Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/562 E. 2022/873 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/562
KARAR NO: 2022/873
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
NUMARASI: 2019/1144 Esas – 2021/509 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasında reasürans sözleşmesi olduğunu, taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalı şirket tarafından yüklenilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete sorumluluk tutarlarında ödeme yapılmamasının hukuken geçerli hiçbir nedeninin bulunmadığını beyanla davalı şirket tarafından sigortalının 25/08/2017 tarihinde işin durması nedeniyle gerçekleşen kar kaybına ilişkin haksız olarak ödenmemiş 294.538,45-USD tutarında tazminat ile davalı şirket tarafından sigortalının 18/01/2018 tarihinde gerçekleşen hasarına ilişkin haksız olarak ödenmeyen 376.200-USD tutarında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; … Sigorta A.Ş. ile sigortalısı … A.Ş. arasında iki adet “Geniş Kapsamlı İşletme Sigorta Poliçesi” akdedildiğini, 27/08/2017 tarihinde sigortalıya ait iş yerinde türbinlerde meydana gelen arıza nedeniyle ünitenin çalışmadığı günlere ilişkin kar kaybından dolayı ödeme yaptığını belirterek yapılan ödemenin reasürans poliçesi kapsamında müvekkilinden talep edildiğini, oysa MÖHUK m. 46 uyarınca Türk Mahkemelerinin yetkili olmadığını, müvekkilinin mukim bulunduğu Viyana Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkta, dava sigorta ettirene, sigortalıya veya lehdara karşı açılmadığından MÖHUK 46. maddesi uyarınca sigortacının esas işyerinin veya sigorta sözleşmesini yapan şubesi veya acentesinin Türkiye’de bulunması halinde esas işyeri, şube veya acentenin Türkiye’de bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olacağını, ancak dava konusu sözleşmenin sigortacı davalının şubesi veya acentası aracılığı ile imzalanmadığı bizzat davalı şirket tarafından akdedildiği, sigortacının esas iş yeri mahkemesinin Viyana Mahkemeleri olduğu, MÖHUK 46. maddesi uyarınca Türk Mahkemelerinin yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davanın, HMK 114/1-ç maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili ; Taraflar arasındaki reasürans sözleşmesinin yasa seçimi ve yargı başlıklı maddesinde; taraflar arasındaki doğabilecek bir ihtilafın TC yasalarına tabi olarak çözümleneceği ve Türkiye Cumhuriyeti içerisinde herhangi bir yetkili mahkemenin kabul edildiği ve bu mahkemeye yargı yetkisini vermek için tüm şartlara uyulacağının açık bir şekilde hüküm altına alındığını, MÖHUK m.40 uyarınca Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini iç hukukun yer itibariyle yetki kurallarının tayin edeceğini, bu nedenle yetki sözleşmesinin geçerli olup olmadığının HMK hükümlerine göre belirleneceğini, taraflar arasındaki sözleşmede hukuki uyuşmazlığın belirli olduğunu ve yetkili mahkemelerin gösterildiğini, ayrıca davanın sigortacıya karşı değil Reasürans şirketine karşı açıldığını, davalının sigortacı sıfatına sahip olmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının sigortalıya ödediği hasar bedelinin reasürans sözleşmesi kapsamında davalıdan tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık ise eldeki davada Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığı noktasındadır. Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 40. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder. Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisinin tayininde MÖHUK’un 40. maddesinde yer alan genel kuralın yanında 41 ilâ 46. Maddeleri arasındaki düzenlemeleri ile tamamlayıcı nitelikte yetki kuralları düzenlenmiştir. Yabancılık unsuru taşıyan bir uyuşmazlıkta Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisi öncelikle MÖHUK’ta 41 ilâ 46. maddeler arasında düzenlenen Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisine ilişkin özel kuralları kapsamında kalıp kalmadığına göre belirlenir. Taraflar arasında davaya konu olan uyuşmazlık, MÖHUK’ta yer alan bu kuralların herhangi birinin kapsamına giriyorsa, Türk mahkemesinin milletlerarası yetkisinin bulunup bulunmadığı münhasıran ilgili özel yetki kuralına göre tespit edilir. Sigorta sözleşmesine ilişkin davalar bakımından Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi, genel hüküm olan MÖHUK m. 40’a göre değil, “Sigorta sözleşmesine ilişkin davalar”da Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini düzenleyen MÖHUK m. 46’deki özel olarak düzenlemeye göre tespit edilecektir. Eğer, MÖHUK m. 46 uyarınca yetkili bir Türk mahkemesi tespit edilemez ise, mevcut uyuşmazlık bakımından Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi olmayacaktır. MÖHUK 46. Maddesine göre, sigorta sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda, sigortacının esas işyeri veya sigorta sözleşmesini yapan şubesinin ya da acentasının Türkiye’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. Somut olayda, taraflar arasında …, … ve … termik santralın sigortalanmasıyla ilgili olarak reasürans sözleşmesi düzenlenmiştir. Dava ise reasürans sigortalısı … Sigorta A.Ş. tarafından davalı reasürör şirketine karşı açılmıştır. Bu halde davalı reasürör şirketinin esas işyeri veya şubesi ya da acentasından herhangi birisi Türkiye’de bulunmadığından somut olaydaki uyuşmazlıkta Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi bulunmamaktadır. Taraflar arasında akdedilen reasürans sözleşmesinde yer alan yetki şartında uyuşmazlıkların Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre çözümleneceği ve tarafların Türkiye Cumhuriyeti’nde yer alan mahkemelerin yetkisini ve bu mahkemeye yargı yetkisini vermek için tüm şartlara uymayı kabul ettiğine dair hüküm yer almakta ise de Türkiye’de hangi mahkemelerin yetkili olduğu hususu açıkça kararlaştırılmamıştır. HMK’nın 17. Maddesi uyarınca yapılan yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için HMK’nın 18. Maddesine göre yetkili mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. Reasürans sözleşmesinde yetkili mahkemenin somut olarak belirlenmemiş olması nedeniyle taraflar arasında usulüne uygun düzenlenmiş bir yetki sözleşmesi bulunmamaktadır. Taraflar arasında Türk mahkemelerini yetkili kılan bir yetki sözleşmesi bulunmadığı gibi, MÖHUK’un 46. Maddesi uyarınca yetkili bir Türk mahkemesi de bulunmadığından davaya konu uyuşmazlık bakımından Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi bulunmamaktadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/06/2021 tarih 2020/5833 E. 2021/4827 K. Sayılı ilamı da aynı yöndedir). Açıklanan nedenlerle, mahkemece yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/06/2022