Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/529 E. 2022/450 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/529
KARAR NO: 2022/450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
NUMARASI: 2018/1266 Esas 2021/1029 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı dava dilekçesinde; İstanbul ili, Kartal ilçesi, … pafta, … ada, … parselin maliki olduğunu, çeşitli hastalıkları bulunduğunu, 20 yıldır hastalık ve ameliyatlarla uğraştığını, unutkanlığının bulunduğunu, 2014 yılında tapuya götürüldüğünü, akli melekelerinin yerinde olmadığını, tapuda herhangi bir sağlık belgesi istenmediği gibi neye ve niçin imza attığını bilmediğini, taşınmazının üzerine davalı bankanın ipotek alacaklısı olduğunu bankadan gelen “ipoteğin icra yoluyla paraya çevrileceği” ihtarlarıyla öğrendiğini, ehliyetsizlikten dolayı ipoteğin fekkine, davalı bankanın icra takibi başlatmasının durdurulmasına, bu zamana kadar ödediği paraların davalıdan reeskont avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; ipotek bedeli üzerinden harcın tamamlatılması gerektiğini, davacının her eylemini ve işlemlerini kendi adı ve iradesi ile yaptığını, işlerinin yapılması için vasi talebinde bulunmadığını, davayı avukat yardımı olmaksızın tek başına açabildiğini, ipoteğin tesis edildiği tarihte davacı 65 yaşında olup yaşlı olarak dahi sayılamayacağını, davacının ipotek resmi senedine okudum yazdığını ve imzaladığını, davacının eşinin de muvafakatname verdiğini, davacı iddialarının MK.2.maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davacının sunduğu hastane kayıtlarının 2016 yılına ait olup ipotek tesisinin 2014 yılında gerçekleştiğini, kötüniyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın, ipoteğin fekkine ilişkin olup, nispi harcın ipotek bedeli üzerinden karşılanmasının zorunlu olduğu, 23/09/2021 tarihli celsede davacı vekilinin yüzüne karşı harcın karşılanması gerektiğinin ara kararla oluşturulduğu ve harç karşılanana kadar da dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, dosya böylece 23/09/2021 tarihinde işlemden kaldırılmış olup, 3 ay içinde harcı karşılanarak yenilenmediği gerekçesiyle HMK 150. Madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin gerek sağlık yönünden gerekse ekonomik olarak zor durumda olduğundan harcı ikmal edemediğini, davanın konusunun müvekkilinin ehliyetsizliği nedeniyle akli melekelerinin yerinde olmadığı bu nedenle ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olup nispi harca tabi olmadığını, müvekkilinin hukuki dinlenilme hakkı, hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini, delillerin toplanmadığını, işbu dava açıldıktan sonra İstanbul Anadolu 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2018/441 Esas sayılı dosyasında kısıtlılık kararı verildiğini, İstanbul 12.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/936 Esas sayılı dosyasında alınan Adli Tıp Raporu ile akli melekelerinin yerinde olmadığının tespit edildiğini, davalı banka ile kredi borçlusu şirket arasında yapılan 11/02/2016 tarihli yapılandırma protokolünde ipotek veren kısıtlının imzasının bulunmadığını, protokol ile borcun tecdit edildiğini, asıl borç sona erdiğinden feri niteliğindeki ipoteğinde sona erdiğini, işlem sırasında ne müvekkilinin okuma yazması olup olmadığı ne de sağlık durumunun incelenmediğini, rapor alınmadığını, tapu görevlileri tarafından müvekkilinin yaşına rağmen sağlık raporu istenmediğini, tanık bulundurma gibi bir yöntem uygulanmadığını, kararın kaldırılarak icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE: Dava konusu ipoteğin fekkine konu değer 6.000.000-TL’dir. İpoteğin kaldırılmasına ilişkin davalar menfi tesbit istemini de içerdiğinden ipotek değeri üzerinden nispi harca tabiidir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi; “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. “ hükmünü içermektedir. 23/09/2021 tarihli celsede harç tamamlanması için davacı vekiline süre verildiği, Harçlar Yasası gereğince harç tamamlanmaksızın duruşmaya devam edilmesinin mümkün olmadığı; hacir altına alınan kişilerin açtığı akçalı davalarında kamu düzeninden sayılamayacağı; davacı tarafın adli yardım talebinin daha önce reddedildiği, redde itirazın mümkün olduğu, aynı mahkemenin fakirliğe ilişkin farklı delil sunulmadan ara karardan sarfı nazar etmesinin mümkün olmadığı nazara alınarak dosyanın işlemden kaldırılmasına, 3 ay içinde yenilenmezse açılmaması sayılmasının değerlendirilmesine davacı vekilinin yüzüne karşı karar verildiği, 29/12/2021 tarihli karar ile yasal süre de harç yatırılarak yenileme işlemi yapılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince nispi harca tabii eldeki dava da harç ikmali için verilen kesin süreye rağmen harç yatırılarak yenileme işleminin usulünce yapılmadığı sabit olup işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık süre geçtiği anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/03/2022