Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/633 E. 2022/564 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/633
KARAR NO: 2022/564
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2018/1225 Esas – 2020/1077 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; Müvekkili hakkında İstanbul Anadolu … icra Dairesinin … -esas sayılı dosyada icra takibi başlatıldığını, davalının, müvekkiline ait … San.ve Tic.Ltd. Şirketi’nde senetlerin düzenlendiği 2004 yılından öncesinde SGK’lı olarak çalışmakta iken olduğunu daha sonra davalının müvekkil firmadan bir şekilde ayrıldığını ve müvekkili ile aynı alanda kendi işini yapmaya başladığını davalının müvekkile ait firmanın bayisi olduğunu müvekkile ait firma ile aralarında bir dönem ticari alışverişin olduğunu müvekkili ile ilişkisini devam ettiren davalının müvekkile ait firma ile ilgili bir kısım cihazların alımında ortak iş yapmaya kalkıştıklarını bu cihazların alımı için davalıya 3 adet senet imzalanıp kendisine teslim edildiğini, cihaz alım işi olmayınca/iş yapmaktan vazgeçmeleri sebebi ile davalıdan 2 adet senetin iade alındığını, 3 nolu senedi kaybettiğini beyan ederek iade etmediğini, ancak boş kısımları doldurarak haksız ve hukuka aykırı bir şekilde senedi icra takibine konu ettiğini, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespit edilmesine ve senedin iptaline, davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;senet metni incelendiğinde, keşideci bölümünde … Ltd. Şti. nin yanı sıra …’ın da adının ayrıca ve açıkça yazılı olduğunu ve davacı tarafından inkar edilmeyen 2 adet imza bulunduğu,davacının senetten şahsi olarak sorumlu olduğunu, senet üzerinde,bir kayıt bulunmadığını senedin sonradan doldurulduğunu ileri sürdüğünü ancak bu iddiasını da yazılı delille ispatlayamadığını , imza atılan senetlerin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu kanıtlanmadıkça geçerli olduğundan davanın reddine, davacı borçlu aleyhinde tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, takip dayanağı bonoda her iki imzanın da açığa atıldığı görüldüğünü, bu durumda, davacı borçlunun şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekeceğini, dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve senedin üstünün hukuki ilişkiye aykırı doldurulduğunun yazılı delil ile ispat edilemediğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;teminat amaçlı verilen senedin vade tarihi sonradan doldurulmak sureti ile senet vasfı kazandırılmasının hukuken korunmaması gerektiğini, senede karşı senetle ispat edildiğini, senette tahrifat yapıldığına dair bilirkişi incelemesi yapılmadığını, tanıkların dinlenmediğini, gerekçeli kararda dayanılan tüm kanun maddeleri yanlış olduğunu, 2004 yılında tanzim edildiği düşünülen senedin 14 yıl aradan sonra icra takibine konu edilmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, senedin senet vasfını da ortadan kaldırdığını, zamanaşımı itirazlarının değerlendirmeye esas alınmamasının hukuken hatalı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, kambiyo senedi niteliğinde bulunan bonoya dayalı takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Kambiyo senedi niteliğinde olan bono, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız, karşı edimin ödenmesi şartına bağlanamayan, kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkisini ifade etmektedir. Kambiyo senetlerinde soyutluk prensibinin en önemli işlevi ispat açısından kendisini gösterir. Buna göre, bir kambiyo senediyle borç altına giren kimse, borçlu olmadığını iddia ediyor ise bu hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, gerçekte borçlu olmadığını iddia eden davacının, bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerekmektedir.Takip ve dava konusu bononun incelenmesinde; 06.08.2004 keşide, 06.08.2015 ödeme tarihli ve 50.000-TL bedelli bononun keşidecisinin … şirketi , lehtarının davalı olduğu, bononun ayrıca davacı tarafından avalist olarak imzalandığı, bono üzerinde şirket kaşesinin bulunduğu, davacı şirket yetkilisi tarafından keşideci ve kefil (avalist) kısımlarına atılmış iki ayrı imza bulunduğu anlaşılmaktadır. TTK’nın 776. maddesi gereği bonoda sorumluluk tek imza ile doğmaktadır. Bu nedenle atılan imzaların birinin şirket adına, diğerlerinin de şahsen avalist olarak atıldığının kabulü gerekmektedir. Yine açığa bono düzenlenmesi mümkün olup, bononun boş kısımlarının anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacı borçlu, bu iddiasını yazılı delillerle kanıtlamak zorundadır. Ancak bu hususta davacı tarafça herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Takibe konu senedin tanzim tarihi ve vade tarihi arasında bulunması gereken zaman konusunda bir sınırlama olmadığı ,bu kesitte zamanaşımı süresinin geçtiğinden söz edilemeyeceği ,yapılan ceza soruşturmasının takibat yapılmama kararıyla sonuçlandığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebebleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL harcın peşin yatırılan 853,88-TL harçtan mahsubu ile bakiye 773,18‬-TL fazla harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/04/2022