Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/662 E. 2022/570 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/662
KARAR NO: 2022/570
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/01/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/1 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz/Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İhtiyati haciz/tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı borçlu … AŞ. Arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri ile kredi kullandırıldığını, …’nun sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, 12/02/2019 tarihinde dava dışı şirket tarafından konkordato başvurusunda bulunulduğunu, 1 yıl süre ile verilen kesin mühletin 05/03/2020 tarihinde kaldırılarak feragat sebebiyle konkordato talebinin reddine karar verildiğini,davalı şirketin tek hissedarı ve yetkilisi … olarak gözükmekte ise de; dava dışı borçlu şirketin tek hissedarı …’nun, …’nun babası ve davalı şirketin gizli yöneticisi olduğunu, muacceliyet ihtarnamesi gönderilmeden kısa süre önce davalı şirketin kurulduğunu, …’nun şirketin kurulduğu tarihte 20 yaşında olması ve şirketin kuruluş sermayesi 2.000.000-TL’nin kaynağının tespit edilememesi hususlarının iki şirket arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu gösterdiğini, ihtarnameden kısa süre önce davalı firma hesabına … tarafından “sermaye için” “açıklaması ile yüksek miktarlı paralar yatırıldığını ileri sürerek davalı adına kayıtlı menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine ve şirket mallarının devir ve temliklerinin önlenmesi için tedbir konulmasına,dava tarihi itibarıyla 944.975,65-TL alacağın şimdilik 30.000.-TL’sinin işleyecek faizi ve %5 gider vergisi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ihtarname alacak kalemleri davacı tarafı iddiasının para alacağın istemine ilişkin olması, para alacağı talepleri de ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden; ihtiyati haczin ise alacak talebinin dayandığı iddiaların yargılamayı gerektirmesi nedeniyle yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalı firmanın sırf alacaklıları ızrar kasdıyla organik ve fiili bağlantı içerisinde bulunduğu şirket üzerinden, hep aynı isimler etrafında, farklı tüzel kişilik görüntüsü altında faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin tek hissedarı ve yetkilisi kağıt üzerinde her ne kadar … olarak gözükmekte ise de; dava dışı borçlu şirketin tek hissedarı ve yetkilisinin …’nun, …’nun babası ve davalı şirketin gizli yöneticisi olduğunu, muacceliyet ihtarnamesi gönderilmeden kısa süre önce davalı şirketin kurulduğunu, …’nun şirketin kurulduğu tarihte 20 yaşında olduğu,şirketin sermayesi 2.000.000-TL’nin kaynağının tespit edilememesi hususlarının iki şirket arasındaki ilişkiyi kanıtladığını, ihtarnameden kısa süre önce davalı firma hesabına … tarafından “sermaye için” “açıklaması ile yüksek miktarlı paralar yatırıldığını,yaklaşık ispatın gerçekleştiğini, kararın kaldırılarak ihtiyati haciz ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep,borçlu şirket ile organik bağ içinde olduğu ileri sürülen davalı şirket aleyhinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir. Somut olayda, davalının taşınır ve taşınmaz mallarının iş bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır. HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davalının uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa ihtiyati haciz kararı verilebileceği,konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir. Temel hukuk kurallarının en önemlilerinden bir tanesi alacak haklarının nisbiliği ilkesidir. Alacak hakkı ancak hukuki ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir.Ticaret şirketlerinde ise sınırlı sorumluluk ilkesi ayrı ve bağımsız malvarlığı oluşumunu yaratmaktadır. …aynı şirketler topluluğu içinde yer alan kardeş şirketler arasında koşulların varlığı halinde ve çok istisnai hallerde Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisinin uygulanmasının mümkün olabileceği de kabul edilmektedir.“Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Teorisi” ana kuralın istisnası olarak ancak belirli ve sınırlı durumlarda “sakınılarak” uygulanması gereken bir yoldur.(Yargıtay 11.HD nin 2017/2384 esas 2019/2653 karar sayılı emsal ilamı ) İİK 257.maddesi hükmü uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için muaccel bir para alacağının bulunması ön koşuldur.Eldeki davada , talep olunan alacak davalının kabulünde değildir. Varlığı ihtilaflı ve tespite muhtaç olan bir alacak talebi yönünden ortada muaccel veya müeccel bir bir para alacağı bulunduğu söylenemeyecektir.Davacı tarafın iddia ettiği davalı ve dava dışı şirket arasında organik bağ, iktisadi bütünlük, yönetsel özdeşlik olduğu yönünde davacının sunduğu belgeler talebin değerlendirildiği aşama itibariyle tüzel kişilik perdesinin arkasına gizlenildiği iddiasını yaklaşık ispata yeterli değildir. Dava dışı borçlu şirket ile davalı arasındaki ilişkinin ve aleyhine ihtiyati haciz istenen davalının borçtan sorumlu olup olmadığı ancak yargılama sonucunda yapılacak tahkikat neticesinde belirlenecektir.Davalı şirketin borçtan sorumlu olup olmadığı yargılamayı gerektirmekte olduğundan ara kararına yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş, ihtiyati haciz/tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati haciz/tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2022