Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/247 E. 2022/575 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/247
KARAR NO: 2022/575
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/01/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2021/790 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili,müflis şirketin 24.04.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davacının aile konutu olarak kullandığı İstanbul-Çekmeköy ilçesi … mevki … ada … parsel sayılı taşınmazın ayni sermaye olarak konulmasına karar verildiğini, genel kurul toplantısında düzenlenen hazirun cetvelindeki imzanın davacıya ait olmadığını, imzanın davacıya ait olmadığına dair haricen aldıkları uzman mütalaalarını ibraz ettiklerini,yapılan genel kurulun yok hükmünde olduğunu, fiilen bir toplantı yapılmadığını ve karar alınmadığını, bu nedenle genel kurulda alınan taşınmazın ayni sermaye olarak konulması kararının yok hükmünde olduğunu, tedbiren alınan kararın yürütmesinin durdurulmasını talep etmiştir. Davacı vekili 06.01.2022 tarihli dilekçesi ile değişen şartlar nedeni ile yeniden ihtiyati tedbir talep ettiklerini, butlan hallerinde MK 2. Maddesinin gündeme gelebileceğini ancak yokluk hallerinde bu durumun ileri sürülemeyeceğini, işlem hiç meydana gelmediği için bunun ileri sürülmemesinin de bir önemi olmadığını, genel kurul tutanağı ve hazirun cetveli aslı üzerinde imza incelemesi yaptırdıklarını, buna dair uzman mütalaası sunduklarını belirterek yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 30/12/2021 tarihli ara karar ile; davacı yanca sunulan mütalaaların söz konusu genel kurul tutanağı ve hazirun cetveli aslı incelenmeden fotokopi belge ve dijital görsel üzerinden hazırlandığı, genel kurul hazirun cetvelindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı davacının eski tarihli imzaları ve güncel imzası alınarak yapılacak yargılama neticesinde tespit edileceği, ayrıca söz konusu durumun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olup olmayacağı da yine şirketin tüm kayıtları incelendikten, tahkikat yapıldıktan sonra esas karar ile birlikte değerlendirileceği, bu aşamada yaklaşık ispatın gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Yinelenen talep üzerine 07/01/2022 tarihli ara karar ile; her ne kadar davacı yanca bir kısım uzman mütalaaları ibraz edilmiş ise de anılan genel kurulun yaklaşık 7 sene önce icra edildiği, bu genel kurul kararına dayanarak şirketin işlem yaptığı, bir kısım 3. Kişilerin de bu karara ve şirket tasarrufuna göre işlem yaptığı, Nitekim davacı ile … A.Ş , müflis şirket ve … isimli kişi arasında İstanbul 3. Aile Mahkemesinin 2021/673 esas sayılı dosyasında tapu iptal tescil davası bulunduğu,genel kurul tutanağı ve hazirun cetvelinde bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığı ve davacıya ait olmaması halinde bu durumun ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması vasfında olup olmayacağının yapılacak yargılama neticesinde ortaya çıkacağı, verilen ara karardaki gerekçelerin hukuken mevcudiyetini ve yerindeliğini devam ettirdiği gerekçesiyle davacının tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; genel kurul kararının yok hükmünde olması ile kesin hükümsüz olması arasında fark olduğunu, işlemin yok hükmünde olduğuna dayanan tarafın dürüstlük kuralına aykırı davranmış olamayacağını, 30/12/2021 tarihli red gerekçesinin fotokopi belge ile inceleme yapılması olduğunu,asıl evrak üzerinden yapılan incelemeye hiç değinilmediğini, davacının hiç katılmadığı bir genel kurul kararının yokluğunun tespitinin ileri sürüldüğünü,yaklaşık ispat gereği ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, gayrimenkulün aile konutu olduğunu, müflis şirketin aile şirketi olduğunu, müvekkilinin yönetim, idare ve imza yetkisinin olmadığını, 24/04/2015 tarihli genel kurul tutanaklarındaki kendi adına atılan imzasının sahte olduğunun raporlarla tespit edildiğini,değişen durum ve koşulların tedbir kararı verilmesini haklı kıldığı gözetilerek ara kararın kaldırılarak genel kurul kararının icrasının durdurulmasını,gayrimenkul üzerinde “davalıdır şerhi” işlenmesi suretiyle tahliyenin icrasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının iptali istemli davada, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. TTK nun 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Anılan madde de hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, 2015 yılında alınan genel kurul kararı ile müflis şirkete ayni sermaye olarak konulan taşınmazın aile konutu olduğundan genel kurul kararı yok hükmünde olduğundan icrasının durdurulması kararı verilmesi talep edilmiştir.Genel kurulda alınan kararın uygulandığı şirkete devir edilen taşınmazın üçüncü şahsa geçtiği anlaşılmaktadır.Genel kurulda alınan kararın yok hükmünde olup olmadığı yapılacak tahkikat sonucunda belirlenecek olup, dosya mevcudunun yaklaşık ispat düzeyine ulaşmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar veren mahkemenin takdirinde isabetsizlik görülmemiştir.Sunulan uzman raporları mahkemeyi bağlayıcı kesin delil değildir. Taşınmazın tapu kaydının iptali de elde ki davanın konusunu teşkil etmemektedir. İlk derece mahkemesince değişen durum ve koşullar aşamalar itibariyle değerlendirilecek olup ihtiyati tedbir isteyen/davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2022