Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/49 E. 2022/69 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/49
KARAR NO: 2022/69
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2021
NUMARASI: 2020/68 Esas 2021/492 Karar
DAVA: Kıymetli Evrak İptali (Hisse Senedi İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; müvekkili …’ın, davalı şirket’te sermayenin % 16.675’ini temsil eden payların sahibi olduğunu, şirket kuruluşundan bu yana hisseleri temsil eden hiçbir hisse senedi ve/veya ilmühaber tanzim edilerek teslim edilmediğini, şirket paylarını temsilen hisse senedi ve/veya ilmühaber basılıp basılmadığını, basılmış ise bunların Müvekkilinin paylarını temsil eden kısmının müvekkiline teslimini, basılmamış ise bunların basılarak müvekkiline teslimi hususunda şirkete ihtarname gönderildiğini,TTK’nun 486. maddesi uyarınca şirket paylarını temsilen yeni hisse senedi ve/veya ilmühaber basılmasını, müvekkiline ait hisseler için basılmış bulunan hisse senedi ve/veya ilmühaberlerin şirket tarafından müvekkiline teslimini, basılmamış ise, Türk Ticaret Kanunu’nun 486. maddesi uyarınca hisse senedi ve/veya ilmühaberlerin basılarak, müvekkiline ait hisseler için basılmış bulunan hisse senedi ve/veya ilmühaberlerin teslimi için Mahkemece teslim yeri, tarihi ve saati tayin edilerek mezkur hisse senedi ve/veya ilmühaberlerin müvekkiline şirket tarafından teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; iptal davasının hasımsız olarak açılması gerektiğini, müvekkili şirketin hasım gösterilerek dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiğini, Müvekkili şirketin 1995 yılında kurulduğunu, davacı, şirketin kuruluş tarihinden 2011 yılına kadar şirket yönetim kurulunda yer aldığını, davacı şirketin tüm genel kurullarına katıldığını, hissesi oranından genel kurulda temsil edildiğini, davacının kendisine, kendisinin de yönetim kurulu üyesi olduğunu zamanda teslim edilen ilmühaberleri muhtemelen kaybettiğini, davacının kendisine teslim edilen ilmühaberleri zayi ettiğini beyan ederek davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın kabulüne karar verilmesi halinde dava açılmasına müvekkil şirket sebebiyet vermediğinden, müvekkili şirket aleyhine yargı gideri ile vekalet ücreti yükletilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 13.06.1996 tarihli 96/5 karar sayılı yönetim kurulunda yapılan görüşmede nama yazılı ilmühaber çıkartılmasına karar verildiği, İlmühaberlerin bastırılıp pay sahiplerine dağıtıldığına ilişkin ispat yükü davalı şirkette olup, davalı şirket ilmühaberlerin bastırıldığını ve teslim edildiğine dair herhangi bir belge sunulmadığı, Yönetim kurulunca ilmühaber bastırılmasına ilişkin karar alınmasının tek başına ilmühaberlerin fiilen bastırılıp teslim edildiğine ispata yeterli görülmediğinden TTK md. 486/3 hükmü gözetilerek davanın kabulüne, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davalı vekili; davanın hasımsız olarak açılması gerektiğini, davanın ilmühaberlerin bastırılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının alındığı tarihten itibaren yaklaşık 24 yıl sonra ikame edildiğini, davacının ilmühaberleri kaybetmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, şirket ortaklık pay defterlerine ilmühaberlerin teslim edildiğinin kayıt edildiğini, bu işlemlerin davacının da yönetim kurulu üyesi olduğu dönemde yapılmış olup, bu defterin tutulmasının davacınında sorumluluğunda olduğunu, davacının karardan sonra 15 yıl daha yönetim kurulu üyeliği yaptığını, davacı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının iddiasını ispat edemediğini, ilmühaberlerin iptaline karar vermeden yeniden basılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, kararın kaldırılarak davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davacı vekili; ancak kararın yargılama gideri yönünden kaldırılarak karşı tarafın kusuru neticesinde açılan huzurdaki davaya ilişkin yargılama masraflarının davalı yanca karşılanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: TTK.’nın 486. maddesi; “… İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır. (3) Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır..” hükmünü haizdir. Somut olayda; davacının da imzasının bulunduğu 13.06.1996 Tarihli 96/5 karar sayılı yönetim kurulunda yapılan görüşmede nama yazılı ilmühaber çıkartılmasına karar verilmiş, anılan karar pay defterine kaydedilmiştir. İspat yüküne ilişkin genel kural davacıdadır. Ancak davalı vekili pay senetlerinin bastırılarak paydaşlara teslim edildiğini ileri sürdüğünden davalının savunmasını teşkil eden teslim bakımından ispat yükü teslim olgusuna dayanan davalıdadır. Davalı ilmühaberlerin bastırıldığını ve teslim edildiğine dair herhangi bir belge sunmamıştır. Davalı vekiline;18/12/2020 tarihli oturumda davalı şirket vekiline ilmuhaberlerin basıldığına ve davacıya teslim edildiğine ilişkin tüm delillerini sunması için mehil verilmiş ise de ,davalı tarafça bu konuda bir belge, ilmühaber sureti de sunulmamış, davalı şirket teslim ettiği bir ilmühaber olduğunu ispat edememiştir. Bu durumda, davalı şirket tarafından ilmühaber bastırılmadığının kabulü gerekir. İlmühaber bastırıldığı ispat edilemediğinden ,davalı vekilinin öncelikle eski ilmühaberlerin iptaline karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. HMK 326 maddesi”kanunda yazılı haller dışında yargılama giderleri aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir,iki taraftan birinin kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderleri haklılık oranında paylaştırılır. “hükmünü haizdir. Somut olayda, davada haksız çıkan davalının davanın açılmasına sebebiyet veren taraf olduğu sonucuna varıldığından yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına dair hüküm yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ,ilk derece mahkemesince ,yönetim kurulunca ilmühaber bastırılmasına ilişkin karar alınması ve bu kararın pay defterine işlenmesi tek başına ilmühaberlerin fiilen bastırılıp teslim edildiğine ispata yeterli görülmediği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/06/2021 Tarih 2020/68 Esas 2021/492 Karar sayılı kararın HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile; TTK 486. maddesi uyarınca davalı şirket tarafından, nama yazılı senetlerin bastırılıp pay senedi sahiplerine dağıtılmasına” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 80,70-TL karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan 116,60-TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 115,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, Davacı lehine takdir olunan 4.080-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Kullanılmayan gider avansının talep edildiğinde yatıran tarafa iadesine,” Davalıdan alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 41-TL istinaf yargı giderininn davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.25/01/2022