Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2124 E. 2022/1547 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2124
KARAR NO: 2022/1547
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/09/2022 (D.İş Karar)
NUMARASI: 2022/251 D. İş – 2022/247 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/11/2022
İhtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararın alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: ihtiyati tedbir isteyen vekili, müvekkili şirketin Uluslararası gözetim sektöründe faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirket bünyesinde çalışan …, … ve …’in müvekkil şirkette çalışırkan davalı şirketi kurduklarını, devam eden süreçte Ticaret Bakanlığı’ndan … Şirketi Statüsü aldıklarını ve müvekkili şirkette çalışmaya devam ettiklerini, bu hususun tespiti akabinde iş sözleşmelerinin feshedildiğini, suç duyurusunda bulunulduğunu, bu kişilerin müvekkili işverene karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiklerini, görevlerini kötüye kullandıklarını, kurdukları şirkete haksız menfaat sağladıklarını belirterek TTK 54. ve 55. maddeleri kapsamında davalı şirketin haksız rekabet oluşturan fiil ve eylemlerinin, gözetim yetkisinin tedbiren durdurulmasını ve şirketin tüm defter ve kayıtlarının muhafaza altına alınmasını talep etmiştir.
D.İŞ KARARI: Mahkemece, somut olaydaki haksız rekabet koşullarının mevcudiyeti ve talep dilekçesinde ileri sürülen vakıalar ispata muhtaç durumda olup, söz konusu iddiaların yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispat koşullarının sağlanmamış olması nedeniyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili, karşı yan şirket müdür ve ortaklarının 3 ay boyunca müvekkili şirkette çalıştıkları ve bu suretle müvekkil şirketin ticari sırları ve operasyon bilgilerini ele geçirdiklerini; şirketin tüm ortaklarının müvekkili şirkette çalıştıkları tüm belgeleriyle ortaya konulmuşken haksız rekabet yönünden yaklaşık ispatın sağlanmadığının kabulünün hukuka aykırı olduğunu, doğması muhtemel ciddi zarar bakımından ise müvekkil şirketin müşterilerinin davalı tarafından müvekkil şirketle çalışmayı bıraktırıp kendileriyle çalışmasının sağlanması ve bu suretle müvekkil şirketin iflasa sürüklenmesi olduğunu, davalı ile çalışmaya başlayan iki şirketin ünvan ve adreslerini dosyaya sunduklarını ,bu şirketlere yazılacak müzekkere ile müvekkil şirket ve hakkında ihtiyati tedbir istenen şirket tarafından kendilerine kesilen fatura bilgileri sorularak ihtimal bir yana müvekkilin ciddi bir zarara uğradığının ispatına dahi ulaşılabilecek iken mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmadığını, haksız rekabet koşullarının oluştuğu tamamen yazılı belgelerle belki de emsal taleplerde çok nadir görülecek açıklıkta ispatlandığnı, kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, ilgili şirket faaliyetinin, gözetim yetkisinin tedbiren durdurulmasını, tüm defter ve kayıtlarının tedbiren altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin ihtiyati tedbir yoluyla engellenmesi istemine ilişkindir. Haksız rekabet davasında ihtiyati tedbiri düzenleyen TTK’nın ihtiyati tedbirler başlıklı 61/1.maddesinde, ”Dava açma hakkına haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56.maddenin birinci fıkrasının b ve c bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanunun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verilebilir ” düzenlemesi yer almaktadır. İhtiyati tedbire ilişkin bu özel düzenleme, dava sonunda elde edilebilecek hukuki durumun ihtiyati tedbirle sağlanamayacağına dair kuralın istisnasını teşkil etmektedir. TTK’nun 61/1 maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesi hususunda hakime bir takdir yetkisi tanınmış ise de, anılan hükümde bu yetkinin HMK 389 vd. maddeleri hükümlerine uygun olarak kullanılması gerektiği de vurgulanmıştır.HMK’nın 389/1. maddesi ise, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir.Aynı yasanın 390/3 maddesi, ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” düzenlemesini içermektedir. Somut olayda; davacı vekili müvekkili şirketin bir kısım çalışanlarının üç ay çalıştıktan sonra davalı şirketi kurduklarını, müvekkili şirketin müşterisi bulunan iki ayrı şirketin müvekkili şirketle çalışmayı bırakıp davalı şirket ile çalışmaya başladığını, davalı şirketin müvekkili şirkette çalışması ve iki ayrı müşterinin de müvekkili şirket çalışmayı bırakıp davalı ile çalışmadığı vakıalarının haksız rekabetin ve zarar doğma ihtimalinin varlığını yaklaşık ispat düzeyinde ispat ettiğini ileri sürerek davalı şirketin ticari faaliyetinin durdurulması yolunda ihtiyati tedbir talep etmekte ise de, sırf davalı şirketin ortaklarının davacı şirkette çalışmış olması veya bir kısım müşterilerin davacı ile çalışmaktan vaz geçmesi haksız rekabetin gerçekleştiğini kabule yeterli değildir. Bu haliyle davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği, toplanacak deliller kapsamında yapılacak tahkikat ile belirlenecektir. Mevcut delillere göre yaklaşık ispatın sağlanamadığının kabulü gerektiğinden mahkemece ihtiyati tedbir talebinin bu gerekçeyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, sonucu itibariyle ara kararda usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İhtiyati tedbir talep eden tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/11/2022