Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2220 E. 2022/1756 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2220
KARAR NO: 2022/1756
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2022
NUMARASI: 2021/683 Esas – 2022/1056 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/12/2022
Davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacının ve davalı şirket yöneticisi …’nun babası olan müteveffa …’nun 03/05/2011 tarihinde vefat ettiğini ve geride kalan üç çocuğunun yasal mirasçısı olarak kaldığını, ancak müteveffanın vefatından kısa bir süre önce Keşan … Noterliğinin 09/02/2011 tarih ve … yevmiye numarası ile kayıtlı düzenleme şekline vasiyetnameyi tanzim ettiğini, vasiyetname ile kendi miras payına ek olarak terekenin yarısının da …’ya bırakıldığını,şirket hisselerinin … esas sayılı muris muvazaasından kaynaklanan istihkak davasındaki açıklamaları ve davadan kaynaklanacak haklarının saklı kalması kaydıyla mirasçılık belgesine istinaden 1/3 ünün davacıya ait olduğunun tespiti ile ticaret sicilinde davacı adına tesciline, muris muvazaası, tereke tespit ve vasiyetnamenin iptali davaları sonuçlanıncaya kadar şirkete bağımsız denetçi atanmasına, şirketi zarara uğratan muvazaalı Rödovans Sözleşmesinin iptal edilmesine, yasaya ve hukuka aykırı şekilde alınmış olan şirket müdürüne maaş ödenmesi kararının iptaline,zararlardan kaynaklanan dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla ve şirketi bilerek ve isteyerek zarara uğratacak sistemli şekilde kötü yöneten şirket müdürünün azline karar verilmesini dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, vasiyetnamenin iptali davasının halen Yargıtayda olduğu sonuçlanmadığı, murisin Malkara Sulh Hukuk Mahkemesinde tereke davası olduğunu, bu dava dosyasında muris terekesine ve varislerin menfatlerine uygun gerekli işlemler yapıldığı tereke dosyasında terekeye temsilci atanması ve ayrıca şirketler üzerine tedbir konulması talepleri mevcut olduğu tedbir konulması talepleri yenileyerek hukuka aykırı davrandığını, davacıların, davaların uzamasından hak kaybına uğradıklarını iddiasında iseler bu duruma sebebiyet vermiş olmaları nedeniyle sonucuna katlanmaları gerektiğini, mevcut davalar nedeniyle diğer davacılarda miras haklarının sürüncemede kalmasındaki belirsizlikten mağduriyet yaşadıklarını, davacılar vasiyetnamenin iptali davasını açmamış olsalar idi ki yasal hakları olması nedeniyle söyleyecek sözlerinin bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın usul ve esas yönünden kanuna aykırı davacı taleplerine dayalı davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı taraf davasını 27/09/2017 tarihinde açtığı, Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/318 Esas 2021/503 Karar sayılı dava dosyasında davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yargılamasını yaparak 04/09/2022 tarihli karar ile dava dosyasının mahkemeye devrine karar verildiğini,Yargıtay 11. HD’nin 25/03/2022 tarih 2022/509 Esas – 2022/2410 Karar sayılı ilamı ile “davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği”ne karar verildiği gerekçesi ile davanın açıldığı Malkara Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan Mahkemenin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili,davanın mahkemeler arasında belirli sebepler gösterilerek gidip gelmesinin usul ve kalem işlerinde aşırı zaman kaybına yol açtığını, hukuken yerinde olan HSGK 07.07.2021 tarihli ve 608 sayılı kararın ve bu karara destek vererek onaylayan hukuki görüş ve kararlara uyulmayarak davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE : Elde ki dava ilk olarak 27/09/2017 tarihinde asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılmak üzere Malkara 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır.Yargılama sırasında Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi kurularak 01.09.2021 tarihinden itibaren faaliyete geçirilmiştir.Davanın açıldığı mahkeme tarafından dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik nedeniyle devrine karar verilmiştir. HMK’nun 1’inci maddesi “Mahkemelerin görevi ancak kanun ile düzenlenir.” hükmünü haizdir. Dava açılmasının maddi hukuk ve yargılama hukuku bakımından birtakım sonuçları vardır. Davanın açılmasının en önemli sonuçlarından biri davanın açılması anında görevli ve yetkili olan mahkemenin artık belirli hale gelmesidir. Bu ilkeye göre sonradan ortaya çıkan değişiklikler görevi ve yetkiyi etkilemez. HSK’nun dayanak kararı 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmak üzere verilmiş olup, ancak 01.09.2021 tarihinden sonra açılacak davalara ilişkin olmak üzere uygulanacaktır. Geçiş hükmü niteliğinde kanuni bir düzenleme olmaksızın, yargı çevresi belirlemeye ilişkin karar dayanak gösterilerek davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan reddedilerek dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderilmesi doğru değildir. Kararlar arasında uyuşmazlık çıktığından içtihadların birleştirilmesi talep edilmesi üzerine Yargıtay 11. HD 25/03/2022 tarih 2022/509 Esas 2022/2410 Karar sayılı ilamında ” davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilerek içtihat farklılıkları giderilmiştir. Açıklanan nedenlerle; davanın açıldığı tarih itibariyle devreden asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/12/2022