Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/661 E. 2022/567 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/661
KARAR NO: 2022/567
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2022
NUMARASI: 2021/418 Esas – 2022/20 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davacı şirketin ortaklık yapısı ve pay devri için ortaklar arasında yapılan toplantı sonucunda, pay devirleri yapılması kararları alındığını, 20.09.2021 tarihinde ortaklar tarafından pay devri hususunda alınan kararların Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil ve İlan ettirilmek istediğinde “Ortaklar Pay Defterinin” olmadığının öğrenildiğini, ortaklar pay defterinin nerede, nasıl kaybolduğunu ise tespit edilemediğini, davanın kabulü ile davacı şirkete ait ortaklar pay defterinin zayii olduğunun tespiti ile zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davacı taraf Türk Ticaret Kanunu’nun 82. maddesinde sayılan nedenler kapsamında pay defterinin zayi olduğunu ispat edemediğini, kendi beyanında hırsızlık olayı meydana geldiğini iddia etmiş ise de hırsızlık kapsamında pay defterinin çalındığını dosya kapsamı itibariyle ispat edemediğinden şirkete ait ortaklar pay defterinin kaybedilmesi iddiası zayi belgesi verilmesi için yeterli sebep olmadığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili; pay defterinin, yalnızca ortakların paylarının değişmesi durumunda çok çok nadir kullanılan bir defter olduğunu, en son 2018 yılında işlem yapıldıktan 3 yıl sonra tekrar lazım olduğunu, müvekkilinin bu defterin yokluğunu o arada fark edebilmesi mümkün olmadığını, hırsızlık hadisesinde bir kısım şeyler kaybolduğunu, ancak o tarihte kayda değer bulunmadığı için şikayette bulunulmadığını, yerel mahkemece bu konuda yeterli araştırma yapılmadan hüküm tesis edildiğini, ortada bir defter yokken ve yok olduğu tüm resmi kurumlara bildirilmişken, zayi kararı verilmemesi demek, müvekkili şirketin faaliyetlerinin durması demek olduğunu, ortada bu defterin yenisinin çıkarılmasının da başkaca bir yolu bulunmadığını, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen mücbir sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının iradesi dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir. Somut olayda; davacı karar defterinin çok az kullanılan bir defter olduğu ,kaybının anlaşılamadığını ,daha evvel bir hırsızlık olayı olduğunu ancak önemsenmediğinden üzerinde durulmadığı ileri sürülmüştür.Tacirin TTK’nun 82/7. maddesindeki düzenlemeden faydalanabilmesi için öncelikle ticari defterlerin korunması amacıyla gerekli dikkat ve ihtimamı göstermiş olması gerekmektedir. Tacirin ticari defterlerini korumada gerekli dikkat ve özeni göstermediği hallerde zayi belgesi verilmesini talep edemez. Açıklanan nedenlerle; zayii olayının mücbir sebeb neticesi gerçekleştiğinin ispat edilememesi nedeniyle ,zayi belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Davacı vekilinin hükme yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/04/2022