Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/314 E. 2022/267 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/314
KARAR NO: 2022/267
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/01/2022
NUMARASI: 2021/793 Esas – 2022/28 Karar
DAVA: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:18/02/2022
Arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili;müvekkillerinin Sağlık Bakanlığı ile akdettikleri 27/07/2020 tarihli Kamu Yapım İşi Sözleşmesi kapsamında “Kastamonu Bozkurt 20 Yataklı Entegre İlçe Hastanesi Yapım İşi”’ni yüklenici sıfatı ile üstlendiklerini, yapım işi şantiyesinin davalı sigorta şirketi nezdinde sigorta ettirildiğini, 2021 yılı ağustos ayında yaşanan sel felaketi neticesinde bölgenin “doğal afet bölgesi” olarak ilan edildiğini,şantiyenin de anılan sel felaketinde ciddi hasar gördüğünü, şantiyedeki inşaat malzemelerinin büyük bir kısmının tamamen zayi olduğunu ,zararın yaklaşık 11.000.000-TL. olarak tespit edildiğini zararın (hasarın) davalıdan karşılanmasının talep edildiğini, ancak davalı sigorta şirketinin başvuruyu “Seylap Muafiyeti”’ni ileri sürerek reddettiğini, sonrasında davalı tarafından kendilerine kısmi ödemede bulunacaklarını, ancak kısmi ödeme için öncelikle ibraname imzalanması gerektiğinin bildirildiğini,davalı tarafça müvekkillerinin içerisinde bulundukları zor durumdan yararlanarak ve icbar etmek suretiyle dilekçe ekinde sunulan ibraname imzalatılarak müvekkillerine 3.500.000-TL ödeme yapıldığını, işbu bedelin şantiyede meydana gelen hasarın çok altında olduğunu zararlarının tamamının kısmi olarak şimdilik 10.000-TL.’sinin avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;müvekkili şirket tarafından dava öncesinde davacı tarafa iyiniyetle 3.500.000-TL. tutarında ödeme yapıldığını, söz konusu ödeme ile birlikte müvekkili şirketçe poliçe kapsamındaki sorumlulukların tümüyle yerine getirildiğini,bölge ile ilgili risk raporları ve önceden de yaşanan hadiseler mevcut olmasına karşılık gerekli tedbir ve önlemlerın alınmadığını,mahkemece olay mahallinde keşif yaptırılarak, hasara ilişkin fotoğraflar incelenerek, dava konusu hasarın ne şekilde meydana geldiğinin ve davacı tarafça gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığının, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen poliçenin özel şartları ile klozları doğrultusunda hasarın teminat kapsamına girip girmediği hususunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, uyuşmazlığın TTK.’nun 5/A maddesi gereğince dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunu, davacı tarafça dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığını, dava açılırken arabuluculuk son tutanağının dava dilekçesi ekinde sunulmadığını, 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi gereği davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; dava öncesinde davacılara 3.500.000-TL ödeme yapıldığını, söz konusu ödeme ile birlikte müvekkili şirket nezdinde doğan sorumluluk tümüyle yerine getirildiğini, poliçede yer alan “MR109” ve “MR110” klozları uyarınca müvekkili şirket’in herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafça yerine getirilmemiş sorumluluklar nedeniyle uğranılan zararın haksız olarak müvekkili şirket üzerine bırakılmaya çalışıldığını, davacı tarafın, hasar tespit sürecinde çelişkili beyanlarda bulunduğunu, hasar tespitinin yapılmasına imkan sağlayacak belgeleri sunmaktan imtina ettiğini,fahiş tazminat taleplerinde bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; meydana gelen sel ve taşkın hadisesi sonucu davacıların yüklenicisi olduğu Kastamonu- Bozkurt Entegre İlçe Hastanesi şantiyesinin ağır hasar gördüğü iddiasıyla,zararın davalı sigortacı tarafından ödenmeyen bakiyesinin tazmini istemine yöneliktir. 6100 sayılı HMK’nın 114.maddesinde dava şartlarının neler olduğu sayılmış, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir. 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile “Kanunun 4 üncü maddesi ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. ….” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır. 6325 sayılı HUAK’nun 18/A-2 maddesi gereği arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Somut olayda; davacının uğradığı zararların poliçe kapsamında davalı sigortacıdan tahsiline yönelik davanın konusu bir miktar para alacağıdır. Buna göre eldeki davanın arabuluculuğa tabii davalardan olduğunun kabulü gerekmektedir. O halde, dava öncesi arabuluculuğa başvuru şartı yerine getirilmemiş olup, ilk derece mahkemesince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, açıklanan gerekçelerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 79,60-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.18/02/2022