Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/234 E. 2022/279 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/234
KARAR NO: 2022/279
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 30/11/2021
NUMARASI: 2021/594 D.İş – 2021/947 Karar
TALEP:İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın karşı taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili, müvekkili şirketin Genel Müdür Yardımcısı …’ın uzun yıllardır şirkette çalıştığını, 12.03.2021 tarihinde davalı şirkete ait www…com adlı internet sitesinde,müvekkil şirketin unvanı da kullanılmak suretiyle ve müvekkili marka ve ticari itibarına zarar verme kastıyla … hakkında eleştiri sınırlarını aşan, basın etik ilkeleri ile bağdaşmayacak bir haber yayını yapıldığını,haberin yayından kaldırılması ihtimaline binaen Üsküdar … Noterliği’nin 15.03.2021 tarih ve … yev. numaralı e-tespit yaptırıldığını, “…”, “…” şeklinde manşetler kullanıldığını, müvekkili şirketin isminin açıkça zikredilerek, tıklanma sayısının artırılma gayesi ile yapılan yayınlarda hiçbir şekilde kamu yararı ve kamunun haber alma hakkının gözetilmediğini, salt gelir elde etme amacı ile müvekkili şirketin ticari itibarının hiçe sayıldığını, bu nedenlerle,müvekkiline yönelen haksız ve hukuka aykırı saldırı nedeniyle; müvekkil şirket aleyhine karşı yan tarafından gerçekleştirilen haksız rekabetin önlenmesine ve ilgili yayının durdurulmasına, bu kapsamda internet adresine erişimin teminatsız olarak tedbiren engellenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI-SÜREÇ: Mahkemece, 5651 sayılı kanunun 9/1-4 maddesi gereğince internet üzerinden sosyal paylaşım sitelerinde değişik URL adreslerindeki kişilik haklarının ihlali niteliğindeki yayınlara erişiminin engellenmesi görevinin Sulh Ceza Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle istemin görev yönünden reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 2021/1044 Esas – 2021/972 Karar 24/06/2021 tarihli kararı ile; davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinde görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğundan,kararın kaldırılarak, karar verilmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
D. İŞ KARARI: Mahkemece, İhtiyati tedbir talep eden şirketin genel müdür yardımcısı … hakkında,şirketin tam ünvan ve şirketteki görevlerinden bahsedilerek, davacı şirketin marka ve ticari itibarına, “genel müdürün konutuna kaçak inşaatlar yaptığı ve yöneticisi olduğu … Kısım Sitesinde yaşananlar çok dikkat çekici” şeklinde ibareler kullanılmak suretiyle zarar verildiği iddia edildiği,haberin eleştiri sınırlarını aşar nitelikte olabileceğini, TTK.nın 54. maddesi gereğince talep edenin piyasadaki rakipleri arasında veya hizmet alan müşterileri etkileyici nitelikte dürüstlük kurallarına aykırı davranışların hukuka aykırı sonuçlar doğurabileceği göz önünde bulundurularak TTK.nın 61. Maddesi gereğince davacının ticari ünvan ve itibarının korunması bakımından 6100 sayılı HMK.nın 389. vd. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile ilgili haberlerin yapıldığı URL adresine erişimin teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karşı taraf vekili; bahsi geçen URL adreslerindeki içerikler haber niteliğinde olup, basın özgürlüğü kapsamında kaldığını, yayın içeriğinde sarf edilen ifadelerin talep edenin kişilik haklarını ihlal etmediğini, aynı zamanda dosyada müvekkiline usulüne uygun tebligat yapılmadığını, taraflarınca vekalet sunulmasına rağmen dosyanın Değişik İş dosyası olması sebebiyle dosya içeriğini görüntüleyemediklerinden dosya içeriğini görme ve beyanda bulunamadıklarını, bu sebeple, dava dilekçesi, tensip zaptı ve istinaf kararının ve ilgili evrakların tarafımıza tebliğine karar verilmesi talep edildiğini ve işbu talebin değerlendirilmeyerek hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkı ihlal edilerek dosya karara çıkarıldığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu,kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: İlk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebini dosya üzerinde inceleyerek talebin görev nedeniyle reddine ilişkin kararı ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinafı üzerine Dairemizce incelenerek kaldırılmasına karar verilmiş,İlk derece mahkemesi kaldırma kararı üzerine gerekçeli kararı ,tensip tutanağını da karşı yana tebliğ ederek tarafları duruşmaya çağırarak dinlemiş,karşı yan vekilinin mehil talebi üzerine de karşı yan vekiline talep ettiği mehil verilerek duruşma ertelenmiştir. Tebliğlerin tamamlanarak tarafların duruşmaya çağrıldığı anlaşılmakla karşı yan vekilinin hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Haksız rekabet davasında ihtiyati tedbiri düzenleyen TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1.maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. Davacının talebinin dayanağı haksız rekabete ilişkin olduğundan tedbir talebi TTK’nın 61. maddesi kapsamında, HMK’nın tedbire ilişkin hükümleri uygulanmak suretiyle çözümlenmelidir. Diğer bir ifadeyle, tamamlayıcı hukuk kuralı olarak HMK 389 ve 390. maddelerinden yararlanmak gerekmektedir. HMK 389.m. “ Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “ şeklinde, Aynı yasanın 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. TTK.nın 55. a)1.maddesi gereğince”Başkalarını veya veya onların mallarını ,iş ürünlerini ,fiyatlarını ,faaliyetlerini yanlış,yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek dürüstlük kurallarına aykırı davranışlar olarak sayılmıştır. İhtiyati tedbir kararına konu yayınların davalı şirkete ait www…com adlı internet sitesinde; şirketin genel müdür yardımcısı … hakkında, ihtiyati tedbir talep eden şirketin ünvanı ve şirketteki görevinden bahsedilerek, davacı şirketin marka ve ticari itibarına, “… genel müdür yardımcısı ,genel müdürün konutuna kaçak inşaatlar yaptığı ve yöneticisi olduğu … Kısım Sitesinde yaşananlar çok dikkat çekici” şeklinde ibareler kullanılmak suretiyle zarar verildiği iddia edilmekle, yazının yazım şekli, talep eden şirketin ticari itibarına zarar verebilecek eleştiri sınırlarını aşar nitelikte olabileceği yolunda yaklaşık ispat düzeyinde delil bulunduğu kanaatına varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle ibraz olunan Basın Konsey Kararı içeriği ,davacı şirketin açık ünvanı ve haberin konusunun görevi de belirtilerek yapılan haberlerin talep eden şirketi zarara uğratabileceği sonucuna varılmasında isabetsizlik görülmemiştir. Kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Karşı taraf vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İhtiyati tedbir talep eden tarafından sarf edilen 22-TL posta masrafının karşı taraftan alınarak ihtiyati tedbir talep edene verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 24/02/2022