Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2311 E. 2023/787 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2311
KARAR NO: 2023/787
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2020
NUMARASI: 2019/32 Esas – 2020/546 Karar
DAVA: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/05/2023
Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin davalı bankaya olan kredi borçları sebebi ile 12.01.2009 tarihinde fotokopisi sunulan boş senedi TMK 956. madde kapsamında davalıya rehin olarak teslim ettiğini, TMK 954-956.maddelerine göre müvekkilinin davalı bankaya verdiği miktar kısmı boş olarak düzenlenmiş kıymetli evrakın taşınır rehni hükümlerine tabi olduğunu, davalıya olan tüm borcunu tam ve eksiksiz olarak ödeyen müvekkilinin talep etmesine rağmen kıymetli evrakın iade edilmediğini, davalı bankanın söz konusu kıymetli evrakın bulamadığını iddia ettiğini, ancak herhangi bir zayi belgesi sunamadığını, davaIı bankanın rehinli taşınırın kaybolması nedeniyle meydana gelen zararlardan, bunların kendi kusuru olmaksızın doğduğunu ispat etmedikçe sorumlu olduğunu belirterek davalının zilyetliğinde bulunan ve menkul rehni kapsamında teslim edilmiş miktar kısmı boş ve tarihsiz kıymetli evrakın TMK 944. maddeye göre davalıdan alınarak müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili; dava konusu olan davacı tarafından bankaya verildiği iddia edilen belgenin, müvekkili bankanın sistem kayıtlarında bulunmadığını, davacı şirketin teminatına konu böyle bir finansman senedinin alınmadığını, işbu dava öncesinde de davacı tarafça ilgili belgenin müvekkili bankadan iadesinin talep edildiğini, bu belgenin müvekkili bankada bulunmadığının gerek sözlü gerekse yazılı olarak davacı tarafa bildirildiğini, buna rağmen davacının dava konusu yaptığı belgenin müvekkili bankaya teslim edildiğine ilişkin hiç bir belge sunamadığını, bu durumda müvekkili bankanın sistemlerindeki kayıtların esas alınmasının gerektiğini, aksi bir düşüncenin hayatın olağan akışına aykırı olacağını, davacının iadesini talep ettiği ve örneğini sunduğu belgenin sadece ödeyecek borçlu kaşesi ve kefillerin bilgilerini içerdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile kanuna göre resmi anlamda senet sayılmayan belgenin zayiine ilişkin mahkeme kararı alınmasının da mümkün olmayacağını belirterek husumet itirazlarının kabulü ile davanın husumet yokluğundan reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; bilirkişinin yerinde inceleme yapmak suretiyle düzenlediği rapora göre davaya konu iadesi talep olunan belgeye şube kayıtlarında, banka ekran girişlerinde davacı vekilinin iddia ettiği tarihler aralığında rastlanılamamış olduğu, her ne kadar davalı ile davacı arasında akdi ilişki bulunmuş olsa da davacının söz konusu belgenin davalı bankaya teslim edildiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, teslim edilmeyen işbu belge nedeniyle iade talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde teminat koşulu öngörüldüğünü, müvekkili tarafından ibraz edilen senetteki form numarasının bankaya ait olduğunun davalı tarafından ikrar edildiğini, davalı bankadan kredi kullanan ve borcunu eksiksiz olarak ödeyen müvekkilinin bankaya karşı herhangi bir borcunun bulunmadığını ve bu nedenle rehin olarak verdiği senedi iade alma hakkının doğduğunu, davalı bankanın meydana gelen zarardan, bunların kendi kusuru olmaksızın doğduğunu ispat etmedikçe sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı tarafından davalı bankaya genel kredi sözleşmesi kapsamında teminat olarak verildiği iddia edilen senedin iadesi istemine ilişkindir. Davacı, dava dilekçesinde örneğini sunduğu senedi miktar kısmı boş olarak davalı bankaya genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak verdiğini, davalı bankaya kredi borcunun bulunmadığını belirterek bahsi geçen senedin iadesini talep etmekte; davalı da müvekkili banka tarafından bahsi geçen senedin teslim alınmadığını belirterek davanın reddini savunmaktadır. Mahkemece ise bahsi geçen senedin davalı bankaya teslim edildiği hususu ispat edilemediği, pasif husumet bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesi kapsamında davacı tarafından davalı bankaya teminat olarak senet verilip verilmediği, verilmiş olması halinde senedin iade koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. HMK’nın 190/1 maddesi uyarınca; ispat yükü, özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Somut olayda bahsi geçen senedin davalıya verildiği iddiasını ileri süren davacı öncelikle bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Davacı senedin teslimine ilişkin herhangi bir makbuz sunmamış olup, bilirkişi tarafından banka kayıtlarında yapılan incelemede de bahsi geçen senedin bankaya girişi tespit edilememiş, banka kayıtlarında bahsi geçen senede ulaşılamamıştır.Davacı tarafından ibraz edilen senet fotokopisinde yer alan form numarası ve yayın tarihinin davalı bankaya ait olduğu hususu davalı banka tarafından da kabul edilmekte ise de bahsi geçen fotokopi belge, senedin davalıya verildiği hususunu ispatlatmaya yeterli görülmemiştir. Diğer yandan, taraflar arasındaki sözleşmede teminat olarak senetlerin rehnedilebileceği veya devredilebileceğinin düzenlenmesi, tek başına dava konusu senedin bankaya verildiği anlamına gelmemektedir. Bu durumda mahkemece iade istemine konu edilen senedin davalı bankaya teslim edildiği olgusunun ispatlanamadığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, senedin davalı bankaya teslim edilip edilmediği hususu taraflar arasındaki uyuşmazlığın esasını oluşturduğundan ve esastan incelemeyi gerektirdiğinden, mahkemece esasa ilişkin hüküm verilmesi gerekirken davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Re’sen dikkate alınan bu husus nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/32 Esas – 2020/546 Karar sayılı 27/11/2020 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “İspatlanamayan davanın reddine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90- TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine yatırılan 44,40-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 135,50-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine, Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 18/05/2023