Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2092 E. 2022/1605 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2092
KARAR NO: 2022/1605
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
NUMARASI: 2021/135 Esas – 2021/935 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/11/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı olan … Limited Şirketi aleyhine Karadeniz Ereğli 2. İş Mahkemesi nezdinde 2017/356 esas ve yine tarafları ve konusu aynı olan aynı mahkemenin 2017/329 Esas sayılı dosyalarında rücuen tazminat talepli dava açıldığını, davalı şirkete tebligat yapılamadığını, yapılan araştırmada şirketin 6102 sayılı TTK nun geçici 7.maddesi gereğince 07/07/2014 tarihinde sicilden resen terkin edildiğinin anlaşıldığını belirterek anılan şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin TTK 32 madde hükmü uyarınca işlem yaptığını, dava konusu olayda da ticaret sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nun geçici 7 maddesi ile “Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketleri ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret sicil Kayıtlarının Silinmesine ilişkin Tebliği “hükümleri çerçevesinde işlem gerçekleştirildiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını bu nedenle yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ilk olarak 2019/146 Esas, 2021/119 Karar sayılı ve 08.07.2020 tarihli karar ile TTK 547.maddesi uyarınca şirketin ihyasına, yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Yargılama gideri bakımından davacı vekilinin istinafı üzerine kararın kaldırılmasına karar verilmiş, kaldırma kararından sonra; şirketin resen terkinine esas ilan ve tebligat evrakları celbedilmiş, şirketin 6102 sayılı TTK nun geçici 7. Maddesi ile 10/05/2006 tarih ve 6553 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Münfesih olmasına veya Sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının silinmesine ilişkin Tebliğin 5/1. Maddesinin (d) bendi uyarınca terkin kapsamına alınarak ihtar ve ilan prosedürlerinin tamamlanmasının ardından sicil kaydının 07/07/2014 tarihinde resen terkin edildiği,terkin işleminin yasada öngörülen usule uygun olarak yapıldığı, dolayısıyla davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün iş bu davanın açılmasına sebebiyet vermediği, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle şirketin ihyasına, tasfiye memuru atanmasına, yargı giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinde belirtilen sınırlı hallere münhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilen haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK’daki tasfiye usulüne uygun tasfiye yapılacağını, maddenin istisnai ve geçici oluşu göz önüne alındığında kapsamının genişletilemeyeceğini, kanunda gösterilmeyen bir halin tebliğ ile düzenlenemeyeceği dikkate alındığında terkin işleminin usulüne uygun olmadığını, bu sebeple HMK 326 gereği kusurlu olarak terkin işlemi yapan davalının yargı giderinden sorumlu tutulması gerektiğini, bu nedenlerle kararın vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Tüzel kişiliğin ihyasına ilişkin hüküm davacı vekili tarafından davacı yararına yargı gideri ve vekalet ücreti takdir edilmemesi nedeniyle istinaf edilmiştir. Somut olayda, davacı tarafın yargı gideri nedeniyle istinafıi üzerine; Dairemizin 2021/146 Esas – 2021/119 Karar sayılı 02.02.2021 tarihli ilam ile; “Mahkemece davalı sicilin yasal hasım olması nedeniyle davacı yararına yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmediği” anlaşılmaktadır. Re’sen terkin işleminin TTK geçici 7.madde uyarınca yapıldığı, ticaret sicil müdürlüğünün terkin işlemi yapılmadan evvel şirket tüzel kişiliğine ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ayrı ayrı ihtar yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı, terkin işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığının denetlenebilmesi için ticaret sicil evraklarının celp edilip incelenmediği anlaşılmaktadır. Sicilden terkin işleminin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı için yapılan tebligatların getirtilerek, bu hususun değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken davalının yasal hasım olduğu gerekçesiyle yargı giderinin davacı üzerinde bırakılması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 11.HD’nin 15/01/2020 Tarih 2019/5184 Esas 2020/440 Karar sayılı ilamı ) denilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Kaldırma kararından sonra terkin tebliğ evrakları getirtilmiş, şirket ve yetkililerine çıkartılan tebligatların yapılamadığı, bu sebeble yayınlanan ilan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği gözetildiğinde,terkin işleminin yasada öngörülen usulle yapıldığı ,usulüne uygun terkin yapan davalının yargı giderinden sorumlu tutulamayacağı belirlenmiştir. Açıklanan nedenlerle; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil nosunda kayıtlı olan ve sicilden 07/07/2014 tarihinde resen terkin edilen şirketin Karadeniz Ereğli 2. İş Mahkemesi nezdinde 2017/356, 2017/329 Esas sayılı dosyalarının sonuçlandırılması ile sınırlı olarak ihyasına, münfesih şirkete tasfiye memuru atanmasına ilişkin hüküm esas bakımından istinaf edilmediği ,davacı vekilinin yargı giderine yönelik istinaf nedeni yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,Davalı ve davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/11/2022