Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/501 E. 2022/447 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/501
KARAR NO: 2022/447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2021
NUMARASI: 2021/666 Esas – 2021/1110 Karar
DAVA: Menfi tesbit(Deniz Taşımacılığı Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili müvekkili şirket ile davalı Şirket arasında 06.10.2020 imza tarihli “Taşıma-Nakliye Sözleşmesi” imzalandığını, işbu sözleşme gereğince taşıyıcı sıfatındaki davalı Şirketin, müvekkili şirketin ihraç ettiği telekomünikasyon kulelerini “…” adresindeki alıcıya ulaştırma yükümlülüğünü üstlendiğini, davalı şirket tarafından teslimatın, mutabık kalınan süreden iki ay daha geç yapıldığını, söz konusu süreç boyunca davalı ile temasa geçmeye çalışan müvekkili şirket yetkililerinin çabalarının sonuçsuz kaldığını, geç teslim nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını , aynı zamanda malların içinde bulunduğu konteynerlerin davalı şirketten kaynaklanan sebeplerle uzun süre boyunca limanda beklemeleri nedeniyle ortaya 10.634,34-euro ve 1.995-euro bedelli ardiye masraflarının çıktığını,ticari kaygılar nedeniyle müvekkili şirketçe karşılanmak zorunda kalındığını, davanın kabulü ile ardiye masraflarının ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesine, sevkiyatın gecikmesi üzerine iptal edilen siparişlerinden kaynaklanan zararlara ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000-TL’nin davalı şirketten tazminine,müvekkilinin uğradığı kar kaybından kaynaklanan zararlara ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000-TL’nin davalıdan tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; işbu davanın konusunun bir deniz taşımasından kaynaklı olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul 17.ATM olduğunu, taşımanın tam ve eksiksiz yapıldığını, gecikmede müvekkilinin kusuru bulunmadığını,taraflar arasındaki yazışmalardan da görüleceği üzere 26/02/2021 tarihinde tüm konteynerlerin tren yolu teslimlerinin tamamlandığının bildirilmesine rağmen alıcının halen orijinal konşimentoyu ibraz ederek malı çekmemiş olmasının müvekkilince taşımanın özenli bir şekilde yapıldığını, davacının kendi kusuru sebebiyle gecikme yaşandığını gösterdiğini,müvekkili şirketin süreç boyunca davacı firmaya gerekli bildirimleri gerek müvekkili şirket gerekse de armatör tarafından e-mail yoluyla eksiksiz olarak yapıldığını, ihtara konu ardiye masraflarının davacı şirketin kusurundan kaynaklı belge eksikliği sebebiyle oluştuğunu,taşımadaki gecikmenin asıl sebebinin belgelerin teslim edilmemesi sebebiyle oluştuğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının deniz taşıma ve nakliyesine ilişkin sözleşmeden kaynaklı alacak talebinde bulunmuş olup uyuşmazlığın çözümünde 6102 sayılı yeni TTK’nın “Deniz Ticareti Sözleşmeleri” başlıklı 1119 vd. maddelerinin hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davanın görülüp sonuçlandırılmasının Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin görevine girdiğinden davanın usulden reddine, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; uyuşmazlığın konusu davalı tarafın sözleşmeye aykırı iş ve işlemleri olduğunu, bu kapsamda TTKnun genel hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerektiğini, Deniz İhtisas Mahkemelerinin görevli olmadığını, müvekkili şirketin uğradığı zararın doğrudan deniz taşımacılığından kaynaklı olmadığını, kar kaybı, sipariş iptallerinden kaynaklı zararların göz ardı edildiğini, müvekkil şirketin tazminat alacağı talebinin, dolaylı olarak deniz hukuku ile bağlantılı olsa da TTK’nun genel hükümleri göz önüne alınarak değerlendirilmesi isabetli olacağını, müvekkili şirketin uğradığı tek zarar kaleminin demuraj masrafları olmadığını, itibar ve kar kaybının deniz hukuku kapsamında değerlendirmeye alınamayacağını, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı tarafından;taraflar arasında akdedilen 06.10.2020 tarihli “Taşıma-Nakliye Sözleşmesi kapsamında davalının davacının emtialarını gemi ile taşımayı üstlendiği, davalı taşıyıcı şirket tarafından teslimatın, mutabık kalınan süreden iki ay daha geç yapıldığı, konteynerlerin uzun süre boyunca limanda beklemeleri nedeniyle ortaya 10.634,34-euro ve 1.995-euro bedelli ardiye masraflarının çıktığını, ticari kaygılar nedeniyle davacı şirket tarafından karşılandığı,gecikmede davacıya kusur izafe edilemeyeceği ileri sürülerek konteyner demuraj ve liman ardiye bedelinin iadesi ile geç teslim nedeniyle uğranılan kar kaybı ve maddi ve manevi zararın tahsili talep edilmektedir. Somut olayda davalı tarafından davacıya ait ihracat emtiasının deniz+tren yolu ile Çad’a taşınması üstlenilmiş olup ;deniz taşımasının iki ay gecikme ile yapıldığı bu sebeble zarara uğranıldığı,deniz taşımasındaki gecikme nedeniyle tren sevkiyatının kararlaştırılan tarihte başlamadığının ileri sürüldüğü anlaşılmaktadır.Gerek deniz taşımasının gecikmeli yapıldığı,gerekse konteynerlerin Limanda davalı taşıyıcının kusuru ile uzun süre beklemesi nedeniyle oluşan masraflar nedeniyle zarar iddiası bakımından davacının dayandığı vakıaların deniz taşımasına ilişkin olduğu , davalı taşıyıcının taşımanın gemiyle yapılan bölümündeki sorumluluğunun deniz taşıma hükümlerine tabi olduğu gözetildiğinde uyuşmazlığın çözümünde 6102 sayılı TTK’nın 1119 vd. madde hükümlerinin uygulanması gerektiğinden, davanın deniz ticaret işlerine bakan mahkemenin görev alanı içinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle ;davacı vekilinin davanın asliye ticaret mahkemesinde bakılması gerektiğine ilişkin istinaf nedeni yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından sarf edilen giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/03/2022