Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2336 E. 2022/1815 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2336
KARAR NO: 2022/1815
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2020
NUMARASI: 2017/883 Esas – 2020/698 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; Müvekkili …’nin, davalı bankanın Bakırköy Şubesi’ nin bireysel müşterisi olduğunu ve davalı banka tarafından tahsis edilen … numaralı bireysel kredi kartını kullandığını, müvekkilinin 25.07.2016 günü saat 15:26′ da davalı bankanın kredi kartlar merkezinden aradığını beyan eden dava dışı kişilerce arandığını, müvekkile ait kimlik ve kredi kartı bilgileri beyan edilerek güven telkin edildiğini ve yurtdışı bahis sitelerinden 799 Euro’luk bir işlemin gerçekleştirilmek istendiğini, müvekkilinin bu işleme ilişkin bir bilgisinin olup olmadığı sorulduğunu, müvekkilinin bu işlemin, kendi tarafından gerçekleştirilmediğini beyan edilmesi üzerine arayan şahıs, kredi kartının kopyalandığını ve iptali için derhal işlemlere başlanmasının gerektiğini söylediğini, bunun üzerine; müvekkile kredi kartının iptali için anne kızlık soyadının 2, ve 3, har(leri ile doğum yeri ve tarihi sorulduğunu, ardından müvekkile ait kredi kartı numarası arayan şahıs tarafından bildirilerek iptal işleminin başlatıldığını beyan ettiğini, iptal işlemi için kredi kartının arkasındaki 3 haneli rakamın sorulması üzerine müvekkilinin şüpheye düştüğünü, sorulan rakamı söylemekten imtina ettiğini, arayan şahsın aradıkları telefon numarasının (…) olduğunu, davalı bankanın Maslak Kredi Kartları Merkezi’ ne ait olduğunu söylediğini, bunun üzerine müvekkilinin aranılan numaraya ilişkin internet üzerinden yapılan sorgulama neticesinde numaranın davalı bankanın Maslak Kredi Kartları Merkezî’ ne ait olduğunu gördüğünü, yinede müvekkilinin istenilen bilgileri vermediğini, daha sonra arayan şahsın güvenlik önlemi olarak sesli yanıt sistemine aktaracaklarını ve istenilen bilginin buraya söylenmesini istediğini, daha sonra müvekkili tarafından istenilen bilginin beyan edildiğini, ardından müvekkilin telefonuna gelen şifrenin paylaşılmasını istendiğini , ancak gene müvekkilinin istemleri şifrenin paylaşılmasından imtina edilmesi üzerine şifre ile birlikte gelen harf kodlarının bildirilerek güven telkin edildiğini ve sesli yanıt sistemine yönlendirildiği kanısıyla şifreyi edindiklerini, bu durumun uzun sürmesinden şüphelenen müvekkilinin, telefon konuşması biter bitmez 15:56’ da, hemen davalı bankanın … nolu telefonundan yaşadığı olaya ilişkin bildirimde bulunduğunu ve kredi kartından 9.930-TL çekilmek suretiyle dolandırıldığım anladığını işlemin iptalini talep ettiğini, telefondaki görevli tarafından başka bir numaranın aranarak işlemin iptalinin istenmesi gerektiğinin bildirildiğini ve bunun üzerîne telefon işlemlerine daha fazla güveni kalmayan müvekkilinin davalı bankanın Bakırköy şubesine müracaat ederek şikayeti bankanın Bakırköy Şubesi’ndeki görevliler aracılığıyla gerçekleştirdiğini, müvekkilinin aynı gün Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdğunu, daha sonra bankadan çekilen tutrın hangi hesaba aktarıldığına dair bilgi istediğini, banka tarafından bilgisayarların IP ve IP port numaralarının bildirildiğini ve müvekkili aracılığıyla savcılık dosyasına iletildiğini, paranın … Bankasına müvekkili adına açılan sahte hesaba aktarıldığını bankanın bildirdiğini, müvekkilinin kartından 9.930-TL tutarlı yüklü bir harcama olmasına rağmen bankanın uyarı mesajı göndermediğini, bankanın aranarak işlemin iptali talep edilmesine rağmen harcamanın iptal edilmediğini, banka tarafından Chargeback uygulamasının harekete geçirilmediğini, zararın önüne geçilme imkanı varken zararın vuku bulduğunu, davanın kabulü ile kredi kartından çekilen tutarın harcamanın yapıldığı tarihten itibaren en yüksek faiz oranıyla iadesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının, 25/07/2016 tarihinde dava dışı üçüncü şahıslar tarafından arandığını, üçüncü kişi/kişiler tarafından kredi kartının muhtemelen kopyalanmış olabileceğinin söylendiğini bu sebeple kendisinden kredi kartına dair birtakım bilgilerin istendiğini, ilk başta bilgileri vermekten imtina ettiğini ancak daha sonra güven duyarak bilgileri verdiğini ve bu andan itibaren kredi kartından 9.930-TL çekilerek dolandırılığını, söz konusu dolandırılmadan müvekkil bankanın mesul olduğunu ve bu sebeple müvekkil bankanın sebepsiz zenginleştiğini iddia ederek dolandırıldığını iddia ettiği zararı tazmin talebi ile müvekkil bankaya tazminat davası ikame ettiğini, davacının müvekkil banka aleyhine ikame ettiği işbu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın görevsiz mahkemede açıldğını, davanın tüketici işlemi ile ilgili olmadığını, tazminat isteminden ibaret olduğunu, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, davacının somut bir dayanak belirtmediğini, ispat yükünün davacıda olmasına karşın ileri sürdüğü iddiaları ispat edemediğini,banka aleyhine haksız ve hukuka aykırı şekilde açılmış davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, söz konusu dolandırıcılık işleminde kredi kartı şifresini her ne sebeple olursa olsun özenle koruması gereken davacının bu yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı sorumlu olduğu tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunın yanlı ve hatalı olduğunu, rapora itirazların dikkate alınmadan, dosyada mübrez raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, yanlı, hatalı, “denetime ve hüküm kurmaya yeterli olmayan mezkür rapora dayanılarak karar verildiğini, olay değerlendirildiğinde, yasal yükümlülüklerini gerektiği gibi ifa etmediğini, davalı bankanın haksız işlemin meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, “bilgi saklama” yükümlülüğünü basiretli bir tacirden beklenenin aksine, yerine getiremediğini, gerekli güvenlik önlemlerini almadığını ve müvekkilinin derhal bildirimde bulunması ve işlemin iptalini talep etmesine rağmen gerekli işlemleri yapmayarak zararı önleyemediğini,zararın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, müvekkilinin kendisinden beklenen gereken tüm özeni gösterdiğini, yerel mahkeme kararı her açıdan, hatalı, dosya içeriği ve mevcut delil durumuna aykırı, haksız, maddi ve hukuki olgu ve dayanaklardan yoksun olduğunu, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davanın, ilk olarak İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi’nde açıldığı, kanun yoluna başvurulmadan kesinleşen görevsizlik kararı üzerine İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/883 esasına kaydının yapılarak davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır.Dava 18/10/2016 tarihinde açılmış olup; 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren ve somut olayda uygulanması gereken 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketici, 3/1-1 maddesinde tüketici işlemi tanımlanmıştır.6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı yasanın 83/2 maddesinde ise “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının bu işlemin tüketici işlemi olmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği” düzenlenmiştir. Davacı ile davalı banka arasında kredi kartı üyelik sözleşmesi mevcut olup ; uyuşmazlığın davacıya ait kredi kartı hesabından internet dolandırıcılığı yoluyla para çekilmesinden kaynaklandığı, davacının tüketici olduğu, ilk derece mahkemesince iş bu davada tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenip yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup istinaf konusu edilmemiş olsa da re’sen incelenmesi gerekeceğinden, davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf nedenleri incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılmasına dosyanın görevli bulunan İstanbul 10. Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2020 Tarih 2017/883 Esas – 2020/698 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-3 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın, 6100 sayılı HMKnun 114/1-c bendinde düzenlenen mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,Kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde taraflardan birinin başvurusu halinde dosyanın görevli bulunan İstanbul 10. Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,6100 sayılı HMK.’nın 20.maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık kesin süre içinde, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına” Dairemiz gerekçeli kararının taraflara tebliği sağlanmak üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 16/12/2022