirkete teslim edilmediğini beyan etmiş ise de, taraf defterleri ve BA/BS formları üzerinde yapılan incelemede taraflar arasında yoğun ticari ilişki bulunduğunun anlaşıldığı, davacının cari hesaba dayanak faturalara konu malları teslim ettiğini ispat etmekle mükellef olduğu, tarafların BA/BS bildirimlerinin davacı ticari defterlerini doğruladığı, davalı tarafça bir kısım ödeme yapıldığı, bilirkişi tarafından tespit edilen ve icra takibine konu asıl alacak miktarının bir kısmının ise ödenmediği, davalı tarafça ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belge sunulmadığı, netice itibariyle davacı şirketin icra takibinde kısmen haklı ve alacaklı olduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile; davalının Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 232.811,56-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek takip talebindeki koşullar ile devamına, fazla istemin reddine, alacak likit olduğundan davacı lehine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; dava konusu malların müvekkili şirkete teslim edilmediğini, irsaliyeli faturaların teslim alan kısmında imza bulunmadığının rapora tespit edildiğini, davacı tarafça ürünlerin teslim edildiğinin ispat edilemediğini, sadece faturaların tarafların ticari defterlerine kaydedilmiş olmasının tek başına davanın kabulünü gerektirecek bir husus olmadığını, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile cari hesap alacağından kaynaklanan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Yargılama sırasında tarafların ticari defterlerinin HMK 222 .maddesi uyarınca ibrazı istenilerek yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde; icra takibine konu edilen faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde de kayıtlı bulunduğu, tarafların ticari defterlerinin mutabık olduğu, her iki yanın ticari defterlerinde davacının davalıdan 232.811,56-TL alacaklı olduğu tesbit edilmiştir. Davalı vekili, fatura içeriği malların teslim edilmediğini savunmuş ise de, davacının davalı adına düzenlediği faturaları teslim alarak ticari defterlerine kaydettiği belirlenmiştir. Süresinde itirazda bulunmadan ticari defterlerine kaydeden üstelik Vergi Dairesine büyük alım yaptığını bildiren davalının fatura muhteviyatı ürünleri teslim aldığının kabulü gerekir. Davalı vekilinin malları teslim almadıklarına ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı teslim aldığı mal bedelini ödemekle yükümlüdür. Takibe konu alacak faturalara dayalı olduğundan likit ve belirlenebilir olup, icra inkar tazminatına hükmedilmesi için takipte itiraz edenin kötü niyetli olması şartı da bulunmamaktadır. Bu durumda davalının ticari defterlerinde kayıtlı borç miktarı yönünden itirazın iptaline, likit alacak yönünden davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle istinaf nedenleri yerinde görülmeyen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 15.903,35-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 3.975,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.927,55-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 26-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 10/05/2022