Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2417 E. 2023/159 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2417
KARAR NO: 2023/159
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2022
NUMARASI: 2022/60 Esas 2022/293 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2023
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı şirkete ait Dudullu Organize Sanayide üretim yeri işçilerinden …’ın 30.09.2010 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 2013/850 Esas sayılı dosyası rücuen alacak davası açıldığını, davalı şirketin ticaret sicilindeki adresine T.K nın 35. maddesi uyarınca tebliğ yapıldığını, Ticaret Sicil Memurluğu ile yapılan yazışma neticesinde şirketin usulüne uyulmadan ve kurumlarının alacağı gözetilmeden kaza sonrasında tasfiyenin sonlandırıldığının saptandığını, her ne kadar tasfiye ticaret sicilinde ilan edilmiş ise de alacakları gözetilmediğinden tasfiyenin gerçek olarak tamamlanmadığını, bu sebeple ihya davası açma zarureti doğduğunu iddia ederek, şirketin tasfiyesinin ihyası ve tasfiye memuru tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili, … ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … San.ve Tic. Ltd Şti’nin re’sen terkin işlemini “TTK nın Geçici 7’nci maddesi”, “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi”, “6103 sayılı TTK nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi” kapsamında “vergi kaydının terkin edildiği” ve “adresinin tespit edilemediği”nin belirlenmesinin ardından, re’sen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 19.02.2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini;şirkete, belirtilen süre içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldıran işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlayıcı belgelerle birlikte bildirilmemesi ya da tasfiye memurunun bildirilmemesi hâlinde söz konusu şirketin unvanının ticaret sicilinden silineceği, şirkete ait malvarlığının kaydın silinme tarihinden itibaren on yıl sonra hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu ihtarında bulunulduğu halde şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini,davacının re’sen terkin işlemini eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddiasının olmadığını, ilgili şirket hakkında devam eden davaya ilişkin davalıya intikal eden bir bildirim bulunmadığını, aleyhlerine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; ihyası istenilen şirketle ilgili yapılan işlem dosyası ticaret sicilinden celp edilmiş olup, gelen belge örneklerine göre, ihyası istenen davalı şirketin TTK geçici 7.maddesi kapsamında kaldığının belirlenmesi üzerine terkin kapsamına alındığı, ihtar ve ilân prosedürlerinin tamamlanmasının ardından sicil kaydının 19/02/2015 tarihinde resen terkin edildiği, ancak terkin tarihinde ihya istemine konu şirketle ilgili devam eden bir dava bulunduğu, bu nedenle terkin işleminin hukuka aykırı olduğu, ayrıca davacının terkin işleminden sonra haklı bir neden ileri sürerek işbu şirketin ihyasını talep ettiği anlaşılmakla İstanbul Ticaret Sicilinin … Sicil numarasında kayıtlı … Sanayi Ve Ticaret Ltd.Şti’nin İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesinin 2013/850 esas sayılı dosyasındaki işlemler ile sınırlı olmak üzere ihyasına, davalı sicilin keyfiyeti öğrendikten sonra ilk duruşmaya kadar davayı kabul ettiğini bildirmediğinden ve HMK’nin 312/2. maddesindeki koşulların bulunmaması nedeniyle, yargı giderinin davalıya yükletilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili; her ne kadar terkin tarihinden önce açılan bir dava mevcut ise de müvekkili Müdürlüğe bu hususta bir bildirimde bulunulmadığından ve müvekkili Müdürlüğün bu hususu tesbit etmesinin mümkün olmamasına karşın ve son olarak davanın kabul edilmemiş olması gerekçe gösterilerek (aksi yönde içtihad bulunmasına rağmen) müvekkili Müdürlük aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı bulunduğunu, kararın kaldırılarak, talepleri doğrultusunda müvekkili sicil aleyhine yargı giderri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticaret sicilinden TTK’nin geçici 7. Maddesine göre terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan limited şirketin ihyası istemine ilişkindir.Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili hükmü davalı aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi nedeniyle istinaf etmiştir. İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi’nin 2013/850 esas sayılı dosyasındaki dava 11.7.2013 tarihinde açıldığı ve halen derdest olduğu halde bu davanın devamı sırasında 2015 yılında 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Kanunu gereğince kaydının “adresin tesbit edilmemesi” nedeniyle silindiği anlaşılmaktadır. 5174 Sayılı kanunun 10.maddesinde “Odalara kayıt zorunluluğu bulunanlar, durumlarında meydana gelen ve Türk Ticaret Kanununa göre tescil ve ilânı gereken her türlü değişikliği, gerçekleşmesinden itibaren bir ay içinde, kayıtlı oldukları odalara bildirmek zorundadır. Ticaret siciline tescili zorunlu olup da yasal şekil ve sürede tescil ettirilmemiş olan bir hususu haber alan ilgili oda, bu yasal zorunluluğu yerine getirmeyenlerin durumlarını gerekli sicil değişikliklerinin yapılması için ilgili ticaret sicil memurluğuna bildirir. Ticaret sicil memurluğu, bu bildirim üzerine gerekli işlemleri yapmakla yükümlüdür. İçinde bulunulan yıldan önceki iki yıldan itibaren adresleri ve durumları tespit edilemeyenler ile bu süre zarfında aidat ödemeyen üyelerin isimleri, oda yönetim kurulu kararıyla, meslek grupları ve seçmen listelerinden silinir; aidat tahakkukları durdurulur. Bu fıkra hükmünün gereğinin her yılın ocak ayı içinde yerine getirilmesinden oda yönetim kurulu sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir. Yukarıdaki fıkrada anılan oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemezler.” hükmünü içermektedir. 30.12.2012 gün ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler…in Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin d bendi “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10. ve 322’nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir. TTK’nın geçici 7. Maddesinde “1/7/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilerek,maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle kanunda öngörülen haller dışındaki durumlarda geçici 7. Maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin sınırlı sayıldığı ve genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. İkincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır. Somut olayda ;davalı vekili derdest davanın müvekkili Sicil Müdürlüğüne bildirilmediği, derdest davayı tesbit edecek entegrasyonun mevcut olmadığını ileri sürerek müvekkili aleyhine yargı gideri hükmedilemeyeceğini ileri sürmektedir.Ancak kanunda öngörülmeyen bir nedenle terkin işleminin yapıldığı ,şirket yetkilisine ve şirkete ihtar yapıldığının belgelenmediği anlaşılmakla HMK 326.madde gereği davalının yargı giderinden sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; istinaf sebebi yerinde olmayan davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yapılan 163-TL istinaf yargı giderinin davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/01/2023