Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2187 E. 2022/1643 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2187
KARAR NO: 2022/1643
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/09/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/647 Esas
TALEP : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/11/2022
İhtiyati haciz (tedbir) talebinin reddine ilişkin verilen 05/09/2022 tarihli ara kararın ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA VE TALEP: Davacı vekili; davacı şirketin “İstanbul-Maltepe ilçesi … Mahallesi … Ada … numaralı parselde kayıtlı 1 nolu bağımsız bölümdeki” taşınmaz üzerinde ki projeden 3 adet bağımsız bölümü davalıdan satın aldığını; davalı şirket tarafından kesilen faturaya istinaden 3 adet bağımsız bölümün satım bedelini davalıya ödediğini;taşınmazlar alınırken bu bağımsız bölümlerin yer aldığı bir broşür gösterildiğini; ancak,kullanım alanlarının metrekarelerinin aynı olması gerekirken “1 numaralı bağımsız bölüm”ün kullanım alanının diğer iki taşınmazdan farklı olduğunu; bu farklılığın taşınmazın kullanımını imkansız hale getirdiğini; bu nedenle, davacı şirketin (1) nolu bağımsız bölümden kaynaklı birçok maddi zarara uğradığını; zararın giderilmesi amacıyla davalıya Beşiktaş …Noterliği’nin 03/09/2022 tarihli … yev. nolu ihtarname gönderildiğini; ancak, davalı tarafından ihtara rağmen ayıpların giderilmediğini; bu nedenlerle; öncelikle davaya konu ” 1 nolu bağımsız bölümün” ayıpsız misli ile ücretsiz değiştirilmesine, bunun mümkün olmaması halinde tespit edilecek gerçek değer üzerinden artırım yapmak kaydıyla şimdilik 300-TL zararın bağımsız bölümün alındığı 25/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesini; talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı taraf ayıba ilişkin hükümlere dayanabilmesi için kanundan doğan hiçbir külfeti yerine getirmediği gibi, uyuşmazlığa ilişkin talepleri zamanaşımına uğradığını, her bir daire için ayrı ayrı spesifik kat planı oluşturulduğu ve buna ilişkin katalog oluşturulmuşsa da, davaya konu bağımsız bölüme ilişkin katalog ve kat planı bulunmadığını,dava konusu bağımsız bölümün bulunduğu taşınmaz davacı bağımsız bölüm tapuda devir teslim almadan önce belediyeden iskan alındığı,davacının bağımsız bölümü bilerek, görerek, inceleyerek satın aldığını, satın aldığında binanın tamamlanmış ve yerleşimin başladığını,davacı tarafından hem ayıba ilişkin somut bir delil sunulmamıştır hem de zarara ilişkin iddiaları mesnetsiz olduğunu,bu sebeple davacının soyut iddialarına dayanılarak verilecek ihtiyati tedbir kararının müvekkilin haklarını zedeleyeceğini,davanın reddi gerektiğinden, ihtiyati tedbir talebinin de reddedilmesi gerekmektedir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI: Mahkemece; 05/09/2022 tarihli ara kararı ile, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle ve İİK madde 257’deki şartlar oluşmadığından bu aşamada reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili; sunulan dava dilekçesinde, UYAP, TAKBİS ve POLNET üzerinden araştırma yapılarak, davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller ile banka hesapları üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ettiklerin , HMK m.389’da; “Mevcut durumda meydana gelecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” hükmünün düzenlendiğini, davalı şirket adına kayıtlı malvarlığı üzerine, davacı müvekkil şirketin alacaklarının teminat altına alınması amacıyla ihtiyati tedbir konulması talep edilmesine rağmen talebin ihtiyati haciz olarak değerlendirilip reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı şirket vekili tarafından verilen dava dilekçesinde alacaklının haklarının korunması için davalı şirketin malvarlığı araştırılarak üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. İstemin talebe aykırı olarak ihtiyati haciz olarak değerlendirilmesi hukuka uygun görülmemiştir. HMK’nın 389. maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda, davanın davalıdan satın alınan taşınmaz nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararın tazminine ilişkin olduğu, dolayısıyla davalının malvarlığı ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının iş bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır. HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davalı borçlunun uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı verilebileceği, somut uyuşmazlıktaki gibi konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir.HMK 389 maddesi gereği,öncelikli koşul olan, “… ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği”gözetildiğinde sonucu itibariyle doğru olan davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/11/2022