Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/718 E. 2022/833 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/718
KARAR NO: 2022/833
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/02/2021
NUMARASI: 2019/902 Esas 2021/100 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin … markasıyla dünyada ilk olarak ürettiği ana kucağı bel desteği ürününün aynısını davalının da üretip … markası ile sattığını, davalı şirket sahibi …’in müvekkili şirket çalışanı iken ayrıldıktan sonra müvekkilinin ürettiği ürünlerin birebir aynısı veya benzerlerini üreterek satmaya başladığını, müvekkilinin ürettiği bel destek ürününün aynısının üretilerek satılmasının TTK’nın 55/a-4 maddesi gereğince haksız rekabet oluşturduğunu belirterek, haksız rekabetin tespitine, önlenmesine ve verilecek hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; dava konusu ana kucağı bel desteği ürününün dünyada yıllardır üretilip satılan bir ürün olduğunu, davacının bu ürün için bir tescil başvurusunun bulunmadığını, Bakırköy 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2013/194 esas sayılı dosyasında dava konusu ürünün işbu dava konusu ile farklı olduğunu, ürün yeni olmayıp yıllardan beri bir çok firma tarafından üretildiğini, davacının ürünü ile müvekkilinin ürettiği ürün birebir aynı olmayıp tüketici nezdinde karışıklık yaratmayacak biçimde farklı olduğunu, haksız rekabetin gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 17.11.2020 tarihli duruşmada; tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve tarafların ürünleri incelenmek suretiyle haksız rekabet oluşturacak herhangi bir tespit olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, davacı tarafça kesin süreye rağmen süresinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, inceleme gününde taraflarca mahkemeye başvurulmadığı, mazeret gönderilmediği,dava konusu ürünün hazır edilmediği, bu hususta mahkemece tutanak tutulduğu,dosya kapsamı itibariyle davacının iddiasının ispat edemediği, taleplerinin iddia kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; dava konusu ürünlerin dava açılırken mahkemeye sunulduğunu, dosyadaki gider avansının bilirkişi incelemesi için yeterli olduğunu, ayrıca eski hale iade için belirttikleri üzere covid-19 rahatsızlığı sebebiyle keşif günü gelinemediğini,bilirkişi incelemesi yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi istemine ilişkindir. HMK’nn 324. maddesine göre; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. … Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.” Madde hükmünde, delil avansının yatırılmaması halinde, tarafın o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı düzenlenmiş olup, bu durumda mahkemenin davayı mevcut delil durumuna göre değerlendirerek karar vermesi gereklidir. Diğer deliller ile dava kanıtlanamamışsa, delil avansının kesin süreye rağmen yatırılmaması halinde davanın usulden değil, esastan reddi gerekir. Eldeki davada; davalının ürettiği ürünün davacı ürünü ile karışıklığı (iltibas) neden olup olmadığı, buna bağlı olarak davalının eyleminin haksız rekabet teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için, dava konusu ürünler ve sunulan deliller üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması zorunlu olup, yapılacak inceleme teknik bilgi gerektirmektedir.17.11.2020 tarihli duruşmada, bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişi için takdir edilen 3.000-TL’yi yatırması için davacı vekiline iki hafta kesin süre verilmesine, aksi takdirde bilirkişi dosyadaki delillere göre karar verileceğinin davacı vekiline ihtarına karar verildiği, davacı vekilinin duruşmaya mazereti nedeniyle katılmaması nedeniyle söz konusu ara kararın davacı vekiline 23.11.2020 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, verilen iki haftalık kesin süreye rağmen delil avansının kesin süre içerisinde yatırılmadığı gibi, belirlenen inceleme günü öncesi ve sonrasında, halen de yatırılmamış olduğu, davacı vekilince, sonraki duruşma gününden bir gün önce 01.02.2021 tarihinde sunulan dilekçe ile, covid-19 hastası olması nedeniyle bilirkişi incelemesine katılamadığı belirtilerek bilirkişi incelemesi hususunda eski hale getirme hükümlerinin uygulanması talep edilmiştir. UYAP kayıtlarında yapılan kontrolde, dava açılırken 440-TL ve 09.01.2020 tarihinde 100-TL olmak üzere davacı vekili tarafından toplam 540-TL gider avansı yatırıldığı, ara karar tarihi itibariyle de dosyada gider avansı bulunmadığı görülmüştür. Buna göre; uyuşmazlığın çözümünün teknik bilgiyi ve bilirkişi incelemesini gerektirdiği, mahkemece yasal sonuçları hatırlatılarak verilen kesin süre ihtarının davacı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından delil avansının yatırılmadığı, sonraki duruşma günü öncesinde sağlık mazereti ileri sürülmüş olsa da bu tarih ve sonrasında da avansın yatırılmadığı, davacı vekilinin sağlık mazereti öncesinde iki aydan fazla bir süre bulunduğu gibi avansın online olarak da yatırılması mümkün olmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.02/06/2022