Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/760 E. 2022/847 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/760
KARAR NO: 2022/847
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/168 Esas
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili; davalı banka tarafından müvekkilinin boşanma davası süren ve 2 yıldır fiilen ayrı olduğu eşi dava dışı …’nın borçlusu olduğu İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasından hacze gelindiğini, müvekkilinin borçlusu dahi olmadığı bir dosyadan dolayı davalı tarafça haciz ve muhafaza tehdidi ile protokol ve 2 adet bono imzalatıldığını, davalı banka tarafından fiili haciz için müvekkilinin ikamet ettiği mahalde muhafaza korkusu ve tehdidi yaratıldığını, müvekkilinin kalp hastası olan kızının haciz sırasında fenalaştığını, buna karşı davalı banka vekilinin müvekkilini protokol ve bonoları imzalamak için zorladığını, müvekkilinin, protokol ile borçlu olmadığı bir hususta borç ikrarına zorlandığını, müvekkili ile eşi arasında boşanma ve mal paylaşımı davaları bulunduğunu belirterek, bonolar nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, bonoların icra takibine konulmasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı tarafından dava açılmadan önce dava şartı olan arabulucuya başvuru şartının yerine getirilmemesi nedeniyle öncelikle davanın bu nedenle reddinin gerektiğini, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile borçlu aleyhine başlatılan takipte borçluya çıkarılan ödeme emrinde yazılı adres haciz adresi olup, tebligatın bu adrese çıkarıldığını, bu nedenle İİK’nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin alacaklı müvekkili yararına olduğunu, davacının haciz esnasında hiçbir hata, hile veya tehdite maruz kalmadığını, davacının borcu kabul ederek protokol karşılığı bono vermeyi kendisinin teklif ettiğini, düzenlenen protokol ile davacının TBK’nın 195 ve devamı maddelerine göre borcu üstlendiğini, dava konusu bonoların davacının rızasıyla imzalanıp verildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir talep edildiğinde, ihtiyati tedbirin genel şartlarının sağlanması ile talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesinin gerektiği, davacının sunduğu belgelerle haklılığını yaklaşık olarak ispat edemediği, iddialarının yargılamayı gerektirdiği, bu nedenle bonoların takibe konulmasının tedbiren engellenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiği, davacının, bonoların takibe konu edilmesi halinde ilgili takibin tedbiren durdurulması talebi yönünden ise, bonoların henüz takibe konu edilmemesi ve icra takibinden sonra tedbir yolu ile icra takibinin durdurulması yönünde karar verilemeyeceği gerekçesiyle, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; İİK’nın 72/2 maddesinde, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında alacağın %15’i teminat karşılığında mahkemece icra takibinin durdurulmasına karar verilebilir hükmü yer almakta olup, dava tarihi itibariyle açılmış bir icra takibi olmadığından mahkemece teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava tarihinde bonolara ilişkin herhangi bir icra takibi bulunmadığını, müvekkilinin borçlu olmadığı icra takibinde ikametine ayrılma aşamasındaki eşinin borcu nedeniyle hacze gelindiğini, müvekkilinin kızının kalp hastası olması ve haciz baskısı ile kızının rahatsızlığının nüksetmesi sebebiyle hastanelik olması ve alacaklı vekilinin baskıları nedeniyle borcu olmadığı halde sırf kızının yanına hastaneye gidebilmek için bonoları imzalamak zorunda kaldığını, alacaklı olduğunu iddia eden bankanın alacağını ispat etmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak, alacağın %15’i oranında teminat karşılığında bonolar hakkında dava sonuna kadar tedbir kararı verilmesini, açılmış bir icra takibi olması halinde de teminat karşılığında icra veznesinde bulunan paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, menfi tespit davasında davaya konu bonoların takibe konulmasının önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İİK’nın 72/2 maddesi; “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” hükmünü içermektedir. Menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir koşulları değerlendirilirken, İİK’nın 72. maddesi yanında HMK’nın 389 vd. maddelerinin de gözönünde bulundurulması gerekir. HMK’nın 390/3 maddesi; ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda; davacı tarafından imzalanmış olan 03.03.2022 tarihli protokol ile davacının, eşinin borçlusu bulunduğu icra takibine konu borcu, protokol gereği düzenlenen bonolar tutarı kadar ödemeyi üstlenerek ödemeyi taahhüt ettiği, dava konusu bonoların da bu protokol kapsamında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça bonoların haciz sırasında haciz tehdidi ve baskı altında imzalatıldığı ileri sürülmüş olup, bu husus yargılama gerektirmektedir. Bononun kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren, mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade eden kambiyo senedi vasfı da dikkate alındığında, somut olayda ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafça yaklaşık ispatın sağlanamadığı sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmesi isabetlidir. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2022