Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/292 E. 2022/225 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/292
KARAR NO: 2022/225
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2021
NUMARASI: 2021/402 Esas – 2021/599 Karar
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Aktif husumet yokluğundan reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacı ile davalı …’in %50 ortak olarak davalı … A.Ş.’yi kurduklarını, sonra davalı şirket ile davalı …’in aile şirketi olan dava dışı … şirketi ile 24.8.2016 tarihinde rodovans sözleşmesi akdedildiğini ve Mersin ili, Mut ilçesi, … köyündeki mermer ocağının işletilmesi için davalı şirkete kiralandığını, davacının iş makinalarını maden sahasına gönderdiğini, masrafları karşıladığını, davacının davalı …’e işin yürümesi içi çeşitli zamanlarda para verdiğini, ancak madenin çok az rezerve sahip olduğunun ortaya çıktığını, ayrıca … şirketinin maden sahasını başka bir şirkete de kiraya verdiğini, davacının uğradığı zarar nedeniyle 15.3.2017 tarihinde davalı …’e zararını ihtar ettiğini, davacının iş makinalarını bir yıl süreyle davalı … kullandığından zarara uğradığını, davacının davalı tarafça aldatılararak şirket kuruluşuna dahil ettiğini, davalı şirket ortağının şirketin karar almasına engel engel olduğunu, davalı şirketin maden işletilmesi gayesi ile kurulmasına karşın bu işle iştigal edemediğini, davacının uğradığı zararın katlanılmaz hale geldiğini, bu nedenlerle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının zararının tespitine, şimdilik 50.000 TL zararın ilk ihtarname tarihi olan 15.3.2017 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TEFRİK;Mahkemenin 2018/237esas sayılı dava dosyasında 09.06.2021 tarihli oturumda 1 nolu ara kararı ile ; “Şirket feshiyle, şirket yöneticisinin sorumluluğu davalarının birlikte görülmesinin uygun olmaması nedeniyle davalırın ayrılmasına, tazminat davasının mahkemenin yeni esasına kaydedilmesine,” karar verilerek yöneticinin sorumluluğu davası eldeki esası almıştır.
CEVAP: Davalı vekili, davacının tüm iddialarının asılsız olduğunu, davacı ile davalının müşterek imza yetkilisi olduklarını, davalının tek başına işlem yapmasının mümkün olmadığını, davacının onay vermemesi nedeniyle ruhsatın kaybedilmemesi için orman izin bedellerinin dava dışı şirket tarafından ödendiğini, davacının haksız davranışları nedeniyle ruhsat sahibi … tarafından sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, davacının getirdiği iş makinalarını uyarıya rağmen kaldırmadığını, maden sahasının dava dışı şirkete çok önceden kiralandığını, davacının bu hususu şirketi kurarken bildiğini, asıl davalının zarara uğradığını, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının iddiası, … A.Ş.’nin yönetimi sürecinde davalı …’in yetkisi olmadığı halde tek başına gerçekleştirdiği işlemler sonucu şirketi zarara uğrattığı yönünde olduğu, davacının zararın doğrudan kendisine tazmin edilmesini talep edebileceği doğrudan bir zararı bulunmadığını, bir davada aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece öncelikle ve resen gözetilecek hususlardan olduğunu, davacının doğrudan uğradığı zarar bulunmadığından davacının aktif dava ehliyeti(aktif husumet) bulunmadığını, davacı, ancak dolaylı zarar iddiasında ise zararın şirkete ödenmesini isteyebilecek olduğunu, olayda, davacı uğradığı zararın doğrudan zarar olduğu iddiasını devam ettirdiğinden davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;gerekçeli istinaf dilekçesi sunacağını bildirmiş ise de sunmamış, kararda, aleyhine hükmedilen her husus bakımından yasaya, usule ve gerçeğe aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava yönetici ortağın yaptığı işlemleri nedeniyle zarara uğradığını ileri süren davacının açtığı sorumluluk davasıdır.TTK’nın 553(1). maddesi uyarınca, şirket yöneticileri yasadan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. TTK’nın 553-555 maddeleri gereğince, şirket alacaklıları ve pay sahiplerinin şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açmaları imkanı mevcuttur. Yöneticinin, ortaklığın mal varlığını azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların da dolaylı zarar görmesine yol açar. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, ortakların ve alacaklıların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Söz konusu davanın açılıp görülebilmesi için, oluştuğu iddia olunan zararın doğrudan ya da dolaylı zarar niteliğinde olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Şirket ortağı veya alacaklısı konumunda olan kişilerin sorumluluk davası yolu ile kendileri adına istemde bulunabilmelerinin koşulu, oluştuğu ileri sürülen zararın, doğrudan zarar niteliğinde olmasıdır. Şirket yöneticilerinin, şirketin almış olduğu borcu ya da başkaca edim yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla şirketi atıl kılarak acz içine düşürmeleri hali, üçüncü kişiler yönünden doğrudan zarar niteliğinde olup, bunun dışında kalan ve dolaylı zarar olarak nitelendirilebilecek hususlarda ortakların veya alacaklıların, ancak yöneticilerin ödeyeceği tazminatın şirkete verilmesi yönünde istemde bulunmaları mümkündür. Açıklanan nedenlerle;zararın davacıya ödenmesi talebi karşısında bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yapılan 100-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.17/02/2022