Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2400 E. 2023/609 K. 20.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2400
KARAR NO: 2023/609
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/567 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İhtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA VE TALEP: Davacı vekili; davacının, davalı şirketin 6.750.356 hisseden oluşan sermayesinin 2.250.119 hissesini yüzde 33,33’ünü oluşturan B grubu hisselerin sahibi olduğunu, 2019, 2020 ve 2021 yılları olağan genel kurul toplantılarının 30.03.2022 tarihinde yapıldığını 3- nolu kararı ile ana sözleşmenin yönetim kurulu başlıklı 12. maddesinin değiştirilmesine oyçokluğu ile karar verildiğini, gündemin diğer maddelerinin görüşülmesi için toplantının bir ay süre ile ertelendiğini, 30.04.2022 tarihinde toplanan genel kurulun 15 nolu kararı ile, yönetim kurulunun görev süresinin 3 yıl olarak belirlenmesine oy çokluğu ile karar verildiğini, şirket sermayesi, her biri sermayenin yüzde 33,33’e tekabül eden A, B ve C grubu hisselere ayrıldığını, dava konusu 30.03.2022 tarihli genel kurul toplantısının 3 nolu kararı ile, ana sözleşmenin 12. maddesi ancak oybirliği ile alınacak karar ile değiştirilmesi mümkün iken, yüzde 66,6 oy çoğunluğu ile alınan karar ile değiştirildiğini, yeterli nisabı taşımadan alınan bu karar ana sözleşmeye aykırı , hükümsüz olduğunu, hazır bulunan Bakanlık temsilcisi de alınan bu kararın ana sözleşme hükmüne aykırı olduğu beyan ederek tutanağa şerh düştüğünü, davalı şirketin 30.03.2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan şirket ana sözleşmesinin yönetim kurulu başlıklı 12. maddesinin değiştirilmesine ilişkin 3 sayılı genel kurul kararı ile 30.04.2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan şirket yönetim kurulu görev süresinin belirlenmesine ilişkin 15 sayılı genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine, kabul edilmemesi halinde adı geçen genel kurul kararlarının iptaline, dava konusu genel kurul kararlarının yürütülmesinin tedbiren geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirketin yönetim kurulu üyelerine ihtiyati tedbir talebi yönünden görüşlerinin bildirilmesi için meşruhatlı davetiyenin tebliğ edildiği,bir kısım yönetim kurulu üyeleri tarafından dosyaya yürütmenin durdurulması talebi yönünde yazılı görüşler sunulmuştur.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: Mahkemece 21/09/2022 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin davalı şirketin 30/03/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3 sayılı genel kurul kararı ile 30/04/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 15 sayılı genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına dair ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, davalı şirketin 30/03/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 3 sayılı genel kurul kararı ile 30/04/2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 15 sayılı genel kurul kararının Türk Ticaret Kanunu’nun 449. maddesi gereğince yürütmesinin geri bırakılmasına karar verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili 01/10/2022 tarihli dilekçesi ile; ana sözleşmenin 12. madde değişikliğinin tescil talebinde bulunulmadığı, pay sahiplerinin yazılı olarak bundan imtina ettiğini, yönetim kurulu seçiminin dahi bu sebeple maddenin eski düzenlemesine göre yapıldığından bizatihi haberdar olduğunu, ancak davacının genel kuruldan sonra adet haline getirdiği hukuki ihtilaf yaratma yoluna girişerek işbu davayı açtığını, Mahkemenin hiçbir hukuksal dayanağı bulunmayan ve ayrıca gerekçe de içermeyen 21.09.2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İTİRAZA İLİŞKİN ARA KARAR: Mahkemece; şirketin ana sözleşmesinin hükümlerinin değerlendirilmesi, ana sözleşme değişikliğine ilişkin Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen düzenlemeler, yine ana sözleşme değişikliğine ilişkin şirketin ana sözleşmesindeki hüküm, şirketin yönetim kurulunun belirlenmesi ve görev süresinin belirlenmesine ilişkin ana sözleşmedeki hükmün değerlendirilmesi ve dosyaya sunulan bilirkişi heyetinin raporundaki tespitler sonucunda ve dava dilekçesindeki sayılan sebepler gereğince yaklaşık ispat şartının dosya kapsamı itibariyle gerçekleştiği kanaatine varıldığından davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına karşı yaptığı itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;yönetim kurulu üyelerinin mahkeme huzurunda dinlenilmediğini, sadece iki üyenin yazılı beyanının alındığını, kararın tescilinden feragat edildiği tüm ortaklar tarafından genel kurulda oybirliği ile kabul edildiğini, 30.03.2022 tarihli genel kuruldan yaklaşık bir yıl önce Çorlu Ticaret Sicil Müdürlüğünden şirkete gönderilen 03/03/2021 tarih, 2021-GD-710 sayılı yazı ile esas sözleşmede yer alan ve yönetim kurulunun seçimi hususunu düzenleyen 12. maddesindeki “ardı ardına yapılan genel kurullarda yönetim kurulunun seçilememesi halinde A, B, C grubundan her bir hissedarın tabi yönetim kurulu üyesi olacağı” düzenlemesinin hukuka aykırı olması sebebiyle değiştirilmesi talep edildiğini, Bu amaçla yapılan 28.10.2021 tarihli genel kurulda nihai karar alınmamasına, durumun bir sonraki genel kurulda ele alınmasına karar verildiğini, sicil tarafından hukuka aykırı olduğu belirtilen esas sözleşmenin 12. Maddesinin 6103 sayılı yasada mevcut somut ve özellikle ortakların kuruluşta anlaştıkları ortaklık iradesine uygun biçimde “uyarlanmasına” karar verildiğini, bu uyarlamanın, şirketin ortaklarınca noterde düzenlenen 12 Kasım 1999 tarihli bir düzeltme beyannamesi ile esas sözleşmeden çıkartıldığının fark edildiğini, esas sözleşmede yapılan bu uyarlama bakımından sicilde tescil talebinde bulunulmaması ile düzeltmeden vazgeçildiğinin yazılı biçimde ortaya konulduğunu, dava açmayı gerektirir hiçbir durum bulunmamakta iken, genel kurulda oy birliği ile tescilden vazgeçildiği sabit iken,tescil başvurusu yapılmamış iken, ortada hiçbir tehdit,zarar riski bulunmamaktayken,davacının iş bu davayı açmakta hiçbir menfaati bulunmadığını halde yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,15 sayılı kararın, yönetim kurulunun süresine ilişkin olduğunu, davacının bu konuda “oy çokluğu ” ile alınan yönetim kurulunun 3 yıllık süresinin sözde “oy birliği” ile alınması gerektiğini iddia ettiğini, maddede sadece yönetim kurulunun “bir yıl ya da üç yıl olarak seçilebileceği, bunun ise genel kurul tarafından ayrıca belirleneceği” düzenlendiği sürenin belirlenmesi bakımından nisap öngörülmediğini, davacının ciddi zararının bulunması bir tarafa, hukuki menfaati bulunmadığını,ihtiyati tedbir kararı için hiçbir şartın gerçekleşmediğini, hukuka aykırı 21.09.2022 tarihli icranın durdurulması kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararlarının iptali istemli davada, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. TTK’nın 449. maddesinde hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararının verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir.Bunun yanında TTK 449.maddesi hükmü ile mahkemeye taraflar arasındaki hukuki menfaat dengesi gözetilerek tedbir konusunda takdir hakkı tanınmıştır. Somut olayda icrasının durdurulmasına karar verilen 30.4.2022 tarihli genel kurulda alınan 15 nolu kararın icrasının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı kaldırıldığından bu karara yönelik istinaf başvurusunun konusu kalmamıştır. 30.3.2022 tarihinde alınan 3 nolu karar bakımından ise davalı vekili bu kararın tescili için başvurulmadığını ,davacının bir zararının söz konusu olmadığını ileri sürmüştür.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 455. maddesine göre ana sözleşme değişikliklerinin tescilden önce üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmeyeceğinin düzenlendiği, bu nedenle ana sözleşme değişikliklerinin tescilden önce iç ilişkide hüküm doğuracağı sonucuna varıldığı, ana sözleşme değişikliğinin genel kurulda karar verildikten sonra tescil ve ilan edilmeden iç ilişkide bağlayıcı hale geldiğinden davacının ve diğer hissedarlar açısından bağlayıcı hale gelen ana sözleşme değişikliğine ilişkin genel kurul kararının iptali veya yokluğunun tesbiti açılabileceği gözetilerek davalı vekilinin 30/03/2022 tarihli genel kurulun ana sözleşme değişikliğine ilişkin 3 nolu kararının tescil edilmemiş olmasının sonuca etkisi bulunmadığından bu maddenin icrasının durdurulmasına yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Davalı vekili mahkemece icranın durdurulması kararı verilmeden evvel yönetim kurulu üyelerinin dinlenmediğini ileri sürmüştür.TTK’nun 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir.İlk derece mahkemesince yönetim kurulu üyelerine görüşlerini bildirmek üzere meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş bir kısım yönetim kurulu üyeleri yazılı görüşlerini sunmuştur.TTK 449.madde hükmünde YK üyelerinin mahkeme huzurunda dinleneceğine ilişkin zorunluluk bulunmamaktadır.Bu hususa ilişkin istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle 15 nolu karar bakımından konusu kalmayan başvuru nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına ,3 nolu karar bakımından istinaf sebebleri yerinde bulunmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin 30.4.2022 tarihli genel kurulda alınan 15 nolu karara ilişkin ihtiyati tedbir kararı kaldırıldığından bu madde bakımından bir karar verilmesine yer olmadığına, 30.3.2022 tarihli genel kurulda alınan 3 nolu karara yönelik istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi gereği ESASTAN REDDİNE , Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/04/2023