Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/221 E. 2022/1209 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/221
KARAR NO: 2022/1209
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/04/2019
NUMARASI: 2019/5 Esas – 2019/318 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili tarafından Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalanan dava dışı … A.Ş.’ne beyaz eşya emtiasının yurtiçi nakliye işleminin davalının sorumluluğunda gerçekleştirildiğini, ancak taşıma işlemi sırasında meydana gelen kaza sonucu emtianın hasarlandığını, ilk kontrollerde 17 adet emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, ancak daha sonra yapılan ayrıntılı incelemede farklı ürünlerde hasar tespit edildiğini, 9.994,12-euro olarak tespit edilen sigortalı zararının müvekkili tarafından ödendiğini ve TTK ve poliçe hükümleri ile ibraname gereğince halefiyet ve temlik esasına göre müvekkilinin sigortalının haklarını devraldığını,alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkiline %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; sunulan sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsamaması nedeniyle davacının dava açma hakkı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, hasarlı emtia sayısının 19 olduğunu, müvekkilinin sözleşme çerçevesinde müşteriye tazminat ödemesi yaptığını, ayrıca 17 adet emtia ile ilgili süresinde hasar ihbarında bulunmadığından bu emtiaların hasarsız olduğunun kabul edildiğini, ayrıca hasar bedelinin ve hurda değerinin yanlış olarak hesaplandığını, bunun dışında TTK m.882 uyarınca taşıyıcının sınırlı sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece 08/09/2017 tarihinde; davacının davaya dayanak olarak gösterdiği, … nolu nakliyat emtia abonman sigorta poliçesi ile sigortalanan … A.Ş’ye ait beyaz eşya emtiasının Tekirdağ’dan Trabzon’a nakliyesinin davalı tarafından gerçekleştirildiği, poliçe vade tarihinin 31/12/2012-01/01/2014 tarihleri olduğu, 18/08/2014 tarihinde oluşan hasar nedeniyle poliçenin kaza tarihini kapsamadığı, bu nedenle davacı şirketin sigortalısının haklarına halefiyet şartını sağlamadığı, halefiyet şartı bulunmayan davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından bu karara karşı istinaf kanunyoluna başvurulması üzerine Dairemizin 06/12/2018 tarihli 2018/460 E. 2018/1576 K. Sayılı kararıyla 29/05/2015 tarihli “İbraname, Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu” başlıklı belgeye göre, sigortalının, haklarını usulüne uygun olarak davacı sigorta şirketine temlik ettiği, davacının sigorta ilişkisi dışında temlik alan sıfatıyla dava açabileceği gözetilerek işin esasına girilip, tüm deliller toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, davanın aktif husumet yokluğundan reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece; davacının, davaya dayanak olarak gösterdiği … nolu emtia blok abonman sigorta poliçesi kapsamında sigortalanan dava dışı … A.Ş.’ye ait emtianın Tekirdağ’dan Trabzon’a taşıma işinin davalı taşıyıcı tarafından gerçekleştirildiği, poliçe tanzim ve vade tarihlerinin kazanın meydana geldiği 21/08/2014 tarihini kapsayacak şekilde 31/12/2013 – 01/01/2015 tarihleri arası olduğu, 6102 sayılı TTK m.1472 uyarınca rücu davası açılabilmesi için sigortacı ile sigortalı arasında bir sigorta sözleşmesinin bulunması, sigortacının bu sözleşme uyarınca sigortalısına gerçekleşen riziko nedeni ile ödeme yapmış olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunması gerektiği, 29/05/2015 tarihli “ibraname, mutabakatname ve tazminat makbuzu” başlıklı belge uyarınca dava dışı sigortalının, haklarını usule uygun olarak davacı sigortacıya devrettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına,koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; vekalet ücretinin hesaplanırken harca esas değer üzerinden delil hükmedilen 9.994,12-euro üzerinden hükmedilmesi gerektiğini, likit alacak nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 2-Davalı vekili ; dosya kapsamından taşıyıcının sorumluluğuna, hasara ve hasar miktarına ilişkin yeterli inceleme yapılmadığını, gerekli araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verildiğini, ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere eşyaların firmaya 21/08/2014 tarihinde teslim edildiğini, gerekli kontrollerden sonra ise 28/08/2014 tarihli tutanaktan da anlaşılacağı üzere hasarlı olarak 17 adet eşyanın tespit ve ihbar edildiğini, daha sonra bu sayıya iki eşyanın daha eklendiğini ve toplam hasarlı eşya sayısının 19 olarak kabul edildiğini, davacı tarafça ise hasarlı eşya sayısının 36 olduğunun ileri sürüldüğünü, oysa 19 eşya dışındaki eşyalarda hasar bulunmadığını, TTK m.889 uyarınca diğer eşyalarla ilgili süresinde yapılan bir ihbar bulunmadığını, müvekkilinin kabulünde olan 19 adet eşya için müşterisine tazminat ödemesi yapıldığını, mükerrer talepte bulunulduğunu, kaldı ki müvekkilinin bir an için sorumluluğu söz konusu olsa dahi TTK m.880 ve 882 hükümleri uyarınca sorumlu tutulabileceği ve sınırlı sorumluluk söz konusu olduğunu, mahkemece bu hükümlerin dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. TTK’nun 1472.maddesi uyarınca rücu davası açılabilmesi için sigortacı ile sigortalı arasında bir sigorta sözleşmesinin mevcudiyeti, sigortacının bu nedenle sigortalısına bir ödeme yapmış olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkının bulunması gerekir. … nolu Emtia Blok Abonman Sigorta Poliçesinin ise kaza tarihini de kapsayacak şekilde 31/12/2013-01/01/2015 tarihleri arasında teminat vermekte olduğu, “İbraname, Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu” başlıklı 29/05/2015 tarihli belge incelendiğinde, dava dışı sigortalının dava konusu hasarla ilgili olarak kendisine yapılan 9.869,20-Euro ödeme nedeniyle dava konusu olaydan kaynaklanan dava açma hakkını ödenen tazminat miktarına kadar davacı sigorta şirketine temlik ettiğinin belirtildiği görülmüştür. 29/05/2015 tarihli “İbraname, Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu” başlıklı belgeye göre, sigortalı, haklarını usulüne uygun olarak davacı sigorta şirketine temlik etmiş olup; Mahkemece temlik sözleşmesine istinaden temlik edilen alacak yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir. Oysa, borçlunun alacağı devredene karşı ileri sürebileceği savunmaları devralana karşı da ileri sürmesi mümkündür. Bu husus TBK’nın 188/1 maddesinde açıkça düzenlenmiştir. Bahse konu temlik sözleşmesi, davacının sigorta ilişkisi dışında temlik alan sıfatıyla dava açabilmesine olanak sağlamakla birlikte, temlik eden sigortalı tarafından temlik edilen alacağın varlığı ve miktarı ile davalının sorumlu olup olmadığı hususları eldeki davada yapılacak yargılama ile belirlenmesi gerekmektedir. Somut olayda davalı 19 adet emtia dışındaki 17 adet emtia ile ilgili kendilerine hasar ihbarı yapılmadığını iddia etmektedir. TTK’nın 889. maddesinde “eşyanın zıyaı veya hasara uğramış olduğu açıkça görülüyorsa, gönderen veya gönderilen en geç teslim anına kadar zıyaı veya hasarı bildirmezlerse, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği varsayılır” denilmiştir. Bu hükme göre süresinde hasar ihbarında bulunulmaması sonucunda eşyanın hasarsız olarak teslim edildiği hususunda karine oluşur. Ne var ki; somut olayda emtia, davalı taşıyıcının yaptığı taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası nedeniyle hasarlandığından, davalı taşıyıcının bilgisi dahilinde olan bu hasardan dolayı ayrıca ihbar gerekmemektedir. Bununla birlikte, davalı 19 adet hasarlı eşya için temlik eden sigortalıya ödeme yapıldığını, sigortalı ile aralarında nakliye ve aktarmaya ilişkin çerçeve sözleşme bulunduğunu, tazminat koşullarının bu sözleşmede özel olarak düzenlendiğini, sigortalıya da bu hükümler çerçevesinde ödeme yapıldığını, ayrıca hasar sorumluluğu bakımından TTK m.880 ve 882 hükümlerinin geçerli olduğunu,sorumluluğun sınırlandırıldığını ileri sürmektedir. Davalı tarafça ödeme iddiası ile ilgili olarak,taşıyan tarafından düzenlenen 11 adet “hasar tazminat bedeli” açıklamalı faturayı sigortalı ile aralarındaki cari hesaptan düşerek ödediğini ileri sürdüğü halde davalının bu iddiası üzerinde durulmamış, bu hususta inceleme yapılmamıştır.Dava konusu taşıma nedeniyle yapılan bir hasar ödemesi bulunması halinde bunun alacakdan düşülmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır. Bu itibarla, mahkemece davalı tarafından yapılan ödemelerin araştırılması, gerektiğinde ticari defterler üzerinde inceleme yapılması ,dava dışı sigortalıdan sorulması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Diğer taraftan, emtiadaki hasar ve sovtaj bedeli denetime elverişli bir şekilde belirlenmemiş, TTK m.882’de düzenlenen taşıyıcının sınırlı sorumluluğuna ilişkin hükümler ile davalıyla dava dışı sigortalı arasındaki sözleşmenin 12.2 maddesinde hasar bedelinin belirlenmesine ilişkin hüküm dikkate alınmamıştır. Bu durumda mahkemece emtiadaki hasar ve sovtaj bedelinin denetime elverişli bir şekilde belirlenmesi, taşıyıcının sınırlı sorumluluğuna ilişkin hükümler ile davalıyla sigortalı arasındaki sözleşmenin 12.2 maddesinde hasar bedelinin belirlenmesine ilişkin hüküm de incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesi doğru olmamıştır.Uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanıp değerlendirilmediği anlaşılmakla, davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görüldüğünden istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin istinaf sebeblerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın dava yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 2019/5 Esas – 2019/318 Karar sayılı 09/04/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,” Davacı vekilinin istinaf sebeblerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, Davalı tarafça yatırılan 581,69‬-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafça yatırılan 59,30-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/09/2022