Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/412 E. 2022/369 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/412
KARAR NO: 2022/369
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/11/2021
NUMARASI: 2020/542 Esas – 2021/924 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/03/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının davalı şirketin toplam 2.037.520 adet payının davacıya ait olduğunu, genel kurul toplantısının “YK üyelerine ödenecek ücrete, huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi maddi hakların belirlenmesi” başlıklı 6.numaralı gündem maddesi uyarınca YK …’a 0101/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 40.000-TL net ücret ödenmesi yönündeki karara ilişkin oylamada davacının olumsuz oy kullanarak karara muhalif kaldığını, davalı şirketin karının bir önceki yıla nazaran %80 düşüş gösterdiğini, ödenecek bedelin, net olup, vergi, stopaj ve diğer yasal giderler dahil aylık ortalama 65.000-TL’ye tekabül ettiğini, dolayısıyla bu ücretin davalı şirkete esasen oluşturduğu yıllık brüt yükün 780.000-TL civarında olduğunu, kararlaştırılan bu ücretin şirketin mali yapısı nazara alındığında orantısızlık teşkil ettiğini , pay sahiplerinin kar payı alma hakkını ihlal ettiğini, yönetim kurulu üyesi …’a örtülü kazanç sağlandığını, kararlaştırılan ücretin şirket yöneticilerinin aldığı emsal ücretlerle orantılı olmadığını,geçmiş uygulamalara aykırılık gösterdiğini beyanla, davalı şirketin 09/07/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 gündem numaralı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalı şirketin yönetim kurulu başkanına ödenen huzur hakkının yıllık kar ile orantılı ve makul seviyede olduğunu, yönetim kurulu başkanının görevini başarı ile yürüttüğünü, kendisine ücret ödenmesinin hem kanunen hem de şirketin menefaatleri açısından gerekli olduğunu, huzur hakkının şirketin kurucusu aynı zamanda davacı ile yönetim kurulu başkanı olan babaları … zamanından bu yana devam eden bir uygulama olduğunu, huzur hakkında da olduğu gibi ücretlerin miktarını da tespit etme yetkisinin münhasıran genel kurula ait olduğunu, bu kapsamda bahsi geçen genel kurul kararının alınmış olup, kararın hukuka uygun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,somut olayda şirketin gelirinin tamamının yalnızca kira gelirine dayandığını, YK başkanına yapılan huzur hakkı ödemelerinin şirket akarına oranı incelendiğinde, 2014 yılında %10, 2015 yılında %7, 2016 yılında %5, 2017 yılında %12, 2018 yılında %6 iken, 2019 yılında bu oranın %34 olarak gerçekleştiğinı, 2019 yılında ödenen huzur hakkının geçmiş yıllar uygulamasına nazaran yüksek olduğu,şirketin yönetim kurulu başkanına verilmesi karara bağlanan 40.000-TLnin, şirkete vergiler dahil yıllık maliyetinin 677.014,24-TL olup, söz konusu tutarın 2019 yılı net karı olan 1.306.430,94-TLsinin %51 oranına tekabül ettiğini, bu durumun örtülü kar aktarımı niteliği taşıdığı gerekçesiyle alınan 6 nolu kararının iptaline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;Yargıtay’ın yönetim kurulu üyelerine tanınan ücretin miktarının belirlenmesinde esas aldığı kriterler topyekun olarak göz önünde bulundurulmadan kanaat belirtildiğini, sadece 2019 yılı net karı üzerinden değerlendirme yapıldığını, önceki uygulamaların görmezden gelindiğini,ödenen ücret ve uygulanan artışların makul sınırlar içerisinde kaldığını, 2019 yılı net karında yaşanan düşüşün nedeninin davacı …’ın olduğunun dikkate alınmadığını ve bu hususta hiçbir inceleme yapılmadan, davacının kötüniyetli yaklaşımları korunduğunu, şirketin faaliyetinin sadece kira toplamak olarak basite indirgenemeyeceğini, yönetim kurulu başkanlarının en az 60.000-TL aldığını, müvekkili şirket yönetim kurulu başkanı ise bu ücretin 2/3’ünü aldığını, bu da açıkça belirlenen ücret hakkının makul olduğunu ortaya koyduğunu,kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin 09/07/2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6 nolu YK başkanına aylık ücret ödenmesine yönelik kararın iptaline ilişkindir. İptali istenen 6 numaralı karar ile ” YK Başkanı …’a 01/01/2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık net 40.000-TL ücret verilmesi, …, …, … vekilleri Av. … ile …’ın 2.037.550 adet olumsuz oyulan karşılık, diğer ortakların 5.729.750 adet olumlu oyu ve oy çokluğu ile ” karar verildiği, davacı …’ın muhalefetini tutanağa geçirdiği tespit edilmiştir. TTK 394(1) gereği YK üyelerine ,tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olma şartıyla huzur hakkı,ücret,ikramiye,prim ve yıllık paydan kar ödenebilir. Şirkete emek ve mesaisini harcayan yöneticilerin ücretsiz çalışması sözkonusu olamaz.Yönetim kurulu üyelerine tanınan mali haklar esasen şirketin karlılık durumu ile bağlantılı değildir. Şirket kar etmese hatta zarar ederek kapatsa bile huzur hakkı ödenebilir. Ne var ki, şirketin karlılık durumu, yöneticilere sağlanacak bu mali hakların miktarını ve bu miktarın fahiş olup olmadığının tespitinde önemli bir kriterdir.Huzur hakkı her toplantı için ayrı ayrı belirlenebileceği gibi aylık olarak belirli bir ücret biçiminde de tespit edilebilir. Ücretin miktarı ise şirketin mali yapısı,yönetim kurulunun bu iş için harcadığı emek ve mesai ile orantılı olmalıdır. Yönetim kurulu üyeleri için belirlenen ücretlerin pay sahiplerinin vazgeçilmez nitelikteki kardan pay alma haklarını da ihlal etmeyecek şekilde tespiti gerekmektedir. Somut olayda, ilk derece mahkemesince “takdir edilen ücretin emsallerine uygun olup olmadığı,şirketin finansal yapısı incelenmiş olup, 2019 yılında 1.166.998,45-TL kar dağıtabilecekken önceki yıldan dağıtılmamış fazla olan karların 2019 yılına eklenerek önceki yıllara paralel 3.660.000-TL kar dağıtılmasının genel kurulda kabul edildiği, şirketin gelirinin tamamının yalnızca kira gelirine dayandığı, YK başkanı’na yapılan huzur hakkı ödemelerinin şirket akarına oranlarının, 2014 yılında %10, 2015 yılında %7, 2016 yılında %5, 2017 yılında %12, 2018 yılında %6 iken, 2019 yılında bu oranın %34 olarak gerçekleştiği, ödenmesine karar verilen 40.000-TL net aylık ücretin şirketin finansal gücü açısından olumsuzluk teşkil edebileceği, davalı şirketin fiilen aktif olarak çalışmadığı, sadece uhdesinde bulunan gayrimenkul kiralarının tahsilinin yapıldığı,karara bağlanan tutarın, şirkete vergiler dahil yıllık maliyetinin 677.014,24-TL olduğu, 2019 yılı net karı olan 1.306.430,94TLsinin %51 oranına tekabül ettiği, ve örtülü kar aktarımı niteliği taşıdığı belirlenmiştir.Bilirkişi kurulu tarafından yapılan tesbitlere göre yönetimde bulunmayan ortakların şirket karından pay almalarını engeller derecede,geçmiş yıllar ortalamasını da misliyle aşan tutarda ve ortakların alabileceği karın yarısını aşan tutarda yüksek bulunduğundan kararın örtülü kar dağıtım niteliğinde bulunduğu ve diğer ortakların kar payı alma hakkını ihlal eder nitelikde bulunduğunun kabulü ile kararın iptaline ilişkin kararda hukuka aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin ücretin yüksek olmayıp şirketin finansal durumuna uygun olan ödeme kararının makul miktarda olduğuna,şirketin karlığındaki düşüşe davacının sebeb olduğuna yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş,davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 11-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.10/03/2022