Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/657 E. 2023/124 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/657
KARAR NO: 2023/124
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/05/2018
NUMARASI: 2015/301 Esas 2018/439 Karar
DAVA: Hisse devrinin tesbiti ve tescili
DAVA: Hisse devrinin tesbiti ve tescili
DAVA: Pay Devrinin Hükümsüzlüğünün Tespiti ile İptali
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2023
Dairemizce verilen hükmün Yargıtay 11. H.D tarafından bozulması üzerine yapılan duruşma sonunda dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
ASIL DAVA: Davacı vekili; 06/12/2012 tarihi itibariyle davalı şirkette … ve çocuklarının %48,96, … ve çocuklarının %48,96, …’un %2,08 pay sahibi olduğunu, bu tarihte her iki ortağın kardeşleri …’a kendi paylarından 0,96 pay vermeyi kararlaştırdıkları, toplam 1.92 payın karşılığı 312.000-TL’nin davacı tarafından davalı …’e verildiği ve …’in şirket hesaplarına intikal ettirdiği, buna göre pay durumlarını %48+48+ 4 halini aldığı, şirketi her iki kardeş münferiden temsil ve ilzam etmekte iken 16/12/2013 tarihinde her üç ortağın şirket merkezinde toplanarak %4 payı … ve …’a devretmesine karar aldıklarını, bu halde paylar eşit olacağından münferit yetki uygulamasından vazgeçerek müşterek imzaları ile temsil ve ilzama karar alındığı, yapılan anlaşma gereği olarak davalı …’in 16/12/2013 tarihinde şirket YK.na dilekçe vererek “%2 hissenin %1’ini …’ye devrediyorum” şeklinde beyanda bulunduğunu, bunun sebebinin davalı …’in hisselerinin %2 olduğunu hatırlaması olduğunu, bunun üzerine davalı …’in %4’ün yarısı %2’si şeklinde beyanını düzelttiği ve şirketin devri halinde çıkabilecek masraflar hususunda avukatından görüş istendiğini, daha sonra davalı …’in %4 payının %3’lük kısmını …’un oğlu …’e bağışladığı bilgisine ulaşıldığını, payların bedelinin davacı tarafından karşılanması, ancak …’in parayı davacıya iade etmemesi, daha sonra davalı …’in payının her iki paydaşa eşit olarak devretmesine karar alınması ve devir belgesinde hissenin %2’sinin %1’ini ifadesini kullanması ve akabinde müşterek imzaya geçilmesi nedeniyle davalı …’in %4 hissenin yarısını …’a devrettiğinin anlaşılması gerektiğini, %2 hissenin davacıya devir işleminin yapılmasına ve pay defterine işlenmesine, %4 payın …’e devredilen %3’lük kısmının %1’lik hissenin iptaline ve davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAPLAR: 1-Davalı … vekili; şirketin 16/12/2013 tarihine kadar münferit imza ile temsil edildiğini, şirketin durumunun kötüye gitmesi nedeniyle bu tarihte müşterek imzaya geçilmesine karar verildiğini, davacının bu toplantıdan önce müvekkiline gelerek; %4’lük hissenin %2’lik kısmının kendisine satılması şartıyla bu toplantıya katılıp karara imza atacağını, aksi takdirde toplantıya katılmayacağını beyan ettiğini, kardeşler arasında tartışma yaşanmaması için %2 payın sadece %1’lik kısmının kendisine satabileceğini, beyan ettiğini ve bu belgeyi toplantı öncesinde müvekkiline imzalattırdığını, pay bedellerini müvekkiline ödemediğini, daha sonra müvekkilinin bu belgenin iadesini istediyse de davacının yırttığını söylediğini, davacının %2’lik paya talip olması üzerine davalı …’in vekili olarak kendisine müracaat ettiğini, vergi hesaplaması yapıldığını, 28/01/2014 tarihli e- posta mesajında davacının satın almak istediği 1.300 adet payın satın alınması halinde hangi maliyete katlanması gerektiğini araştırdığını, eğer 16/12/2013 tarihinde hisseleri zaten satın almış ise daha sonraki tarihli e posta mesajında görüş bildirim hususu neyle ilgili olduğunun düşünülmesi gerektiğini, şirket YK.nun 24/01/2015 tarihinde toplanarak şirketin gayri faal duruma getirilmesi hususunda karar alındığını, bu toplantıda davacının pay devrine ilişki hiçbir beyanda bulunmadığını, ihtilaf üzerine davacının keşide ettiği 28/01/2014 tarihli ihtarnamenin incelenmesinde de; davalı …’in 2.600 pay sahibi olduğunu açıkça ifade ettiğini, eğer 16/12/2013 tarihinde bu payları devralmış olsaydı %1 karşılığı 650 pay ilavesi suretiyle 24.350 adet payı olduğunu, hatta %2 karşılığı 1.300 pay ilavesi suretiyle 25.000 pay sahibi olduğunu ifade etmesi gerektiğini, …’un şikayeti üzerine davacı karakolda verdiği ifadesinde; müvekkiline kendisine vermeyi taahhüt ettiği %2’lik hisseyi ona vermediği şeklinde beyanda bulunduğunu, %2’lik payların …’e ait olduğunun İstanbul 7. Aile Mahkemesi’nin 2014/151 Değişik iş sayılı dosyasına açılan davada ikrar ettiğini, yine 09/06/2014 tarihinde açılan davada da; …’in %4 hissesi olduğunu ikrar ettiğini, bu belge ile satın aldığını ileri sürdüğü %1’lik payı aslında hiçbir zaman almadığını, bu paya ilişkin olarak hiçbir bedel ödemediğini, daha sonra bu belgeyi yırttığını söylediyse de %2’lik kısmının %4, %1’lik kısmı da %2 olarak değiştirdiğini, üzerinde el ile düzeltmeler yaptığı belgeye istinaden anlamsız yorumlar yaparak dava açtığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı şirket vekili; … tarafından 16/12/2013 tarihinde davacıya devrettiği ileri sürülen paylar konusunda şirket YK na bilgi verilmediği ve bu konuda ilk kez 16/12/2015 tarihinde davacının hak iddiasında bulunduğunu, davacının ibraz ettiği belgenin üzerine elle yapılan düzeltmeler nedeniyle kabul görmediğini, hissedarlar arasındaki ihtilafın yasal yollarla çözülmesi gerektiğini, davanın yönetim kurulu kararından önce açılmış olması nedeniyle şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/335 Esas sayılı dosyasında davacı … vekili; şirketin 16/12/2013 tarihinde toplanarak şirketin temsil ve ilzamı hususunda müşterek imzaya geçilmesi hususunda davalıyı ikna edebilmek için %4 hissesinden %2’yi talep etmesi nedeniyle %2 payından sadece %1’lik kısmını satabileceğini beyan ettiğini, %1’lik payı almaya ikna olan davacının bu paydan sadece %1’lik kısmının devredildiğine dair hazırlattığı yazıyı toplantı öncesinde …’e imzalattığını ve toplantıya girdiğini, ancak davalının ödeme sözünü verdiği pay bedellerini ödemediğini, %2’lik paya sahip olması nedeniyle doğabilecek vergilerin hesaplanarak …’ye 28/01/2014 tarihinde gönderildiğini, eğer daha evvel hisseleri devraldıysa bu araştırmayı neden yaptığını, açılan davalarda …’in 2600 payı olduğunu kabul ettiğini, davalının üzerinde tahrifat yaptığı ve hükümsüz hale gelen belge ile şirket paylarını ele geçirmesinin mümkün olmadığını beyan ederek 16/12/2013 tarihli pay devri belgesinin hükümsüz olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/336 sayılı dosyasında; davacı …; şirket paydaşı …’un asıl dosyada davacı …’a şirketin %1 hissesini devrettiğinin iddia edildiğini, ana sözleşmenin 11. maddesinde hisse senetlerinin devrinin düzenlendiğini, hisselerin sermaye arttımı ve sair senetlerle iktisabı veya el değiştirmesi bahse konu olduğunda durumun evvela hemen ödenmiş hisse senedi iktisabına hak kazanan A serisi maliklerine bildirileceğini, müracaat edenler arasında iktisabına hak kazandıkları ödenmiş hisse senedi miktarı esas tutulmak suretiyle tevdi ve tevzi edileceğini, A grubu hisse sahibi davacı …’in imtiyazlı paya sahip olduğunu, TTK’nın 478. maddesi uyarınca davacıya “Öneriye muhattap olma hakkı verdiğini, bu rüçhan hakkının şirkette payını satmak isteyen paydaşların paylar öncelikli olarak şirketin A grubu hissedarlarına önermesi ve bu hissedarların hisseleri satın almadan öncelikli olma hakkına sahip olduğunu, müvekkili …’ın 20/02/2015 tarihinde haberdar olduğunu, iş bu pay devrine karşı esas sözleşmede belirtilen süre içerisinde itirazi kayıt koyduğu ve bu paylara aynı şekilde talip olduğunu ihtarında bildirdiğini, davacının da pay devralan …’nin de A grubu hissedar olması nedeniyle davacının satılarak devredilen payların en azından yarısını alma hakkına haiz olduğunu, %1 payın devrine ilişkin belgenin iptali ile pay devrinin hükümsüzlüğünü, belgenin hüküm ifade etmesi halinde de devre konu payların en az yarısının A grubu imtiyaz pay sahibi müvekkili adına” tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; “anonim şirkette sermayenin paylara bölündüğü, bunların nama ve hamile yazılı olabileceği, pay defterinden takip edildiği, payların devredilebilir nitelikte olup pay devrinin nama veya yazılı olmasına veya hisse senedine bağlanmış olmasına ya da ilmühaberden çıkarılmış olmasına göre farklılık arz ettiği, pay sahibi sıfatının kazanılması için öncelikle geçerli bir devir bulunması gerektiği, yazılı paylar yönünden devrin zilyetlik ile gerçekleştiği, ilmuhabare bağlı payların ise ve pay defterinden takip edilen payların yazılı bir alacak temlikine bağlı olduğu, pay defterine kayıt ile değil geçerli bir devir sözleşmesi ile kazanıldığı, esas sözleşmenin 8. maddesinde hisse senetlerinin hamile yazılacağı şekilde bir düzenleme olduğu, bu durumda davacının bu belge dışında davalıya pay devri karşılığında yapılan bir ödeme veya dayanağın olması gerektiği, yeterli olmadığı, …’un geçerli bir pay devri bulunması halinde ön alım hakkının incelenebileceği, …’un açtığı davada ise, pay bedelinin karşılığının ödenip ödenmediği yer alan diğer belgelerden eklenerek açılan her 3 davanın da geçerliliğinin iddia ve itirazların tartışılması için oluşturulan karar için bir bedel bulunmadığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki ilişki ve çekişmeleri gösterir kayıtlar ile asıl davaya konu devredilmiş gerçek bir pay devri olmadığı, bağış yönünden ise iptali istemi artık yönetim kurulu toplantısında pay defterine işlenmiş olduğu, irade sakatlığından bahsedilemeyeceği, ön alım hakkının şirketi devri talepleri bağlayacağı, davacı tarafından dava dosyalarına verilen beyanlardan eldeki belgenin tarihinden daha sonraki tarihlerde davalı …’in 2.600 payı bulunduğunu kabul ettiği, bu nedenle davacı … yönünden devrin gerçekleşmediği yolunda ikrarları bulunduğu, gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Birleşen dava davacısı … vekili; davanın reddi kararına karşı itirazları olmasa da birleşen 2015/336 esas sayılı dosyada bu kararda aleyhlerine 13.150-TL davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin yüksek olduğu, davacının talepleri nedeniyle bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, maktu ücret takdirine karar verilmesini talep etmiştir. 2- Asıl dava davalısı-birleşen dava davacısı …; …’un %4 lük payının %1 lik kısmının kendisine devri için çok büyük baskı yaptığını, müvekkili hakkında dava açılması üzerine huzurdaki davayı …’un pay devri talebi üzerine zorunlu kaldığından açtığını, …’un davasının reddedilmesi durumunda mahkemenin birleşen davada konusuz kalan dava hakkında hüküm kurmaya yer olmadığına karar vermesi gerekirken davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı kararın davanın reddi ile hükmün değiştirilerek davanın konusuz kaldığından bir karar verilmesine yer olmadığına bu durumda masraf ve avukatlık ücretinin değiştirilerek kararın onanmasına, baskı nedeniyle bu dava açmak zorunda kaldığından hükmolunan avukatlık ücretinin hükümden çıkartılmasına, hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiştir. 3-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı … vekili; belgenin içeriğinden “… Gıda A.Ş’de bulunan %2 nissenin %1 ini …’a nominal değerinde devir ediyorum, gerekli kararı alarak pay defterine işlenmesini talep ediyorum” alacağın temliki bakımından kanunda öngörülen yazılı temlik sözleşmesi beyanı geçerli bulunduğu, temlik beyanının yazılı şekilde yapılması gerekli ve yeterli olduğundan ayrıca temerrüd edenin kabulüne ihtiyaç olmadığı, bu sebeple tahrifat yapıldığı iddiasının devir sözleşmesini hükümsüz hale getirmediği, %4 hissenin %2 sinin davacıya devredildiğini kabulü gerektiği, …’un %3 oranındaki payını …’e bağışlamasının hukuken geçerli olmadığını, bağışlama tarihinde …’un mülkiyetinde bulunan 1.300 adet hisse bakımından geçerli olabileceği, bu sebeple kendisinin olmayan bir hisseyi bağışlayamayacağı gözetilerek %2 lik hissenin davacı … adına pay defterine tesciline, hükmün kaldırılarak davanın kabulune karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE-SÜREÇ: “Taraf vekillerinin istinafı üzerine Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda 2018/2517 esas, 2020/20 tarihli 16.1.2020 tarihli karar ile ” … Davaya konu davalı anonim şirket hisselerinin bedeli ödenmiş çıplak pay olduğu, senet veya ilmühabere bağlanmadığı yapılan bilirkişi incelemesi ve tarafların kabulünden anlaşılmaktadır. Senede bağlanmamış çıplak payın devrinin alacağın temliki hükümlerine tabii olduğu hususu yargı uygulamasında genel olarak kabul görmüştür. Alacağın temlikine ilişkin TBK’nun 184/1 maddesinde alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmasına bağlanmıştır. TBK’nun 14/1.maddesinde ise yazılı şekilde yapılması öngörülen sözleşmelerde borç altına girenlerin imzalarının bulunması zorunludur.Davacı tarafça hisse devir sözleşmesi olduğu ileri sürülen … A.Ş. yönetim kuruluna hitaben yazılmış olan 16.12.2013 tarihli belge de …’un … A.Ş.’deki %2 hissesinden %1’ini nominal değer üzerinden …’a devrettiği, payların adına yazılmasını talep ettiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince; “Dosyaya ibraz edilen pay devrine ilişkin yazılı belge üzerinden payını devrettiği ileri sürülen davalı tarafından kabul edilmeyen düzeltmeler yer aldığı, söz konusu belgenin alacağın temliki ile öngörülen şekle uygun olmadığı, davacı tarafından pay devrini ispatlamak üzere üzerinde değişiklik yapılması ve davalı tarafından kabul edilmeyen 16/12/2013 tarihli geçerliliği tartışmalı bu belge dışında davalıya pay devri karşılığında yapılan bir ödeme veya söz konusu devir, bağış niteliğinde ise bağışı ispatlayan belge sunulmadığı, dosyaya ibraz edilen söz konusu belge payın devrinin gerçekleştiğinin ispatının yeterli olmadığı yolundaki bilirkişi görüşü mahkemece benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir. Davalı …’un 16/12/2013 tarihi itibariyle davalı şirkette %4 oranında hissesi bulunduğu konusunda ihtilaf yoktur. Davalı … devre dayanak olarak davacı … tarafından gösterilen 16/12/2013 tarihli belgedeki imzayı ikrar etmektedir. Davalı … bu belgeyi şirket yönetiminde münferit imza hususunda karar alınabilmesini temin etmek ve esasen %4 hissenin %2 hissesine davacının talip olması nedeniyle %1 hissenin devri amacıyla imzalayıp davacıya verdiğini kabul etmektedir. … tarafından … Gıda A.Ş. Yönetim Kuruluna başlıklı belgenin incelenmesinde … Gıda.. A.Ş.’de bulunan %2 hissenin %1’ini …’a (TC No:) Nominal değerinde devir ettiği gerekli kararın alınarak pay defterine işlenmesini talep ettiği yazılıdır. Esasen başlangıçta %2 ‘lik hissenin %1 inin devredildiğine dair belgenin düzenlendiği, davacının da kabulündedir. Ancak bunun bir hatadan ibaret olduğunu, …’un hatırlayamadığı hisse oranının %4 olduğunu daha sonra hatırlayarak %2 nin %4, %1 i de %2 olarak düzelttiğini davacı beyan etmektedir. Davalı …’de bu düzeltmenin kendisi tarafından yapılmadığını savunmaktadır. Bu düzeltme el ile yapıldığı ve belgeyi imzalayan … tarafından düzeltilen kısımların imzalanmadığı açıktır. O halde, belgenin üzerinde değişiklik yapılmadan evvelki orjinal halinin esas alınarak davanın çözümü gerekmektedir. Davacı … her ne kadar …’in hisselerini %2 olarak hatırladığını bu sebeple %2 olarak düzenlenen devir beyanının %4 olarak anlaşılması gerektiğini ileri sürmekte ise de bu iddiayı doğrulayan davacının iddialarından başka bir delil dosyada bulunmaktadır. Aksine davalı … taraflar arasında ki oy eşitliğini sağlayacak hisseleri daima üzerinde bulunduran kişi olduğundan hisse miktarını hatırlamaması nedeniyle %2 ibaresinin %4 olarak anlaşılması gerektiğine ilişkin iddianın dinlenebilirliği yoktur. %2 hisse davacı lehine oy eşitliğinin bozulmaması için gereklidir. Ancak %2 hissenin %1 hissesi devredilmek üzere sözleşme imzalandığı davalı …’in kabulündedir. O halde belgenin tahrif edilen kısımları dikkate alınmasa da davalı … %1 hisseyi devretmek üzere bu belgeyi imzaladığını kabul ettiğinden %1 hissenin davacı …’ye geçerli bir devir sözleşmesiyle devredildiğinin kabulü gerekmektedir. Bedelin ödenip ödenmediği bu davanın konusu değildir. Sözleşme de nominal değer üzerinden devredileceği yazılıdır. Davalı … hisse devir bedellerinin ödenmediğini ileri sürmekte ise de bu konuda dava açmasına engel olmayıp, davacı … de davalı …’e gönderilen 312.000-TL bedelin davalıya bu amaçla ödendiğini ileri sürmektedir. Düzenlenen bir sözleşme üzerinde tahrifat yapılması sözleşmenin bütünüyle geçersiz sayılmasını gerektirmez. Tahrifat yapılan kısımları geçersiz sayılır. HMK 207-(1) Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğini ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir. %1 hissenin devrine ilişkin irade beyanı her iki tarafın kabulünde olduğu, ancak el ile düzeltilen kısımlar davalı … tarafından itiraza uğradığından davalı …’in %4 hissesinin %1’ini davacıya devir ettiği anlaşılmakla, yönetim kurulunun bu devrin pay defterine tescili talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı …’in halen üzerinde bulunan %1 hissesinin davalı adına olan hissesinin iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Birleşen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/336 esas sayılı dosyasında; davacı … vekili tarafından davanın reddine ilişkin hüküm esası yönünden istinaf edilmemiş ise de; aleyhine hükmedilen nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği nedeniyle hükmü istinaf etmiştir. Dava değeri gösterilerek nispi harca tabii bir dava açılmış olup; davanın reddine ilişkin hüküm kesinleşmiş olduğundan dava değeri üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur. Yazılı nedenlerle birleşen dosya davacı vekili … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Davacı … tarafından İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/335 Esas sayılı dosyasında açılan hisse devri sözleşmesinin hükümsüzlüğünün tesbiti ile iptali talepli davanın da asıl dava reddedildiğinden konusuz kaldığından bahisle hüküm istinaf edilmiş ise de; davacı dava değeri göstererek elde ki davayı açmış olup birleşen dava ile belgenin hükümsüzlüğü ileri sürüldüğünden nispi harca tabii bir davadır. Hisse devrinin tescili talebinden sonra açılmıştır. Asıl dava da savunma olarak ileri sürülebilecek hisse devri sözleşmesinin hükümsüzlüğüne ilişkin davanın açılmasında davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. HMK 114(1)-h gereği hukuki yarar dava şartıdır. Mahkemece geçerli bir hisse devri olup olmadığı öncelikle incelenecek olduğundan bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerekirken davanın esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir eksiklik bulunmadığından davalı …’in istinaf başvurusunun kabuluyle hükmün kaldırılmasına ve yeniden hüküm verilmek suretiyle re’sen incelenmesi gereken dava şartına ilişkin bir eksiklik olan hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı …’un hisse devri nedeniyle hisselerin adına tescili talebi maktu harçla açılmış ve harç tamamlanmadan davaya bakıldığı anlaşılmakla Dairemizce bu eksiklik giderilmiş, davacı tarafça davaya konu %2 hissenin nominal değeri üzerinden eksik harç tamamlanmıştır. Yukarıda açıklanan sebeblerle davacı …’un “%2 payın adına kayıt ve tescili talepleri yerinde değil ise de; … adına kayıtlı bulunan %1 hisseyi iktisap ettiğinden davalı … adına kayıtlı bulunan %1 hissenin davacı … adına kayıt ve tesciline, fazlaya dair isteminin reddine karar verilmesi gerektiğinden hükmün kaldırılmasına, asıl ve birleşen davada yeniden hüküm verilerek, hükmün bütünlüğü sağlanmak üzere, kesinleşen kısımlar tekrar edilmek suretiyle asıl davada davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, kesinleşen … tarafından açılan birleşen davanın reddine ilişkin hükmün tekrarına” karar verilmiştir. Kararın asıl davada davalı … Gıda San. ve Tic. A.Ş. vekili, davacı-birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/335 Esas sayılı davada davalı … vekili ile asıl davada davalı-birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/335 Esas sayılı davada davacı … vekilince tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 11.HD’nin 26/01/2022 Tarih 2020/1368 esas, 2022/662 karar sayılı ilamı ile karar sayılı ilamı ile” “1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince “1-…davalı … adına kayıtlı bulunan davalı şirketteki %1 paya tekabül eden 650 hissenin davacı …’a devredildiğinin tesbiti ile davalı şirket pay defterinde davacı adına kayıt ve tesciline” yönelik esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, asıl davada dava konusu paylardan davanın kabulüne ilişkin %1 paya yönelik davalılar vekillerinin ve birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/335 Esas sayılı dosyasında taraf vekillerinin tüm temyiz istemlerinin reddine karar verilmiştir. 2- Asıl davada reddedilen %1 paya yönelik olarak Dairemizce yapılan incelemede ise; davacı, davalı …’un şirkette bulunan %4 hissesinin yarısı olan %2 hissesinin davacıya devri ile şirket pay defterine işlenmesini, davalı …’un dava dışı …’a bağışladığı %3’lük kısmından %1’lik kısmının iptalini istemiştir. Davacının, hem davalı …’in %2 hissesinin davacıya devri ile pay defterine kaydedilmesi, hem de 22.01.2015 tarihli 1.950 adet payını şirket ortaklarından dava dışı …’a bağışlamasına ilişkin işlemin iptali istemi gözetildiğinde verilecek karar davada taraf olmayan …’un da hukukunu etkileyeceğinden, hukuku etkilenecek ortak işbu davada taraf olarak yer almaksızın, uyuşmazlığın sonuçlandırılıp bir karar verilmesi mümkün değildir. Dava, eksik hasımla açılmıştır. Bu itibarla mahkemece, davacı tarafa, hukuku etkilenecek olan … hakkında dava açmak üzere mehil verilip, belirtilen dava ikame edildikten ve işbu dava dosyası ile birleştirilerek usulünce taraf teşkili sağlandıktan sonra yapılacak değerlendirme neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın eksik hasımla görülüp işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın re’sen bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 3- Bozma sebep ve şekline göre asıl davada davacı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. “denilerek bozulmuş,usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur. Yargıtay ilamının yukarıda yazılı 1 nolu bendi ile davanın kabul edilen kısmına ilişkin temyiz itirazları red edilmek suretiyle hisse devri senedinin geçerli bulunduğu davalı …’e ait 1 payın davacıya devir edildiği hususu kesinleşmiştir. Bozma ilamı gereği davalı …’e ait iken hakkında dava açılan … aleyhinde (Dairemizin ilk derece esasında )dava açılması sağlanmış ,eldeki bu dava ile birleştirilmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının fotokopi belge ile ilgili talebini şirkete ilk kez 20.2.2015 tarihinde bildirdiğini, %4 payın …’a ait olduğunu resmi makamlar uyarınca defalarca tekrarlandığını, bu durumda … tarafından yapılan bağışın geçersiz olduğundan söz edilemeyeceğini, bahse konu yazıyı imzaladığını ikrar ettiği için Yargıtay’ın %1 lik payın mülkiyetinin …’a geçtiğine karar verdiğini, yoksa … tarafından ispatlanan bir dava olmadığını, bu yazıyı hazırlayıp …’un önüne koyanın bizzat davacı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Yargıtay bozma ilamına konu Dairemiz kararında; Davacı … her ne kadar …’in hisselerini %2 olarak hatırladığını bu sebeple %2 olarak düzenlenen devir beyanının %4 olarak anlaşılması gerektiğini ileri sürmekte ise de bu iddiayı doğrulayan davacının iddialarından başka bir delil dosyada bulunmaktadır. Aksine davalı … taraflar arasında ki oy eşitliğini sağlayacak hisseleri daima üzerinde bulunduran kişi olduğundan hisse miktarını hatırlamaması nedeniyle %2 ibaresinin %4 olarak anlaşılması gerektiğine ilişkin iddianın dinlenebilirliği yoktur. %2 hisse davacı lehine oy eşitliğinin bozulmaması için gereklidir. Ancak %2 hissenin %1 hissesi devredilmek üzere sözleşme imzalandığı davalı …’in kabulündedir. O halde belgenin tahrif edilen kısımları dikkate alınmasa da davalı … %1 hisseyi devretmek üzere bu belgeyi imzaladığını kabul ettiğinden %1 hissenin davacı …’ye geçerli bir devir sözleşmesiyle devredildiğinin kabulü gerekmektedir. Bedelin ödenip ödenmediği bu davanın konusu değildir. Sözleşme de nominal değer üzerinden devredileceği yazılıdır. Davalı … hisse devir bedellerinin ödenmediğini ileri sürmekte ise de bu konuda dava açmasına engel olmayıp, davacı … de davalı …’e gönderilen 312.000-TL bedelin davalıya bu amaçla ödendiğini ileri sürmektedir.” davada taraf olmayan … payı için gerekçe bozma ilamı çerçevesinde yeniden değerlendirilmek gerekmiştir. Düzenlenen bir sözleşme üzerinde tahrifat yapılması sözleşmenin bütünüyle geçersiz sayılmasını gerektirmez. Tahrifat yapılan kısımları geçersiz sayılır. HMK 207-(1) Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa inkar halinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğini ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir. %1 … hissesinin devrine ilişkin irade beyanı her iki tarafın kabulünde olduğu, ancak el ile düzeltilen kısımlar davalı … tarafından itiraza uğradığından belgenin ne şekilde yorumlanacağı önemlidir.Sözleşmelerin yorumunu düzenleyen TBK md.19 hükmüne göre, “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır”. Davalı … tarafından davalı …’e bağışlanan %1 hisse bakımından yeniden yapılan inceleme neticesinde; “16.12.2013 tarihli belge de …’un … A.Ş.’deki %2 hissesinden %1’ini nominal değer üzerinden …’a devrettiği” yazılı bulunduğu ancak devir tarihinde … %4 hisseye sahipdir. Eğer …’in iradesi hissesinin yarısını değil üzerinde %1 hissesini devir etmek olsaydı %2 hissenin %1 ini değil ,%4 hissenin %1 ini demesi gerekirdi.Şirketin kuruluşundan itibaren tarafların hisselerinin eşit olması da bu yorumu desteklemektedir. Bozma kararından evvel davanın kısmen kabulüne karar verilmesi aşamasında Dairemizce verilen belgenin yorumunun, yorumda hata teşkil ettiğini kabul ile taraflar bakımından usulü kazanılmış hak teşkil etmeyen bu hatanın düzeltilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; asıl ve Dairemiz esasında açılıp birleştirilen davaların pay devri bakımından kabulüne, diğer birleşen davalara ilişkin hükümler kesinleştiğinden hükmün bsütünlüğünün bozulmaması için hükümde tekrar edilmiştir. Yargıtay bozma ilamına uyularak yeniden hüküm verildiğinden Yargıtay HGK nun 2021/96 esas 2021/205 karar sayılı, 4.3.2021 tarihli ilamı gereği taraflar yararına istinaf duruşma vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Asıl davada davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/335 Esas sayılı dosyasında davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, birleşen İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/336 esas sayılı dosya yönünden davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b/1 gereği esastan reddine,İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/301 esas 2018/439 Karar sayılı 14/05/2018 tarihli hükmün asıl dava ve birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/335 Esas sayılı dosyasında verilen hükümlerin HMK’nın 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA, 1-“Asıl davanın ve birleşen Dairemizin (ilk derece sıfatıyla 2022/4) esas sayılı davanın kabulü ile, davalı … Gıda San. Tic. A.Ş’deki … adına kayıtlı 130.000-TL sermaye bedelli %1 paya tekabül eden 650 hissenin ,davalı … tarafından …’a bağışlanan 130.000-TL sermaye bedelli %1 paya tekabül eden 650 hissenin davacı …’a devredildiğinin tesbitine, davalı şirket pay defterinde davacı adına kayıt ve tesciline, Davacı adına tesciline karar verilen paylar davalılara ait %2 paylar üzerine HMK 389 vd.maddeleri uyarınca üçüncü şahıslara devir ve temlik edilmemek üzere ihtiyati tedbir konulmasına, teminat alınmasına yer olmadığına, İhtiyati tedbir kararının İstanbul İcra Müdürlüğünce infazına, HMK 393. madde uyarınca tefhim tarihinden itibaren bir haftalık süre içinde infazı talep edilmediği takdirde kendiliğinden kalkacağının ihtarına, 2-Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/335 esas sayılı dosyasında … tarafından açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, 3-Birleşen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/356 esas sayılı dosyasında davacı … tarafından açılan davanın reddine, Asıl dava ve Birleşen Dairemizin (ilk derece sıfatıyla 2022/4) esas sayılı davada; İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 17.760,60‬-TL karar harcından asıl davada Dairemizce tamamlanan ve birleşen davada peşin yatırılan 4.548,55‬-TL (4.467,85-TL+80,70-TL) harcın mahsubu ile bakiye 13.212,05-TL harcın asıl dosya davalılarından ve birleşen dava davalısı …’dan müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen 4.661,05‬-TL peşin harcın asıl dosya davalılarından ve birleşen davada davalı …’dan müteselsilen tahsiliyle davacı …’a ödenmesine ,Asıl davada davacı vekili için takdir olunan 16.300-TL nispi vekalet ücretinin asıl dosya davalılarından müteselsilen tahsiliyle davacı …’a ödenmesine , Birleşen davada davacı vekili için takdir olunan 20.500-TL nispi vekalet ücretinin birleşen davada davalı …’dan alınarak davacı …’a ödenmesine , Asıl davada ve Dairemizin (ilk derece sıfatıyla 2022/4 esas) sayılı dosyasında ; davacı … tarafından yapılan 1.500-TL bilirkişi ücreti, 160,50-TL tebligat, müzekkere masrafı olmak birleşen davada yapılan 143-TL tebliğ gideri toplamı üzere toplam 1.903,5-TL yargı giderinin asıl dava davalıları ve birleşen davada davalı …’dan alınarak davacı …’a ödenmesine, Davalılar tarafından yapılan yargı giderinin üzerlerinde bırakılmasına,Birleşen 11. Asliye Tic. Mah. 2015/335 E.sayılı davada;ilk derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 54,90-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 2.220,08-TL harçtan mahsubu ile fazla olan 2.165,18-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı …’a iadesine, Davacı … tarafından yapılan yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereği takdir olunan 3.400-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a ödenmesine, Birleşen 6. Asliye Tic. Mah. 2015/356 E. sayılı davada;ilk derece yargılamasına ilişkin olarak, Alınması gereken 54,90-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 2.220,08-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 2.165,18-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacının yaptığı yargılama giderinin üstünde bırakılmasına, Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden lehine AAÜT gereği 13.150-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak birleşen dosya davalılarına ödenmesine,” İstinaf yoluna başvuran asıl davada davacı-birleşen davalarda davalı … tarafından yatırılan 303,90-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran asıl davada davalı-birleşen davada davacı … tarafından yatırılan 35,90-TL peşin istinaf karar harcının talebi halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran birleşen dava davacısı …’dan alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90- TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50- TL harcın birleşen dava davacısı …’dan alınarak hazineye gelir kaydına, Asıl davada davacı … tarafından istinaf ve temyiz aşamasında yapılan 384,50-TL yargı giderinin asıl ve birleşen Dairemizin (ilk derece sıfatıyla 2022/4 esas) sayılı dava davalısı …’dan alınarak davacı …’a ödenmesine, Asıl davada davalı/birleşen davada davacı … tarafından istinaf ve temyiz aşamasında yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme neticesinde asıl davada davacı-birleşen davalarda davalı …, davalı-birleşen davada davacı … ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, birleşen davada davacı … ve davalı … Gıda … A.Ş.’nin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde HMK’nun 361/1 maddesi gereği Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/01/2023