Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2423 E. 2023/759 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2423
KARAR NO: 2023/759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2022
NUMARASI: 2022/1049 Esas – 2022/1047 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/05/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, basit usule tabi mükelleflerin defterleri aralarındaki güven ilişkisinden mütevellit muhasebecileri tarafından tutulduğunu ve muhafaza edildiğini muhasebecilerin ihmali sonucunda mağdur edildiğini beyan ederek gerçek kişi vergi mükellefi … ye ait 2017 ve 2018 yılları işletme defterlerinin zayi olduğunu zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, basiretli bir tacir gibi hareket etme yükümlülüğü altında bulunan davacı, söz konusu defterlerin muhafazası için sıradan bir kişiden daha yüksek düzeyde bir özen ve dikkat göstermek zorunda olduğunu, davacının, karar defterinin tadilat sırasında kaybolduğu, yanlışlıkla atılmış olabileceği yönündeki beyanı dikkate alındığında, somut olayda TTK.82/7.maddesinde belirtilen davacının kusurundan kaynaklı olmayan ve dış etmenlerin sebebiyet verdiği bir durumun söz konusu olmadığını, davacının defterin muhafazası için bir tacirden beklenen özeni göstermediğini, zayi belgesi verilmesi için gereken yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebeblerinin oluşmadığını, bu sebeplerden dolayı davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini, gerekli araştırmaları yapmadan ve delilleri celp etmeden, duruşma açmaksızın karar verdiğini, ret gerekçesinde dile getirilmeyen, somut olayla alakası olmayan hususlara yer verildiğini, dava dilekçesi incelendiğinde tadilat esnasında defterlerin kaybedildiği yahut atılmış olabileceği yönünde beyan olmadığını, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, hasımsız olarak açılan, zayi olduğuna ilişkin belge verilmesi istemine ilişkin olup zayi belgesi verilmesi davaları sonuçları itibariyle sadece davacı taraf yönünden değil, davada taraf olmayan kimseler bakımından da sonuç doğuran dava türlerindendir. Mahkemece bu tür davalarda yapılacak incelemeler, sadece davacı tarafın iddia ve delilleri ile sınırlandırılmamalı, zayi belgesi verilmesi istenilen belgelerin, bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu belgelerden olup olmadığı, TTK’nın 68. maddesinde yazılı afet kavramına davacıya kusur izafe edilemeyecek olan ve irade dışında meydana gelen olayların girebileceği gözetilerek tacirin belgelerini muhafazada gerekli dikkat ve özeni gösterip göstermediği, tasdike tabi defterlerin tasdik edilip edilmediği, davacıya ait defterler hakkında soruşturma bulunup bulunmadığı ve iddia edilen olayın meydana geldiği yerin tacirin faaliyette bulunduğu yerlerden olup olmadığı hususlarının araştırılarak, ticaret sicil kayıtları getirtilmek suretiyle olayın şüpheden uzak bir şekilde meydana gelip gelmediğinin tespiti gerekir.”(Yargıtay HGK’nın 2014/827 esas ,2016/311 karar sayılı ,16.3.2016 tarihli ilamı) TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca; “…yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içerisinde ziyaa uğrarsa tacir zıyai öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir…” Davacı vekili; davaya konu ticari defterinin aralarındaki güven ilişkisinden mütevellit muhasebecileri tarafından tutulduğunu ve muhafaza edildiğini muhasebecilerin ihmali sonucunda mağdur edildiğini ileri sürmüştür. 6102 Sayılı Kanunun 82/7. Maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebileceği davanın hasımsız olarak açılacağı belirtilmektedir. Davacının söz konusu düzenlemeden yararlanabilmesi için bir taraftan defterlerin ve belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziya uğramanın onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması gerekmektedir. İleri sürülen sebebin de defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olması, başka bir deyişle davacının iradesi dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması gerekmektedir.Muhasebecilerin ihmali davranışda bulunması ise bu sebebler kapsamında değildir.Somut olayda, davacı yasada sayılı sebeplerin varlığı nedeniyle talebe konu defterlerin zayii olduğunu ileri sürüp ispatlayamamıştır.Gerekçeli kararda somut davada ileri sürülmeyen sebeblerin yazılması ise maddi hata kaynaklı bulunduğundan zayii belgesi verilmesi koşulları mevcut olmadığından davanın reddine dair karara ilişkin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/05/2023