Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/566 E. 2022/511 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/566
KARAR NO: 2022/511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/09/2021
NUMARASI: 2021/77 Esas – 2021/650 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, İstanbul Ticaret Sicilinin … sicil numarasında kayıtlı “… Ltd. Şti.” ünvanlı şirketin 1993 yılında davacıların murisi … ile davalı tarafından kurulduğu ve bu iki ortağın şirketteki paylarının %50 oranında ve eşit olduğu; …’ın 26/11/2007 tarihinde vefatı üzerine geriye mirasçı olarak davacıları bıraktığı;davalı tarafından davacıların murisi … aleyhine müdürlükten azil için açılan davanın Kadıköy 4. ATM’nin 2005/19 Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gördüğü ve bu dava ile birleşen Kadıköy 3. ATM’nin 2005/149 Esas sayılı dosyası üzerinden şirketin fesih ve tasfiyesi davası olduğu ve yine birleştirilen Kadıköy 4. ATM’nin 2005/153 esas sayılı dosyasında şirket ile ortak … tarafından diğer ortak … aleyhine müdürlükten azil davası açıldığı yapılan yargılama sonunda 2005/149 Esas sayılı davanın kabulüne ve diğer davaların ise konusuz kalması nedeniyle haklarında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, temyiz üzerine kararın bozularak mahkemenin 2009/873 esasını aldığı ve …’nin müdürlükten azil davasının kabulüne, diğer davaların reddine karar verildiği ve bu kararın safahattan geçerek kesinleştiği; Kadıköy 4. ATM’nin 2005/156 Esas sayılı dosyasında verilen ve kesinleşen 2006/384 Karar sayılı karardan da anlaşılacağı üzere …’nin söz konusu şirketin menkul mallarını daha düşük değerle kendi hakimiyetinde bulunan başka bir şirkete aktarması nedeniyle açılan tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilerek 155.465,36 TL tazminatın tahsiline karar verildiği ve bu kararın da kesinleştiği; yine aynı mahiyette Kadıköy 4. ATM’nin 2005/154 Esas sayılı dosyasında verilen tazminat kararının kesinleştiği; ayrıca … hakkında İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesince 2010/228 Esas sayılı dosya üzerinden görülen dava sonucunda cezalandırılmasına karar verildiği; …’nin, TPE nezdinde tescilli … sayılı markayı tek taraflı terkin ettirerek kendisinin hakimiyeti altında olan başka bir şirket adına TPE nezdinde … sayılı marka olarak tescil ettirdiği ve bu işlemin Ankara 3. FSHH Mahkemesi’nin 2006/267 Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören dava sonunda iptaline karar verildiği ve safahattan geçerek kesinleştiği; … tarafından davacılar aleyhine açılan ve İstanbul Anadolu 2. ATM’nin 2010/834 Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören dava hakkında fesih ve tasfiyeye ilişkin karara karşı istinaf üzerine BAM tarafından kararın kaldırılarak davanın reddine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği; bütün bu davalardan da anlaşılacağı üzere davalının şirketi çalışamaz hale düşürdüğü, ileri sürülerek davalı …’nin şirket ortaklığından haklı nedenlerle çıkarılmasına, şirketin davacı ortaklarla devamına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, TTK. madde 640 düzenlemesine göre ortaklıktan çıkarma davasını ancak şirketin açabileceği, TTK. madde 638 düzenlemesine göre de haklı sebeplerin varlığı halinde her ortağın ancak kendisinin şirketten çıkarılmasını talep edebileceği ve bir ortağın başka bir ortağın şirketten çıkarılmasını talep etme yetkisinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacıların aktif husumet ehliyetine sahip olmadıklarını ve bu yönden dava şartı eksikliği bulunduğu sonucuna varılmış olup yasal düzenlemelerin bütünlüğü, farklı ihtimallerin şirketin devamlılığı esasına göre yasa koyucu tarafından yukarıya aktarılan maddelerde ön görülen şekilde karşılanmasının tercih edilmiş olması yasa koyucu yerine doldurulması gereken bir boşluk da bulunmadığı ,şirket adına açılan bir dava söz konusu olmadığı için genel kurul kararına yönelik dava şartı yokluğu incelenmeden aktif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili; yasanın 621/1.ve 640/1.maddelerinde öngörülen genel kurul kararı alınması ortaklık yapısı %50’şer oranında olan ortaklıklar için mümkün olmadığını, bu durumda yasal boşluğun mahkemece doldurulması veya bu maddelerdeki anayasaya aykırılık iddiaları yönünden Anayasa Mahkemesine başvurulması yönündeki talebin hiçbir gerekçe göstermeden reddedilmesinin yasaya aykırı olduğunu, iki kişilik limited ortaklıkta genel kurul kararı aranmayacağını, iki ortaklı limited şirketlerde tüm ortakların taraf olduğu davalarda ayrıca tüzel kişiliğin hasım gösterilmemesinin sonuca etkili bulunmadığını, tarafların davada yer alması halinde davanın şirkete karşı açılmasının şirketi temsilen olduğunun kabulünün gerekeceğini, mahkemece bir ortağın başka bir ortağın şirketten çıkarılmasının dava etmesi mümkün değildir gerekçesinin yerinde olmadığını, bu sebeplerden dolayı kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davanın tarafları “… Ltd. Şti.” ünvanlı şirketin %50 oranında ortaklarıdır. TTK nun 638/2.maddesi ile haklı sebebin varlığı halinde her ortağın şirketten çıkmasına karar verilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir. TTK 640(3) de ise ortağın çıkarılması için dava açma hakkı şirkete tanınmıştır.Şirket tarafından haklı sebeble çıkarma davasının açılabilmesi için ,dava açmaya yetkili ortaklığın uygun bir karar alması şarttır.Karar alma zorunluluğu ,haklı sebeble çıkarılmayı düzenleyen TTK 640/III düzenlemesinde açıkça belirtilmemektedir.Ancak TTK 616/I ve 621/1- h hükümlerinden bir karar alınması gerektiği anlaşılmaktadır.TTK 616/I-h de bir ortağın ortaklıktan çıkarılması için mahkemeden istemde bulunulmasının genel kurulun devredilemez yetkileri arasında saydığından bu yetkinin devri de olanaklı değildir.Genel kurulun çıkarma davası açma kararı TTK 621/I -h ye göre önemli kararlar arasında sayıldığından TTK 621/I deki yeter sayılarla alınabilir. Somut olayda davacı şirket iki ortaklı (davacılar murisi ve davalı ) limited şirket olup oy oranları eşittir.İki kişilik limited ortaklıkta haklı sebeble ortağın çıkartılması için ortaklık genel kurulu aranmaması gerektiği doktrinde savunulsa da (Prof Dr.Oruç Hami Şener -Limited Ortaklıklar Hukuku s:907) Dairemizce de benimsenen Yargıtay 11 HD emsal kararlarında ” şirketin iki ortaklı bir limited şirket olmasına, 6102 sayılı TTK’nın 616/1-h ve 621/1-h bentleri çerçevesinde iki ortaklı limited şirkette davalı ortağın haklı nedenlerle şirketten çıkarılması talebiyle mahkemeye başvurulması için alınan ortaklar kurulu kararının karar nisabını taşıması gerektiği”ne hükmedilmektedir.(Yargıtay 11 HD 2017/5410 esas,2019/4147 karar sayılı 10.6.2019 tarihli ilamı ) Davacılar vekili eşit paylı limited ortaklıklarda karar alınmasının imkansızlığı nedeniyle davacıların dava açma hakkı bulunduğunu ileri sürmüş ise de ;haklı sebeb gerçekleştiğinde ortağın çıkma talep edebileceğini düzenlemiş ise de ;bir ortağın diğer ortağın çıkarılmasını talep etme hakkı yasada tanınmamıştır. Eşit paylı iki ortaklı limited şirketlerde de ayrı bir düzenleme öngörülmemiş haklı sebeble çıkarma davası açma hakkı şirkete tanınmıştır.Şirketin dava açma hakkı TTK 621.madde de öngörülen nisapla alınan ortaklar kurulu kararı alınmasına bağlıdır. Anılan durumun yasal boşluk değil bilinçli tercih olduğu değerlendirilerek dava açma hakkı olmayan ortakların açtığı davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 31/03/2022