Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/728 E. 2022/623 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/728
KARAR NO: 2022/623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2021
NUMARASI: 2020/286 Esas – 2021/663 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/04/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili: müvekkile ait … Mah. … Cad. EA … No:… İç Kapı No: … Kartal/İSTANBUL Adresindeki Yorulmaz Ticaret isimli … ticaret numaralı ticari işletmenin belgeleri, yaklaşık 240 adet ve seri numarası bilinmeyen müvekkil tarafından kapatılmış Yorulmaz Ticaret adına kesilmiş resmi alış satış faturaları, 1 adet yevmiye defteri ,1 adet Defteri Kebir Defteri,1 adet Envanter defteri ve vergiye esas bütün belgeler,… Marka laptop.400 TL para,… ve … bank adına ait kredi kartlarının bulunduğu gri renkli bilgisayar çantasını oturduğu yerde unutmuş çantasını unuttuğunu fark eden müvekkili geri döndüğünde çantasının orada olmadığını gördüğünü,yani müvekkilin çantası kimliği bilinmeyen şahıs veya şahıslar tarafından çalındığını anladığını,kolluk birimleri tarafından yapılan arama ve araştırma neticesinde müvekkile ait gri renkli bilgisayar çantası bulunmuş, fakat içindeki belgeler de dahil olmak üzere önem arz eden herşeyin çalındığını ileri sürerek tacir müvekkilinin işletmesine ait kimliği bilinmeyen kişi tarafından çalınan belgelerin zayi olduğuna ilişkin zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, zayi olduğu iddia edilen dava konusu defter, fatura ve sair belgelerin, TTK’nun 82/7.maddesinde belirtilen şekilde hırsızlık neticesi zayie uğradığına dair bir delil olmadığını, hırsızlık iddiasının ise; davacı ticari işletme yetkilisinin başkaca bir delil ile doğrulanmayan tahminine dayandığını, kaybın nedeninin ve hırsızlık iddiasının somutlaştırılmadığını, öte yandan davacının korunaklı bir şekilde muhafazası gereken fatura, defter ve sair belgelerini çanta içerisinde taşımak suretiyle gereken dikkat ve ihtimamı göstermediğini, dolayısıyla iddia edilen zayiinin sebebinin ve gerçekliğinin yeterli delil ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; Müvekilinin içerisindeki bütün maddi ve manevi değer taşıyan eşyalar ve belgeler bulunun çantasını kaybettiğini, olayın hemen sonrasında yani 22.06.2020 tarihinde Osmaniye Çarşı Hayrettin Mennan Polis Merkezi Amirliğine giderek kayıp çalıntı başvurusunda bulunduğunu, ismini bilmediği vatandaşın birisinin çantayı bularak karakola teslim ettiğini, fakat çanta içerisindeki bütün maddi ve manevi değer taşıyan eşyalar ve belgelerin bulunamadığını, bunun üzerine Güneysu Karakoluna gidilmiş, teslim alma tutanağı imzalattırılmadan şahsın karakoldan gönderildiğini, bu gibi olaylarda maddi değer taşısın taşımasın kayıp çalıntı olayı var ise çantayı bulan şahsın ismi ve soyismi alınarak eşyayı teslim ettiğine dair belge imzalattırılması gerektiğini, polis memurlarının bu durumu göz ardı ettiğini, işlem yapmadıklarını, TTK 82. maddeye göre zayi belgesinin verilmesi gerektiğini, bu sebeplerden dolayı kararın bozularak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: 6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen mücbir sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının iradesi dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir.Somut olayda; davacı; işletmeye ait tüm ticari defterlerin,faturaların içinde bulunduğu çantayı oturduğu yerde unutarak mahalden ayrıldığını ,geri döndüğünde ise belgelerin yerinde olmadığını gördüğünü ,kayıt ve ticari defterlerin kimliği bilinmeyen bir kişi tarafından çalınmış olabileceğini ,laptopu ise yine kimliği belirsiz bir kişi tarafından kararkola teslim edildiğini ,buradan teslim aldığı ileri sürülmüştür.Tacirin TTK’nun 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Tacirin ticari defterlerini korumada gerekli dikkat ve özeni göstermediği hallerde zayi belgesi verilmesi talep edilemez.Hırsızlık olayının gerçekleştiği kanaat verici delillerle doğrulanamamaktadır.Özenle saklanması gereken ,zayi olduğu ileri sürülen defterlerin hacmi düşünüldüğünde; oturulan yerde unutulması olgusu davacı tarafından gereken dikkat ve özenin gösterilmediği sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle; zayii olayının mücbir sebeb neticesi gerçekleştiğinin ispat edilememesi nedeniyle ,zayi belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Davacı vekilinin hükme yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 25/04/2022