Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/305 E. 2022/644 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/305
KARAR NO: 2022/644
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 06/01/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/8 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/04/2022
İhtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; davalı kayyım TMSF tarafından müvekkilinin hissedarı olduğu şirketin hisselerinin satış ve devrine ilişkin 19 Ocak 2022 tarihinde gerçekleştirilecek olan işlemlerin usule, hukuka, TTK’nın kurucu nitelikte emredici hükümlerine ve kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu, bu işlemlerle meydana getirilecek zararların telafi edilmesi de mümkün olmadığını ve mahkememizce ihtiyati tedbir kararı tesis edilmez ise müvekkilinin haklarını elde etmesi imkansız hale geleceğini, şirket hisseleri yeni devirlere konu edilebileceği gibi şirket hisselerine sahip olduğunu iddia edenler tarafından, müvekkilinin haklarına zarar verecek mahiyette ve hatta müvekkilinin haklarına ulaşmasını imkansız hale getirecek mahiyette işlemler tesis edilebileceğini nihai karara değin; 19 Ocak 2022 tarihinde gerçekleştirilecek olan satış, devir ve ilgili tüm işlemlerin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafça hissedarı olduğu şirkete kayyım olarak atanan TMSF tarafından şirket hisselerinin satış ve devrine yönelik işlemin iptaline yönelik açılan davada satış ve devir işlemlerinin tedbiren durdurulması talebinde bulunulmuş ise de davalı TMSF tarafından alınan satış kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin soyut davacı iddiası dışında dosya kapsamında somut delil bulunmaması nedeniyle davacı tarafça HMK 390/3 gereği davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etme koşulu oluşmadığından yerinde olmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; müvekkili hissedarı… isimli şirket tarafından ihraç edilen ve halen müvekkili uhdesinde bulunan nama yazılı hisse senetleri bulunduğunu, bu nama yazılı hisse senetleri devredilmeden gerçekleştirilecek satış ve devir işlemlerinin hukuken “yoklukla malul” olacağını ,buna rağmen “ihtiyati tedbir talebinin kabulü için somut delil bulunmadığı” yönündeki gerekçenin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi açısından aranan ispat şartı “mutlak” değil, “yaklaşık” olduğunu,satış şartnamesine davalı TMSFnin, katılımcıları saf dışı bırakmak ve … ile diğer şirketleri bizzat satın almak için hukuka açıkça aykırı bir madde koyduğunu, oysa ki, davalı TMSF nin …da yalnızca kayyım olduğunu ve … gazdan hiçbir alacağı bulunmadığını, bu durumda TMSFnin şirketleri bizzat satın almaya çalışmasının hukuka aykırı olduğunu, ihale şartnamesinde … ve diğer şirketlerin …’a tahkim davasından kaynaklanan toplamda yaklaşık 300 milyon USD civarında borcu olduğu ilan edilerek, ihaleye katılacak kişilerin katılımdan vazgeçmelerinin amaçlandığını,şartnamede verilen bilgilerin yanıltıcı olduğunu, mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan, satış şartnamesi ve ilgili belgeleri incelemeden ihtiyati tedbir talebini reddetmesinin yanlış olduğunu, şikayet konusu edilen işlemler yetki bakımından hukuka aykırı olduğunu, satış işlemlerinin kamu yararına aykırı olarak gerçekleştirildiğini, şikayet konusu edilen karar ve satış işlemleri “TMSF tarafından ticari ve iktisadi bütünlük oluşturan mahcuzların satışına ilişkin yönetmelik” hükümlerine de aykırı olduğunu, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, dava neticeleninceye kadar kayyım TMSF ve yönetici olarak atanan diğer davalıların, müvekkilinin hissedarı olduğu …’ın satışına ilişkin olarak başta 19 Ocak 2022 tarihinde gerçekleştirilecek olan satış ve devir işlemleri başta olmak üzere gerçekleştirecekleri tüm işlemlerin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması, kayyım TMSF ve diğer davalılar tarafından tesis edilen tüm karar, iş ve işlemlerin denetlenmesi istemine ilişkindir. Dava dışı şirkete İstanbul 2.Sulh Ceza Mahkemesinin 2016/7525 D.İş esas sayılı kararı ile Fetö/PDY soruşturması kapsamında 674 sayılı KHKnin 19/2 ve CMK nun 133.madde uyarınca … Holding AŞ ye İstanbul 13.Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/401 D.İş esas sayılı kararı ile TMSF nin kayyım olarak atandığı ,şirket hissedarı olan davacının savcılık ve hakim kararıyla el konulan tüm taşınır,taşınmaz malvarlığı değerleri yönünden kayyım olarak yine TMSF’nin atanmasına karar verildiği ,davacının yakalanamadığı hakkındaki davanın istanbul 23.Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/41 esas sayılı dosyasından tefrik edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında KHK nin değiştirilerek kabul edilmesine dair kanunun 687 sayılı KHK ile değiştirilen TMSF nin satış ve tasfiyeye ilişkin yetkileri başlıklı 20/1.maddesinde “19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı bankacılık Kanunu ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi TMSF tarafından devralınan şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak fona verilen yetkiler ,bu KHK ile TMSF ne verilen kayyımlık görevi ile satış veya tasfiye işlemlerinde ,bu şirketlerin yahut bunların sahiplerinin Fona borçlu olup olmadığının ve varlıkları üzerinde Fon haczi bulunup bulunmadığına bakılmaksızın kıyasen uygulanır.” hükmünü haizdir. Davacının mal varlığı değerlerine TMSF nin kayyım olarak atandığı ve yürütülen suç soruşturması kapsamında CMK 133.kapsamında davacının malvarlığı değerlerine Sulh Ceza Hakimliği kararı ile TMSF nin kayyım atandığı,şirket ve hisseler hakkında TTK hükümlerine göre alınacak bir tedbirin sözkonusu olmadığı anlaşılmakla ,alınan satış kararının yasal şartları taşımadığını ileri süren davacının iddialarının doğruluğu yapılacak yargılama neticesi belirleneceğinden ,ilk derece mahkemesinin yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararında isabetsizlik görülmemiştir. İleri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/04/2022