Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/646 E. 2022/857 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/646
KARAR NO: 2022/857
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2022
NUMARASI: 2022/97 Esas – 2022/42 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/06/2022
Davanın usulden reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin %10,436 sermaye oranı ile davalı şirkette hissedar olduğunu, davalı şirketin 22.09.2021 tarihli genel kuruluna çağrı kararının alındığı 23.08.2021 tarih ve 2021/22 sayılı yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu, TTK’nın 390/4 maddesi gereğince karar şeklinde yazılmış önerinin en geç öneri tarihinde tüm yönetim kurulu üyelerine bildirilmesi gerektiğini, söz konusu yönetim kurulu kararının e-posta yoluyla öneri tarihinde yönetim kurulu üyelerine gönderildiğini, ancak yönetim kurulu üyelerinden …’a 03.09.2021 tarihinde iletildiğini, bu nedenle yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu,şirketin 22.09.2021 tarihli genel kurulunda alınan tüm kararlarında da yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar TTK’nın 416. maddesi gereği genel kurul toplantısının çağrısız yapılabileceği öngörülmüş ise de, bazı hissedarların toplantıya katılmadığını,22.09.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların da yoklukla malul olduğunu belirterek, söz konusu genel kurulda alınmış olan kararların tamamının yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; aynı davacı tarafından 29.09.2021 tarihinde işbu dava ile aynı konuda ve hemen hemen aynı dava dilekçesi ile 22.09.2021 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptaline iliştkin dava açıldığını, bu davanın İstanbul 7. ATM’nin 2021/636 esas numarası ile görüldüğü gerekçesiyle davanın derdestlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dava konusunun 22.09.2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali talebine ilişkin olduğu, eldeki davada netice-i talebin de 22.09.2021 tarihli genel kurul kararın butlanına ilişkin olduğu, HMK’nın 114. maddenin 1-ı bendinde ”aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması” hususu, dava şartı olarak belirtildiği, aynı davanın daha önceden İstanbul 7. ATM ‘nin 2021/636 esas sayılı dosyası ile açıldığı ve halen görüldüğü gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/1-ı ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; somut olayda derdestliğin şartlarından olan ilk ve ikinci dava konusunun aynı olması şartının gerçekleşmediğini, zira 2021/636 esas sayılı dosyada 22.09.2021 tarihli genel kurul kararlarının iptali talep edilmişken, işbu davada kararların yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmesinin talep edildiğini, her iki davanın talep sonucunun farklı olduğunu, zira yokluk ile iptal kararlarının hukuki sonucunun farklı olduğunu, her iki davanın sebebinin de farklı olduğunu, bu kapsamda dayanılan maddi vakıaların da farklı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 22.09.2021 tarihli genel kurulunda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir. HMK’nın 114/1-ı bendinde; aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması hususu dava şartı olarak düzenlenmiştir. Eldeki davada davalı şirketin 22.09.2021 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespiti talep edilmiştir. Aynı mahkemenin 2021/636 esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesinde; davacı tarafından davalı şirket hakkında, işbu davaya konu 22.09.2021 tarihli genel kurulunda alınan kararların iptali istemiyle işbu dava tarihinden önce dava açıldığı ve davanın halen görülmekte olduğu anlaşılmaktadır. İleri sürülen diğer sebepler dışında, her iki davada da genel kurul çağrısına ilişkin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu maddi vakıası ileri sürülmüştür. Davacı tarafın ileri sürdüğü yokluk hukuki sebebi, bunu ileri sürme konusunda hukuki menfaati bulunan herkes tarafından her zaman ileri sürülebilir ve tespit ettirilebilir, hakim tarafından da kendiliğinden dikkate alınır. Yokluk ve butlan hallerinin varlığı halinde bu hususun mahkemelerce kendiliğinden göz önünde bulundurulacağı, yargı uygulamasında kabul edilmektedir. Bu kapsamda somut olayda; derdestlik iddiasına konu olan aynı mahkemenin 2021/636 esas sayılı dosyasında aynı iddia ve vakıalara dayanılarak aynı genel kurul kararlarının iptali istemiyle dava açılmıştır. Davacı tarafın genel kurul kararlarının iptalini talep etmesine rağmen, mahkemece taleple bağlı olunmaksızın davalı şirket genel kurulunda alınan kararların öncelikle yok hükmünde veya batıl olup olmadığının değerlendirilecek, kararların yoklukla malul olduğunun tespiti halinde bu yönde hüküm kurulacak, aksi halde ise alınan kararların iptal koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilecektir. (Yargıtay 11 HD’nin 2018/4377 esas, 2019/5835 karar sayılı ilamı aynı yöndedir). Bu durumda eldeki davada derdestlik dava şartı koşulları gerçekleşmiş olup, mahkemece davanın derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, hükümde isabetsizlik olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 06/06/2022