Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/218 E. 2022/219 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/218
KARAR NO: 2022/219
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2021/326 Esas 2021/719 Karar
DAVA: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; müvekkili şirketin 19/04/2011 – 28/12/2017 tarihleri arasında davalı sigorta şirketinin yetkili acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, üzerine düşen görevi layığıyla yerine getiren müvekkil şirkete davalının, acentelik sözleşmesini bildirimsiz olarak feshettiğini, gerekçe olarak da herhangi bir sebep gösterilmediğini, işbu feshin Beyoğlu … Noterliği’nin 29/12/2017 Tarihli, … yevmiye no’lu ihtarnamesi gönderilerek yapıldığını ve azilname çekildiğini, ayrıca haksız ve mesnetsiz iddialar ile acentelik sözleşmesini hukuka aykırı şekilde fesheden ve 3 aylık süreye uymayan davalının müvekkilde meydan gelen kazanç kayıplarından da sorumlu olduğunu belirterek, HMK’nın 107.maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep, artırım, dava ve tazminat hakkı saklı kalmak kaydıyla, 100-TL (5684 sayılı yasanın 23/16 maddesi ve T.T.K. 122. mad. gereğince) denkleştirme tazminatı ile haksız fesih nedeniyle 100-TL. (T.T.K. 121 ve B.K. 112 gereğince) 3 aylık kazanç kaybından oluşan maddi tazminatın 28/12/2017 haksız fesih tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
TEFRİK: İlk derece mahkemesinin 4.11.2021 tarihli oturumda verilen ara kararı ile davacının kazanç kaybı isteği yönünden dava tefrik edilerek ayrı bir esasa kayıt edilmiş denkleştirme tazminatı istemi eldeki esasda görülmüştür.
CEVAP:Davalı vekili;acentelik sözleşmesinin 29.12.2017 tarihinde feshedildiğini, davacının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açmadığını,TTK 122. madde uyarınca, denkleştirme tazminat ödenebilmesi için aranan koşullar oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, acentenin yıllardır başka sigorta şirketlerinin de poliçelerini düzenlediğini, bu halde münhasır bir acente olmayan davacı acentenin portföyündeki müşterilerinin poliçesini diğer sigorta şirketlerinden yenilemesi pek tabi ki mümkün olup herhangi bir kar kaybının olmasının da mümkün olmadığını belirterek, davacının haksız ve hukuka aykırı olarak ikame ettiği huzurdaki davasının hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı için usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 6102 sayılı TTK’nun 122/4. maddesi uyarınca denkleştirme tazminatı sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede talep edilebileceği, davacı ile davalı arasındaki acente sözleşmesinin tarafların kabulünde olan Beyoğlu … Noterliği’nin 29/12/2017 tarihli … yevmiye numaralı fesiname/azilname ile sonlandırıldığını, davanın ise 09/04/2020 tarihinde açılmış olmakla 6102 sayılı TTK’nun 122/4. Maddesinde 1 yıllık hak düşürücü süre dava tarihi itibariyle geçtiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davanın temeli her ne kadar TTK 122.maddeye dayanmakta ise de aradaki acentelik sözleşmesinin 5684 sayılı yasanın TBK 147.maddeye atfı nedeniyle 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, müvekkili ile sigorta şirketi arasında tek satıcılık ilişkisi bulunmadığından TTK 122/4.maddesinde yer alan 1 yıllık hak düşürücü süreye işbu dosyada uygulama alanı bulmadığını, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava sigorta acentesi davacının TTK 122.madde uyarınca denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir. 5684 sayılı kanunun 23/18.bendinde TTK nun acenteler hakkındaki hükümlerinin sigorta acentelerine de uygulanacağı düzenlenmiştir. TTK 122/4 maddesi uyarınca denkleştirme isteminin sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren 1 yıl içerisinde ileri sürülmesi gerekir.Bu sürenin niteliği hususunda öğretide görüşbirliği olmadığı,hak düşürücü süre mi yoksa zamanaşımı süresi olup olmadığının yasal düzenlemede açıklanmadığı ;maddenin gerekçesinde de sürenin niteliğinin uygulama tarafından belirlenmesi gerektiği yazılıdır. Acentenin denkleştirme istemini ileri sürmesi bir irade beyanıyla gerçekleşecek olup bu beyanda bulunulmaması halinde acenteTTK 122.madde de doğan hakkını kaybetmektedir.Dolayısıyla denkleştirme miktarı kadar alacak hakkı kazanmanın ön koşulu , irade beyanının yöneltilmesidir.Bu kurgu göstermektedir ki denkleştirme istemi hakkı tipik bir bağımlı ve kurucu yenilik doğuran haktır.Yenilik doğuran haklar için öngörülen süreler hak düşürücü süre niteliğindedir.(Burak Sak-Denkleştirme İstemi Sorunları, Yüksek Lisans tezi s.181) Taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi Beyoğlu … Noterliği’nin 29/12/2017 tarihli fesihname/azilname ile sonlandırıldığı, davanın ise 09/04/2020 tarihinde açıldığı 1 yıllık hak düşürücü süre içinde denkleştirme isteminin ileri sürülmediği anlaşılmakla davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin kararda isabetsizlik yoktur.Davacı vekilinin hak düşürücü süre öngörülmediğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedenleri yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 59,30- TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 40-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 17/02/2022