Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/565 E. 2022/874 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/565
KARAR NO: 2022/874
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 09/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/7 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
09/02/2022 tarihli ara kararın ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacılar vekili; Müvekkillerinin davalı şirketin hissedarları olduğunu, müvekkillerinden … ve …’ın aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri olarak görev yaptığını, şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan …, … ve … karar numaralı yönetim kurulu kararlarının TTK 367. maddesi kapsamında daha önce kabul edilip tescil edilerek halihazırda yürürlükte bulunan 09/05/2017 tarihli şirket iç yönergesine ve dolayısıyla ana sözleşmenin 8 maddesine açıkça aykırı olduğunu belirterek yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti istemi ile açılan davada telafisi imkansız zararlara yol açmaması için davalı şirketin 30/11/2021 tarihli yönetim kurulu toplantılarında alınan …, … ve … karar numaralı yönetim kurulu kararlarının dava sonuçlanıncaya kadar durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir.
ARA KARAR: Mahkemece, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi ve yaklaşık olarak ispat şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davalı şirketin 30/11/2021 tarihli Yönetim Kurulu toplantısında alınan …, … ve … numaralı yönetim kurulu kararlarının icrasının dava sonuna kadar durdurulmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: Davalı vekili; somut olayda müvekkili şirket tarafından hazırlanan yeni iç yönergede eski yönergenin hükümleri korunurken sadece bazı işlemler için yönetim kurulunun % 80’inin olumlu oy kullanma şartının kaldırıldığını, % 60′ a düşürüldüğünü, çünkü A1, A2 ve A3 gruplarından hiç birisinin bu işlemleri tek başına yapma yetkisinin bulunmadığını, birlikte hareket edilmesi gerektiğini, bu nedenle telafisi imkansız bir durumun söz konusu olmadığını, yaklaşık ispat koşullarının da oluşmadığını, ayrıca yönetim kurulu kararlarının icrasının geri bırakılmasına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığını, yönetim kurulu kararlarının icrasının tedbiren durdurulacağına dair biz düzenleme getirilmemesinin sebebinin davanın esasını etkilemesinden kaynaklandığını, kanunkoyucunun anonim şirketin işleyişinin engellememek amacıyla bu yönde bir düzenleme getirmediğini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
ARA KARAR: Mahkemece, 09/02/2022 tarihli( 09/02/2022 tarihli oturumun 2 nolu bendi) ara kararla davalı vekilinin ihtiyati tedbire itirazının süresinde olduğu, yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı, davanın niteliğine göre verilen tedbir kararının ölçülü olduğu, tedbire konu yönetim kurulu kararlarının dava konusu olduğu, mahkemenin kanaatini değiştirecek herhangi bir durum bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbire itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacıların iddialarını yaklaşık olarak ispat edemediklerini, davacıların şirketteki hisselerinin % 40 oranında olduğunu, esas sözleşme ile getirilebilecek düzenlemelerin yönetim kurulu kararı ile getirilmesinin mümkün olmadığını, daha önceki iç yönerge ile verilen yetkilerin kazanılmış hak teşkil edeceğinin iddia edilmesinin hukuki temelinin bulunmadığını, iç yönetgenin salt çoğunluk kararı ile değiştirilebileceğini, somut olayda yönergenin çoğunluk ilkesine göre çıkarıldığını, yönetim kurulu üyesi olan davacıların toplantıya e-posta yolu ile davet edildiklerini, 30/11/2012 tarihli yönetim kurulu toplantısına üyelerin tamamının katıldığını, 12 ve 12 nolu karara muhalefet şerhi verdiklerini, 13 nolu kararı ise muhalefet şerhi vermeden kabul etmediklerini beyan ettiklerini, bahse konu toplantılarda TTK m.390 uyarınca tam sayı çoğunluğu ile karar alındığını, davacının önceki iç yönergeye esas sözleşme gibi değer atfetmelerinin doğru olmadığını, TTK m.390 hükmü karşısında iş yönerge ile getirilen ağırlaştırılmış nisabın kazanılmış hak olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bu yönde TTK’da hüküm de bulunmadığını, somut olayda eşit işlem ilkesinin ihlalinin de söz konusu olmadığını, tedbir kararı verilmesinin daha büyük zararlara yol açacağını, bir kısım mahkemece verilen tedbir kararları nedeniyle uzun süre işlem yapmayan bankaların müvekkili şirkete bakış açısının değiştiğini, bazı bankaların hem eski hem de yeni yönerge hükümlerine göre işlem yapamadıklarını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, 30.11.2021 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan 2021/11, 12 ve 13 nolu kararların TTK’nın 391. maddesi gereğince batıl olduğunun tespitine dair açılan davada yönetim kurulu kararının icrasının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkindir. Şirket ana sözleşmesinin 7. Maddesinde ” Şirketin işleri ve idaresi genel kurul tarafından Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde en çok 3 yıl için seçilecek 5 veya 10 kişiden teşekkül eden bir yönetim kurulu tarafından yürütülür. Yönetim kurulu üyelerinin 2/5’i A grubu içinden ve onlar tarafından gösterilecek hissedarlar arasından, 2/5’i B grubu içinden ve onlar tarafından gösterilecek hissedarlar arasından ve 1/5’i C grubu içinden ve onlar tarafından gösterilecek hissederler arasından seçilir. Görev süresi sona eren yönetim kurulu üyeleri yeniden seçilebilirler. ” denilmektedir. Yine şirket ana sözleşmenin 8. maddesinde ” Şirketin yönetimi ve dışarıya karşı temsili yönetim kuruluna aittir. Şirket tarafından verilecek bütün belgelerin ve yapılacak sözleşmelerin geçerli olabilmesi için, bunların şirketin ünvanı altına konmuş ve şirketi ilzama yetkili Yönetim Kurulu üyelerinin ve onların tayin ettiği 3. kişilerin imzasını taşıması gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Şirket genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması yönünde açık ve özel bir hüküm bulunmasına rağmen yönetim kurulu kararlarının yürütmesinin durdurulması yönünde bir yasal düzenleme mevcut olmadığından genel düzenlemelerden yararlanmak gerekmektedir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Dosyadaki mevcut delillere göre davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri davaya konu kararı 3/5 oy çokluğu ile aldığı,yönetim kurulu üyelerinin tamamının toplantıya çağırıldığı, şirket esas sözleşmesinde yönetim kurulunun karar alabilmesi için TTK’daki nisapların aksine bir hüküm bulunmadığı, bu aşamada içeriği itibariyle geçersiz olduklarına ilişkin ileri sürülen iddiaların yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati tedbirler geçici hukuki koruma amaçlı ara kararlar olup her zaman değiştirilip kaldırılabileceği gözetildiğinde bu aşamada dava konusu yönetim kurulu kararlarının yürütülmesinin durdurulması için yaklaşık ispatın sağlanamadığı anlaşıldığından somut olayda ihtiyati tedbir koşulları oluşmamıştır. Bu itibarla, mahkemece davalı şirketin ihtiyati tedbir kararına karşı itirazının reddine dair 09/02/2022 tarihli ara kararı yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 09/02/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına, bahsi geçen yanılgı nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından ihtiyati tedbire itirazın kabulüne, 15/12/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/7 Esas sayılı 09/02/2022 tarihli ara kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “İhtiyati tedbire itirazın kabulüne, 2021/1041 esas sayılı, 15/12/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA” Tedbirin kaldırıldığına ilişkin bildirimlerin yapılması işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,” İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 09/06/2022