Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/245 E. 2022/284 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/245
KARAR NO: 2022/284
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI: 2017/1191 Esas – 2018/1020 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Pasif husumet yokluğundan usulden reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili ; davalı şirket yetkilisi …’nın yöneticilik görevlerini yerine getirmeyerek şirketin fiilen borca batık hale gelmesine yol açtığını, görev süresinin 02.11.2013 tarihinde sona ermesine rağmen ortaklar kurulunu toplantıya çağırmadığını, şirketin fabrikasının kira borcunu ödenmemesi nedeniyle kapatıldığını, malların 3. şahıslarca haczedildiğini, ticaret odası tarafından üyeliğin askıya alındığını şirketin kayden açık kalmasının davacıya maddi zarar verdiği gibi,kamu nezdindeki borçların artmasına sebep olduğunu belirterek, davalı şirketin feshine, bu talebin kabul edilmemesi halinde davacının hissesi kendisine ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili ; şirketin tek mal varlığı olan 2 adet pres makinasının kira alacağı nedeni ile icra takibi başlatan işyeri mülk sahibi tarafından haczedildiğini ve makinelerin 10.000-TL değer biçilerek haczedilip 8.000- TL bedelle davacının yeğenine satıldığını, müvekkili tarafından kıymet takdirine itiraz ve satışın iptali davası açtığını ve makinalarının değerlerinin 160.000 TL + 130.000 TL olarak takdir edildiğini, pres makinelerinin bedelinin şirkete iade edilmesi sureti ile müvekkilinin şirketin tasfiyesini kabul ettiğini, şirkete ait iki adet pres makinesinin gerçek değerininkıymet takdirine itiraz ve ihalenin feshi davası neticesinde tespit edildiğini , toplamda 290.000 TL olan makina bedellerinin davacı tarafından şirkete iade edilmesi gerektiğini belirterek , fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şirketin tasfiyesine itirazları bulunmadığını ve davacının hukuka aykırı olarak el koyduğu pres makinelerinin mahkeme tarafından tespit edilen değeri olan 290.000- TL bedelin şirkete iade edilmesine, bu bedelin tasfiyede dikkate alınarak şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı iş bu şirketin fesih istemli davasını şirket ile şirket ortağı davalı … aleyhine açtığını, limited şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin dava sadece şirkete karşı açılabileceğini, şirket ortakları davada yer alamayacağını, (Yargıtay 11 HD nin 17.12.2012 tarih 15116 esas, 20964 karar sayılı vb birçok içtihadı) bu nedenle davacının hem şirket aleyhine hemde ortak aleyhine açtığı davada şirket ortağı aleyhine limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemli dava açılamayacağından davanın davalı … yönünden pasif husumet yokluğundan usulden reddine, davalı şirket yönünden ise davanın kabulü ile , şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; şirketin feshi istendiği için davalı olarak şirket tüzel kişiliğinin gösterilmesi gerektiği düşünülse de,Yargıtay’ın iki farklı içtihadı bulunduğunu, bu nedenle, farklı görüşteki içtihatların göz önünde bulundurularak husumet eksikliği nedeniyle usulden reddedilen kararın bozulması gerektiğini, tasfiye masraflarının davasında haklı olan davacıya bırakılmasının hatalı olduğunu, yargı giderleri eksik ve hatalı hesaplandığını, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık, TTK’ nın 636,638 maddeleri çerçevesinde açılan limited şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkindir. Davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin hüküm fesih ve tasfiye bakımından istinaf edilmemiştir. Davacı vekili öncelikle ortak hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmesinin Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu zira tüm ortaklara davanın yöneltilmesi halinde bu hususun geçerli olarak kabul edildiğini ileri sürmekte ise de ,fesih ve tasfiye davasında husumetin şirkete yöneltilmesi gereklidir.Dava da ,şirket hasım olarak gösterildiğine göre ayrıca şirket ortaklarının taraf olarak gösterilmesine gerek bulunmamaktadır.Davacı vekili tarafından sunulan içtihadlar ,şirketin taraf gösterilmediği durumlar da şirket ortaklarına husumet yöneltilmesi halinde şirkete husumet yöneltilmiş sayılmasına ilişkindir.Bu nokta da bir içtihad farklılığı da bulunmamaktadır.Davalı ortak hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Davacı vekili,yargı giderlerinin hatalı olarak davacı üzerinde bırakıldığını ileri sürmüş ise de ,yargı giderlerinin davalı şirkete yükletildiği,tasfiyeye başlanılabilmesi için davacının avans olarak bir kısım yargı giderini yatırmasına ileride şirket tarafından karşılanmasına karar verildiği anlaşıldığından ,tasfiye talep eden davacı gereken tasfiye giderini başlangıçda avans olarak yatırmak zorundadır. Davacı vekilinin hükme yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,4‬0-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Davalı … tarafından yapılan 49-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalı …’ya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.24/02/2022