Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2326 E. 2023/900 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2326
KARAR NO: 2023/900
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/683 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/06/2023
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin verilen 13/09/2022 tarihli ara kararın asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Asıl davada davacılar … ve … vekilinin talep dilekçesinde özetle; Mahkememize ibraz etmiş olduğumuz 31/03/2022 tarihli dilekçesi ile, davalı şirketin 11/11/2020 tarihli genel kurulunda “ana sözleşmenin maksat ve mevzuya ilişkin maddesinin tadili” hakkında alınan 2 nolu gündem maddesi üzerindeki tedbir kararının kalktığını, tedbir kararının kalkmasından sonra davalı şirket yönetim kurulu başkanı …’ın %80 hissesine sahip olduğu … AŞ’den 395.729,00-TL bedel ile yatırım amaçlı gayrimenkul satın alındığını, davalı şirketin taşınmaz satın alma amacının “yatırım” yapmak değil, finansal açıdan zor duruma olan …’ya kaynak sağlamak olduğunu ve şirketin tekrar benzer maksatla kaynak aktarmak için yeni taşınmaz alma ihtimalinin bir hayli yüksek olduğunu belirterek tedbir talebini yinelediklerini, davalı şirketin gayrimenkul alma amacının gerçekten de finansal açıdan zor durumda olan …’ya kaynak sağlamak olduğunun ortaya çıktığını, bu nedenle davalı şirketin gayrimenkul alım satımına dair ana sözleme değişikliği hakkında davalı şirketin daha fazla zarar görmemesi için tedbir kararına hükmedilmesini talep ettiklerini, tedbir kalkmasının ardından … 27/08/2021 tarihinde …’nın İstanbul Arnavutköy Deliklikaya adresinde bulunan 3 adet taşınmazını 395.729.000-TL bedelden satın aldığını, 19/04/2022 tarihinde ise taşınmazlardan iki tanesine ipotek koyulduğunu, bu ipotekler, davalı şirket yönetim kurulu başkanının %80 pay sahibi olduğu …’ya finansman sağlamak için yapıldığını, zira, …’nın pay sahiplerinden …, …’dan olan 13.264.764.-USD tutarındaki ortak alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine Borçlu …’nın itiraz etmesi üzerine açılan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/201E. sayılı itirazın iptali davası mahkemece kabul edildiğini, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/06/2021 tarihli 2021/472K. sayılı kararıyla itirazın iptaline ve “13.005.194,27 USD asıl alacak 259.480,59 USD işlemiş faiz olmak üzere 13.264.674,86 USD üzerinden itirazın iptaline takibin devamına ..” karar verildiğini, davalı/borçlu … ise bu karar nedeniyle tehiri icra kararı almak için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına … Bankası A.Ş.’den, 13.07.2021 tarih … nolu 133.000.000,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubu ve 14.07.2021 tarih … nolu 18.800.000,00 TL bedelli kesin ve süresiz teminat mektubu olmak üzere toplam 151.800.000,00 TL teminat mektubu aldığını ve icra dosyasına sunduğunu, …, … Bankası A.Ş.’den teminat mektubu aldığını ve bu bankaya olan borcunu ödemek için kredi limiti daha fazla olan davalı …’e taşınmazlarını devrettiğini, … ise bu taşınmazları ipotek ettirerek …’ya finansman sağladığını, …’nın finansman sağlamak için …’ün kaynaklarını kullanmasının hukuka aykırı olduğu İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/437 Esas. sayılı davasında tespit edildiğini, Mahkemem kararı ile davalı şirketin 30/04/2019 tarihli genel kurul toplantısında ana sözleşme tadiline ilişkin genel kurul kararı iptal edildiğini, görüldüğü üzere mahkemece 2021/589K. sayılı kararı ile söz konusu genel kurul kararının dürüstlük ilkesine aykırılığı nedeniyle iptaline karar verildiğini, bu ana sözleşme tadili hakkında İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi Başkanlığının 17/04/2020 tarihli, 2020/614 Esas ve 2020/492 Karar sayılı ihtiyati tedbir kararı halen yürürlükte olduğunu, ihtiyati tedbir kararının ise hukuka aykırı durumu tespit edildiğini ve davalı şirketin gayrimenkul alım satımına dair ana sözleşme tadiline ilişkin gündem maddesinin yürütmesi durdurulduğunu, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi,19.09.2019 tarihinde 2018/841E.ve 2019/1147K. sayılı kararı uyarınca Davalı …’ya özel denetçi atanmasına karar verildiğini, atanan Özel Denetçilerin 24.12.2019 tarihli raporunda, …’nın öz kaynaklarının negatif görünümde olduğu ve şirkette sürekli bir zarar halinin mevcut olduğu belirtildiğini, davalı şirketin kaynakları hukuka aykırı bir şekilde … tarafından tüketildiğini, bu durumu fark eden ve ileride tekrar gerçekleşmesini önlemek isteyen yerel ve istinaf mahkemesi, anılan kararı hem iptal etmiş hem de karar kesinleşinceye kadar yürütmesini durdurduğunu, görüldüğü üzere mevcut koşullar ile 30.04.2019 tarihli genel kurul kararı hakkında ihtiyati tedbir kararının verildiği koşullar birebir aynı olduğunu, öte yandan hala …’nın …’e henüz devretmediği taşınmaz parselleri bulunduğunu, verilecek tedbir öncelikle onlar üzerinde etkili olacağını, İst. BAM 13. HD 2020/614 Esas ve 2020/492 Karar sayılı kesin mahiyetteki tedbir kararını uygulamamak ve dolanmak amacıyla alınan (2) numaralı genel kurul kararına karşı, telafisi imkânsız zararların doğma ihtimalinden ziyade zaten zarar doğmuş olduğu gözetilerek ve zararın daha da büyümemesi için ivedilikle tedbir kararının verilmesini, sonuç olarak; davalı şirketin 11.11.2020 tarihinde yaptığı Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında gündemin (2.) ikinci maddesi uyarınca, Müvekkillerin itiraz ve muhalefetine rağmen oyçokluğu ile alınan; davalı şirket ana sözleşmesinin ”Şirketin Maksat ve Mevzuu” başlıklı 3. Maddesinin tadil edilmesi kararının HMK 389. ve TTK 449. maddeleri uyarınca yürütmesinin geri bırakılması talebinin ivedi olarak kabulüne, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen davada davacı vekilinin talep dilekçesinde özetle; Davanın seyrine etki edecek son derece önemli bir yeni gelişmeden de Mahkemeyi haberdar edilmesini ve tekrar ihtiyati tedbir talebinde bulunulması gerektiğini, dava konusu 11 Kasım 2020 tarihli OÜGK Toplantısı’nda müvekkillerinin muhalefetine rağmen çoğunluk oylarla kararlaştırılan esas sözleşmenin şirket’in amaç ve konusuna ilişkin 3 üncü maddesi değişikliğinin dava dışı … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (“…”)’nın davalı Şirket menfaatlerine aykırı olacak şekilde finanse edilmesi ve davalı Şirket kaynaklarının haksız ve kanun aykırı olarak …’ya aktarımı olduğunu defalarca belirttiklerini, bu kapsamda, davalı Şirket’in önce yüklü miktarda banka kredisi kullanıp …’ya aktardığını, sonrasında …’nın kendisine olan bu borcuna karşılık …’ya ait Urla’da bulunan taşınmazları (“Urla Taşınmazları”) 2019 yılı Haziran ayında KDV hariç 185.027.255 TL karşılığında devraldığını, buna zemin hazırlayan esas sözleşme değişikliğinin Mahkemeler aracılığıyla yürütmesinin durdurulduğunu ve iptal edildiğini, huzurdaki dava kapsamında 11 Kasım 2020 tarihli OÜGK Toplantısı’nda yapılan esas sözleşme değişikliğine ilişkin yürütmenin geri bırakılması kararı kaldırılır kaldırılmaz da, davalı Şirket’in Urla Taşınmazları’nı 2021 yılı Ağustos ayında KDV hariç 200.000.000 TL karşılığında sattığının öğrenildiğini, bu hususu Mahkememize bildirdiklerini, şimdi de, davalı Şirket’in 2021 mali yılına ilişkin bağımsız denetim raporunun 2022 yılında pay sahiplerinin incelemesine sunulması neticesinde davalı Şirket’in 2021 mali yılında da …’ya yüklü borç vermeye devam ettiğini, ayrıca 2021 yılı Ağustos ayında …’nın Arnavutköy’de bulunan taşınmazlarının bir kısmını (“Arnavutköy Taşınmazları”) 395.729.000 TL karşılığında devraldığını, dava dışı …’nın 2021 mali yılı bağımsız denetim raporu da bu devir işlemini doğruladığını, yani davalı şirket hakim ortağı …’ın sermayesinin %42,74’üne sahip olduğu 308.943.554 TL özkaynağı bulunan davalı Şirket’in kaynakları, yine aynı …’ın sermayesinin %80’ine sahip olduğu eksi (-) 654.415.274 TL özkaynağı bulunan (yani özkaynaklarını yıllardır tamamen yitirmiş konumda bulunan) …’nın finansmanı için seferber edilmiş durumda olduğunu, buna huzurdaki dava ile de bir dur denmediği sürece, davalı Şirket menfaatlerine aykırı ve Şirket’ i yok olma noktasına getirecek ancak dava dışı …’nın menfaatleri için yapılan bu hukuka aykırı işlemlerin devam edeceğini, bu kapsamda bu hukuka aykırı işlemlerin ardı arkasının kesilmediği ve kesilmeyeceği açık şekilde görüldüğünden, bir kez daha ihtiyati tedbir talebinde bulunarak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”)’nun 449 uncu maddesi uyarınca 11 Kasım 2020 tarihli OÜGK Toplantısı’nın 2’nci gündem maddesi uyarınca alınmış esas sözleşmenin 3 üncü maddesinin tadili kararının yürütmesinin geri bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalı şirketin 11.11.2020 tarihli genel kurul toplantısında alınan 2 numaralı karar ile şirket esas sözleşmesinin maksat ve mevzu ile ilgili 3. maddesinin tadiline karar verildiğini, anasözleşmede yapılan bu değişikliğin, daha evvel aynı konuda alınan ancak yapılan yargılama sonucunda İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/437 esas ve 2021/589 karar sayılı kararın verilmesi gerekçe gösterilerek icrasının durdurulması talep edildiğini, İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yaptığı hukuki değerlendirme sonucu verdiği kesinleşmeyen karar eldeki bu davada yaklaşık ispatın sağlandığını sağlamaya yeterli olmadığını, ana sözleşme değişikliğinin hakim ortağa ait taşınmazın daha evvel satın alınması nedeniyle yapıldığı ileri sürülmesine göre, ihtiyati tedbir kararı için aranan hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, imkansız hale gelmesi veya telafisi imkansız zarara neden olma koşullarının mevcut olmadığını, daha önce 03/09/2021 tarihli kararda aynı sebep ve konuda yapılan ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiğini, dosya kapsamı, rapor ve deliller nitelik itibariyle bu karardan sonra değişkenlik gösteren yeni bir somut olayın bulunmadığını, bu sebeplerden dolayı asıl ve birleşen davada davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran ihtiyati tedbir talep eden asıl davada davacılar vekili; mahkemenin red gerekçelerinin tamamının hatalı olduğunu, gerekçeler, dava dosyasında mevcut iddia ve belgelerin değerlendirilmediğini ortaya koyduğunu, davada, davalı şirketin maksat ve mevzusuna ilişkin olarak ana sözleşmesinde yaptığı değişikliğin faaliyet konusunun tamamen değiştirilmesi olduğu ileri sürülmediğini, davada, ana faaliyet konusu “metal döküm ve işleme” olan davalı şirketin, ana sözleşmesinde yapılan değişiklik ile faaliyetlerine ticari nitelikli olarak gayrimenkul alım-satımının eklenmesinin, bu şirketin kaynaklarının başka bir şirkete aktarılması için yapıldığını ve ilgili genel kurul kararının dürüstlük ilkesine aykırı olarak alınmış bir karar olduğu ileri sürüldüğünü, genel kurul kararlarının icrası için İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesinleşmesine gerek olmadığını, yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğini, mahkemenin ana sözleşme değişikliğinin hakim ortağa ait taşınmazın daha evvel satın alınması nedeniyle yapıldığının ileri sürüldüğü gerekçesinin olaylarla bağlantısız ve hatalı olduğunu, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleştiğini, gerekçede belirtilen 03.09.2021 tarihli kararından sonra değişkenlik gösteren yeni bir somut olayın bulunmadığı belirtilmiş fakat 31.03.2022 tarihli ihtiyati tedbir dilekçesinde, davalı şirketin …’dan tekrar, bu sefer 395.729.000.-TL bedel ile gayrimenkul alımı yapıldığı bilgisi alındığını, mevcut durumda değişikliğe neden olan yeni somut bir olay olduğunu, mevcut koşullar ile 30.04.2019 tarihli genel kurul kararına yönelik ihtiyati tedbir kararının verildiği koşullar birebir aynı olduğunu, İstanbul BAM 13. HD 2020/614 Esas ve 2020/492 Karar sayılı kesin mahiyetteki tedbir kararını uygulamamak ve dolanmak amacıyla alınan (2) numaralı genel kurul kararına karşı, telafisi imkânsız zararların doğduğunu, ihtiyati tedbir kararının verilmesini talep etmiştir. İstinaf yoluna başvuran birleşen dosyada davacı vekili; dava kapsamında daha önce birkaç kez tedbir talebinde bulunulduğunu fakat bundan bir sonuç alınamadığını, yargılamanın halen devam ettiğini, davalı şirketin zararı her geçen gün arttığını, 11 Kasım 2020 esas sözleşme değişikliğinin, davalı şirketin değil, dava dışı …’nın menfaatine yapılmış hukuka aykırı bir değişiklik olduğunu, davalı şirket, her yıl …’ya yeni ve bir önceki yıla göre daha da yüklü borçlar verdiğini, davalı şirketin borca batıklık şüphesi içerisindeki …’yı yıllardır finanse etme planını ve huzurdaki dava konusu kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlüğe aykırı esas sözleşme değişikliğinin de bu planın bir parçası olduğunu, mahkemenin vermiş olduğunu ara kararın hatalı olduğunu, TTK’nın 449 uncu ve HMK’nın 389 ve devamı maddeleri koşullarının oluştuğunu, bu sebeplerden dolayı davalı şirketin 11/10/2020 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı’nda alınan kararların yürütmesinin geri bırakılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının iptali istemli davada, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. TTK nun 449. maddesi ”Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir” hükmünü içermektedir. Anılan madde de hangi hallerde bu geçici hukuki koruma kararı verileceği özel olarak düzenlenmediğinden, tamamlayıcı yorum kuralı olarak HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlerinden yararlanılabilir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi ise, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Dairemizin 13/07/2021 tarih 2021/750 Esas 2021/1165 Karar sayılı kararı ile itirazın kabulüne ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiş; yenilenen ihtiyati tedbir talebinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesi üzerine, Dairemizin 30/12/2021 Tarih 2021/1918 Esas 2021/1987 Karar sayılı karar ile; şirketin ana sözleşmesinde yapılan değişikliğin faaliyet konusunun değiştirilmesi veya faaliyet alanına ekleme yapılması mı olduğu yapılacak yargılama sonucunda verilecek hüküm ile belirleneceği, bu kapsamda; İstanbul 11.ATMnin yaptığı hukuki değerlendirme sonucu verdiği kesinleşmeyen kararın eldeki bu davada yaklaşık ispatın sağlandığını sağlamaya yeterli olmadığı, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, imkansız hale gelmesi veya telafisi imkansız zarara neden olma koşullarının mevcut olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Somut olayda, davacı iddiaların yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada HMK’nın 390/3. maddesi anlamında yaklaşık olarak kanıtlanamadığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında delil durumunda bir değişiklik olmadığı, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği,yöneticilerin sorumluluğu gerektiren işlemlerin genel kurul iptali davasında incelenemeyeceği gözetildiğinde mahkemece davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden asıl ve birleşen davada davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından asıl davada davacılar tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile kalan 99,20-TL harcın asıl davada davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından birleşen davada davacı tarafından peşin yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile kalan 99,20-TL harcın birleşen davada davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2023