Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/684 E. 2022/1011 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/684
KARAR NO: 2022/1011
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2022
NUMARASI: 2020/267 Esas – 2022/69 Karar
DAVA: Tanıma Ve Tenfiz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 28/08/2014 tarihli Distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, davalı şahısların da sözleşmeyi imzaladığını,davalı şirkete gönderilen faturaların,ihtarlara rağmen ödenmediğini, sözleşmede; sözleşmeyle ilgili bir ihtilafın, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi’nin uluslararası tahkim kuralları uyarınca tahkim yoluyla çözüme kavuşturulacağının, hakem sayısının üç olacağının, tahkimin yerinin Atlanta, olacağının, tahkimin İngilizce dilinde yürütüleceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin alacağını tahsil edememesi üzerine 10/01/2018 tarihinde Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi Amerikan Tahkim Kurulu nezdinde, davalılara karşı tahkim başvurusunda bulunulduğunu,davalıların usulüne uygun tahkim yargılamasına davet edildiğini ve yargılamanın da usulüne uygun olarak yapıldığını, Amerikan Tahkim Kurulu’nun … numaralı dosyası nezdinde yürütülen tahkim yargılaması neticesinde, hakem heyetinin nihai kararını 03/01/2019 tarihinde verdiğini, hakem heyetinin sözleşmeye dayalı alacak miktarı olarak 358.367,95-USD, vekalet ücreti ve masraflar için 29.648,70-USD ve yargı giderleri için 36.617,83-USD olmak üzere toplam 424.634,48-USD’nin davalılar tarafından ödenmesine karar verdiğini, kararın nihai nitelikte olduğunu ve karara karşı herhangi bir itiraz veya temyiz başvuru yolu mevcut olmadığını, ayrıca duruşma davetiyesi ve nihai hakem kararının, bu yönde bir hukuki gereklilik olmamasına rağmen Lahey Sözleşmesi uyarınca davalılara tebliğ edildiğini belirterek Amerikan Tahkim Kurulu’nun … numaralı dosyası kapsamında yürütülen tahkim yargılaması neticesinde verilen 03/01/2019 tarihli nihai hakem kararının tenfizine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya davaya cevap vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,taraflar arasında düzenlenen 30/01/2015 tarihinde tadil edilen 28/08/2014 tarihli sözleşmenin 18. maddesi ile,sözleşmeyle ilgili olarak ortaya çıkan ihtilafın, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi’nin uluslararası tahkim kuralları uyarınca tahkim yoluyla çözüme kavuşturulacağının, hakem sayısının üç , tahkimin yerinin Atlanta olacağının, tahkimin İngilizce dilinde yürütüleceğinin ve karara bağlanacağının kararlaştırıldığı, tahkim yargılaması sırasında taraflara usulüne uygun olarak tüm tebligatların yapıldığı, savunma hakkını kısıtlayacak herhangi bir durumun söz konusu olmadığı, kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, tahkim yargılamasında, tarafların sözleşme ile kararlaştırılmış olan usulüne uygun olarak yargılama yapıldığı, tahkime konu ticari ilişki dikkate alındığında verilen kararın ülkemiz hukukuna göre tahkim yoluyla çözümü mümkün bir uyuşmazlığa ilişkin bulunduğu, kararın kamu düzenine aykırı olmadığı gibi, ülkemiz mahkemelerinden verilen ve kesinleşen hususlara aykırı olması gibi bir durumun söz konusu olmadığı, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi Uluslararası Tahkim Kuralları’nın 30. maddesi gereğince tahkim kararının kesin nitelikte olduğu, karara karşı herhangi bir itiraz veya temyiz yolunun mevcut olmadığı, davalılarca da tahkim kararının tenfizinin mümkün olmadığına ilişkin herhangi bir itiraz veya savunmada bulunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi Amerikan Tahkim Kurulu’nun 03/01/2019 tarih ve … sayılı kararının tanınmasına ve tenfizine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili; davacıların MÖHUK gereğince teminat göstermekle yükümlü olduğunu, davacı tarafından yatırılan herhangi bir teminat bulunmadığını, New York Sözleşmesinin m.5/2 de yer alan aleyhine karar verilen tarafın usulüne uygun olarak tahkim bildirimi almaması veya davada hazır bulunmaması şartının gerçekleşmediğini, yine müvekkilinin yokluğunda yapılan tahkim yargılaması sonucunda verilen kararın MÖHUK m.54/1-ç maddesinde yer alan düzenlemeye açıkça aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi Amerikan Tahkim Kurulu’nun 03/01/2019 tarih ve … sayılı kararının tenfizi istemine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK’un 48. maddesi uyarınca, Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. HMK’nun 84. maddesi hükmünde teminat gösterilecek hususlar düzenlenmiştir. Yabancı alacaklının Türkiye’de icra takibi yapabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnası MÖHUK’un 48/2. maddesinde belirtildiği üzere, alacaklının tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyet bulunmasıdır. Somut olayda tenfiz talep eden şirket Amerika Birleşik Devletleri uyruklu olup, Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün 30/06/2020 tarihli yazısı ve ekinde Dış İşleri Bakanlığı’nın 20/10/2011, 04/02/2014 ve 29/01/2018 tarihli yazılarından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ve Türkiye’de tescilli tüzel kişilerin ABD’de dava açmaları halinde teminat göstermeye veya herhangi bir ek yükümlülüğe tabi olmadığı, ABD’de yabancılara dava açma konusunda ABD vatandaşlarından farklı bir prosedür uygulanmadığı, böylelikle teminat konusunda fiili karşılıklılığın bulunduğu anlaşıldığından davalılar vekilinin teminata yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Taraf şirketler bakımından Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri New York Sözleşmesine taraf olduğundan, hakem kararının tenfizi bakımından New York Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Tenfizi engelleyen haller New York Sözleşmesinin V. maddesinde düzenlenmiştir. Şartlardan bir kısmını tenfiz mahkemesi kendiliğinden dikkate almak zorundadır. Diğer şartları ise tarafların iddia ve ispat etmesi gerekir. Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak şartlar şunlardır: 1- Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması, 2- Hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır. Taraflarca iddia ve ispat edilecek tenfiz engelleri ise 1- Tahkim anlaşmasının taraflarının ehliyetsiz olması veya tahkim anlaşmasının geçersiz olması, 2- Hakkında hakem kararının tenfizi istenen tarafın hakem seçiminden veya tahkim yargılamasından usulen haberdar edilmemiş olması veya delillerini sunma imkânından mahrum edilmesi, 3- Hakem kararının, tahkim anlaşmasında yer almayan bir hususa ilişkin olması veya tahkim anlaşmasının sınırlarını aşması, 4- Hakemlerin seçimi veya hakemlerin uyguladıkları usulün, tarafların anlaşmasına, böyle bir anlaşma yok ise hakem hükmünün verildiği yer hukukuna aykırı olması, 5-Hakem kararının tabi olduğu veya verildiği yer hukuku hükümlerine göre kesinleşmemiş veya icra kabiliyeti kazanmamış veya verildiği yer mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasıdır (Nuray Ekşi, Yargıtay Kararları Işığında ICC Hakem Kararlarının Türkiye’de Tanınması ve Tenfizi, 25.11.2008 tarihinde İTO’nda yapılan ICC Tahkimine İlişkin sunulan tebliğ) Somut olayda davacının tenfiz talep eden şirket, karşı tarafının ise davalılar olduğu 03/01/2019 tarihli hakem kararının tenfizi talep edilmektedir. New York Sözleşmesi’ne ülkemiz ve Amerika Birleşik Devletleri taraf olduklarından dava konusu hakem heyeti kararının diğer yasal koşulları içermesi halinde ülkemizde tenfiz edilebilmesi mümkündür. Taraflar arasında düzenlenen 30/01/2015 tarihinde tadil edilen 28/08/2014 tarihli Münhasır Distribütörlük Sözleşmesi’nin 18. maddesi ile,sözleşmeyle ilgili olarak ortaya çıkan herhangi bir talep veya ihtilafın, Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi’nin uluslararası tahkim kuralları uyarınca tahkim yoluyla çözüme kavuşturulacağı, hakem sayısının üç olacağı, tahkimin yerinin Atlanta, Georgia ABD olacağı, tahkimin İngilizce dilinde yürütüleceği ve karara bağlanacağı kararlaştırılmıştır. Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi Tahkim Kuralları’nın 10. Maddesinde bildirimlerin posta, kurye, faks veya başkaca elektronik yollarla yapılabileceği düzenlenmiş olup, anılan hakem kararında da belirtildiği üzere tahkim yargılaması sırasında taraflara usulüne uygun olarak tüm bildirimlerin yapıldığı, savunma hakkını kullanmadıkları, davalı vekilinin savunma hakkı tanınmadığı iddialarını kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Tahkim yargılamasında, tarafların sözleşme ile kararlaştırılan usule göre yargılama yapıldığı, tahkime konu ticari ilişki dikkate alındığında verilen kararın Türk hukukuna göre tahkim yoluyla çözümü mümkün bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu, tenfizi istenen hakem kararının Türk kamu düzenine aykırı olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun dışında Uluslararası İhtilaf Çözüm Merkezi Uluslararası Tahkim Kuralları’nın 30. maddesi gereğince tahkim kararının nihai ve bağlayıcı nitelikte olduğu, karara karşı herhangi bir itiraz veya temyiz yolunun mevcut olmadığı, New York Sözleşmesinin V. Maddesinde düzenlenen tenfiz koşullarının gerçekleştiği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne ilişkin kararda isabetsizlik olmadığından davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Davacı tarafından yapılan 130,5-TL istinaf yargı giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022