Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/593 E. 2022/834 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/593
KARAR NO: 2022/834
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/266 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2022
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili; müvekkili şirketin, davalı şirketin 5.000-TL itibari değeri olan 5000 adet В grubu imtiyazlı payının sahibi olduğunu, davalı şirketin esas sermayesi 50.000-TL değerinde olup, şirket paylarının tamamının nama yazılı paylardan oluşmakta olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin payının temsil ettiği sermaye miktarının, davalı şirket esas sermayesinin %10’una tekabül ettiğini, …’un ise müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanı ve pay sahibi, ayrıca davalı şirketin de yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu, 30.12.2020 tarihinde usulüne uygun olarak ilk olağan genel kurul toplantısının düzenlendiğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkili şirkete davalı şirketin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında bilgi ve belge paylaşmaksızın 30.12.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısı yapıldığını, müvekkili şirketi temsilen toplantıya katılan Av. … tarafından, TTK’nın 420/1 maddesi gereğince erteleme talep etmesi üzerine bilanço ve bağlı maddelerin görüşülmesinin 1 ay sonraya ertelendiğini, 30.12.2020 tarihli genel kurul toplantısından sonra müvekkili şirkete, incelenmek üzere davalı şirketin 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait faaliyet raporları ve kurumlar vergisi beyannamesinin sunulduğunu, oysa finansal tablolardan olan davalı şirketin denetleme raporları ile konsolide finansal tabloların da müvekkili şirkete teslim edilmesinin gerektiğini, sunulan mali tabloların yalnızca muhasebesel kayıt gibi yüzeysel bilgi içermekte olduğunu ve davalı şirketin harcamalarının nereye yapıldığına dair açık bilgiler içermediğini, akabinde ertelenen genel kurul toplantısının 01.02.2021 tarihinde yapıldığını, ancak müvekkili şirketin gerçek anlamda davalı şirketin finansal bilgi ve belgelerine erişim sağlayamadığından 01.02.2021 tarihli toplantısının tekrar geri bırakılması talebinde bulunulduğunu, ancak genel kurulun ikinci kez ertelenmesi koşulları oluştuğu halde, talepleri reddedilerek toplantıya devam edildiğini, bu nedenle genel kurulda alınan kararların iptalinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu kararlara muhalefetinin tutanağa geçirtildiğini, 01/02/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8 no.lu karar ile davalı şirketin tasfiye sürecine girdiğini, tasfiye haline giren şirketin sermaye artırımı yapmasının beklenemeyeceğini, şirketin tasfiye sürecinde olduğu ve müvekkili şirketin rüçhan hakkını kullanamayacağı bilindiği halde sermaye arttırımı yoluna gidildiğini ve müvekkili şirketin imtiyazlı pay oranı azaltılıp haklarını kullanmasının kısıtlandığını, tasfiyeye giren şirketin sermaye artırımını haklı kılacak bir sebep olmadığını, ayrıca sermaye artırımı В grubu imtiyazlı pay sahiplerinin imtiyazlı hakları aleyhine olduğundan, TTK’nın 454/3 maddesi gereği şirketteki imtiyazlı pay sahipleri özel kurullarının yüzde altmış çoğunlukla toplanıp toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar almaları gerektiğini, aksi halde genel kurul toplantısında alınan kararın uygulanamayacağını, ancak davalı şirket yönetim kurulunca müvekkili şirketin dahil olduğu В grubu imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun toplanması adına çağrı yapılmadığını, somut olayda sermaye arttırımının, müvekkili şirketin imtiyazlı paylarının eritilmesi amacıyla yapıldığının açık olduğunu, öte yandan davalı şirketin tasfiye kararı da aldığını, bunun nedeninin tasfiye neticesinde müvekkili şirketin daha az tasfiye payı almasını sağlamak olduğunu, В grubu imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu toplanamadığından dava konusu 01.02.2021 tarihli genel kurul toplantısında yönetim kuruluna verilen sermaye artırım kararı alma yetkisi ile sermaye artırım kararının alındığı davaya konu 24.02.2021 tarihli yönetim kurulu kararı onaylanamadığından hükümsüz olduğunu, huzurdaki davada belirtilen sebeplerden dolayı müvekkili şirketin rüçhan hakkını kullanmadığını, В grubu imtiyazlı pay sahipliği sıfatı devam etse de davalı şirketteki sahip olduğu pay miktarının azaltıldığını, sermaye artırımı neticesinde çıkarılan yeni nama yazılı payların itibari değerinin değişmediğini, sadece esas sermayeye konu pay adedinin arttırıldığını, bu durum karşısında müvekkili şirketin sermayenin %10’una tekabül eden 5.000 adet payının adeta eritildiğini, müvekkili şirketin de kendisine zorla dayatılan sermaye artırımı kararını kabul etmeyerek rüçhan hakkını kullanmadığından, çıkarılan yeni payları iktisap edemediğini ve sermayenin %10’una tekabül eden pay oranını kaybettiğini, mevcut durumda yeni pay iktisap etmediğinden azlık pay sahibi sıfatına da haiz olmadığını, dolayısıyla Kanun’un azlık pay sahiplerine tanıdığı hakları kullanamayacağını, geçersiz sermaye arttırım kararına istinaden, pay sahiplerinin rüçhan haklarının kullandırılmasına ilişkin alınan 24/02/2021 tarihli yönetim kurulu kararının butlanla sakat olduğunu belirterek, davalı şirketin 01/02/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında ve 24/02/2021 tarihli … karar numaralı yönetim kurulunda alınan tüm kararların yürütülmesinin tedbiren geri bırakılmasına, 01/02/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararların iptaline ve 24/02/2021 tarihli … karar numaralı yönetim kurulu kararının butlanının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; somut olayda ihtiyati tedbir talep koşullarının oluşmadığını, davacının alınan kararlara yönelik muhalefet şerhinin bulunmadığını, genel kurul kararlarında TTK’nın 420. maddesi hükmüne aykırılık bulunmadığını, davacının ilk genel kurulda somut bir erteleme sebebi ileri sürmemesi nedeniyle artık ikinci kez erteleme talep edemeyeceğini, davacının TTK’nın 437. maddesine dayalı bilgi ve inceleme hakkı kullanma girişimi bulunmadığını, müvekkili şirketin %90 pay sahibi olan … firmasına borçlu olduğunu, bu nedenle müvekkili şirkete düzenlediği adat faizi faturaları nedeniyle borcun arttığını, bunu önlemek için çoğunluk pay sahibi bu şirketin alacağının sermayeye dönüştürülmesi ve dış kaynaktan şirkete yapılacak katkıyla tasfiyenin mümkün kılınmasının amaçlandığını, bu suretle çoğunluk pay sahibinin daha fazla vergi yüküne katlanmasının önlendiğini, alınan kararlardan davacının imtiyaz haklarının etkilenmediğini, yönetim kurulu kararının butlanını gerektirecek bir neden bulunmadığını belirterek, davacının ihtiyati tedbir istemi ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; genel kurul toplantısında alınan kararlar ile yönetim kurulu kararının yürütmesinin geri bırakılması hususunda, davacı tarafça hangi dayanılan gerekçeler ile davalı tarafça sunulan beyanlar kapsamına ve beyanları alınan yönetim kurulu üyelerinin olumsuz görüş bildirmiş olmaları karşısında, yaklaşık ispat olgususunun bu aşamada gerçekleşmemiş olduğu, ayrıca dava konusu genel kurul kararı ve yönetim kurulu kararının üzerinden geçen uzun süre dikkate alındığında tedbir kararı verilmemesi halinde davacının hakkını elde etmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden bu aşamada bahsedilmesinin mümkün olmadığı, tedbir kararı verilmemesi halinde ciddi bir zararın doğacağına dair emarelerin de bulunmadığı, tarafların menfaat dengelerinin de gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; müvekkiline ait B grubu imtiyazlı pay sahipleri tarafından TTK’nın 454. maddesi gereği sermaye artışı onaylanmadığından sermaye artışına dair rüçhan hakkının kullandırılmayacağını ve bu hususta yönetim kurulu toplantısı yapılamayacağını, alınan karar ile müvekkilinin %10 azlık payını korumak için pay senedi almaya mecbur bırakıldığını, sermaye artışının, müvekkilinin daha az tasfiye payı alması için yapıldığını, bu nedenle alınan yönetim kurulu kararının batıl olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının iptali ve 391. maddesi gereğince yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemli davada, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. TTK’nın 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun 391. maddesinde, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun mahkemeden istenebileceği hüküm altına alınmıştır. Anılan maddelerde hangi hallerde geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir.HMK’nın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda; genel kurul kararı aleyhindeki ihtiyati tedbir istemi, yönetim kurulu üyelerinin görüşü sorularak karara bağlanmıştır. Davalı şirketin dava konusu genel kurulunun 5 no.lu kararında şirket sermayesinin artırılmasına ve 8 no.lu kararında ise şirketin tasfiyesine yönelik karar alınmıştır. Batıl olduğu iddia edilen yönetim kurulu kararı ise sermaye artışı kararı gereği rüçhan hakkı kullandırılmasına ilişkindir. Davacı tarafça; söz konusu genel kurul kararı ile hem sermaye artışı, hem de tasfiye kararı verilmesi suretiyle davacının %10 azlık hakkının ihlal edildiği, yönetim kurulu kararının ise TTK’nın 454. maddesi gereğince imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal eder nitelikte olduğu gerekçesiyle, imtiyazlı pay sahiplerince alınmış bir karar bulunmadan alınmış olması nedeniyle batıl olduğu ileri sürülmüştür. Davacının bu iddiaları ve özellikle şirketin alınan tasfiye kararı gereği tasfiye haline girmiş olması nedeniyle, sermaye artışına ilişkin olarak genel kurulda alınan 5 no.lu karar ile sermaye artışı kararına dayalı olarak alınan rüçhan hakkının kullandırılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının icrasının durdurulmaması halinde, telafisi imkansız zarara neden olabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu bakımdan genel kurulda alınan diğer kararlar yönünden ise ihtiyati tedbir koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulü ile takdiren teminatsız olarak, davalı şirketin 01.02.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin 5 no.lu karar ile 24.02.2021 tarihli 2021/3 karar numaralı yönetim kurulu kararının icrasının tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin 10.02.2022 tarihli ara kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/266 Esas 10/02/2022 tarihli ara kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, Davalı şirketin 01.02.2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin 5 no.lu karar ile 24.02.2021 tarihli 2021/3 karar numaralı yönetim kurulu kararının icrasının, takdiren teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına,Fazlaya dair istemin reddine” Tedbirin bildirimine ilişkin işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının isteği halinde davacıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/06/2022