Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2089 E. 2022/1859 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2089
KARAR NO: 2022/1859
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2022
NUMARASI: 2022/358 Esas – 2022/619 Karar
DAVA: Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/12/2022
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin Bakırköy … Noterliğince 15.4.2022 tarih ve … Sayı ile onaylı 31.3.2022 tarihli genel kurul kararının ve aynı Noterliğin 05.05.2022 tarih ve … sayı ile onaylı 21.04.2022 tarih … No’lu YK kararın tescil ve ilan istemi İstanbul Ticaret Sicilinin 13.5.2022 tarih … sayılı red kararı ile kabul edilmediğini,red kararında; ” T.C. Ticaret Bakanlığının 15.05.2019 tarih ve … sayılı yazısı ekinde gönderilen T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün yazısı ile “6102 sayılı TTKuna tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu, bu nedenlerle belediyenin veya bağlı kuruluşlarının sahip oldukları veya ortağı bulundukları belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşu temsil edecek kişilerin, belediyenin karar organı olan Belediye Meclisinin kararıyla belirleneceği, ” şeklinde görüşü bulunduğunu, 5393 sayılı yasanın 18. maddesinde meclisin görev ve yetkileri arasında , belediyenin ortağı olduğu şirketlerde belediye tüzel kişiliğinin temsilcisini seçme/atama yetkisi bulunmadığını, aynı kanun’un 37. maddesinde belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisi olduğunu, 38. maddesinde belediye başkanının görev ve yetkileri düzenlendiğini,bu maddenin (a) bendi uyarınca belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak, maddenin (p) bendi uyarınca belediye meclisi veya belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak belediye başkanın görev ve yetkileri arasında düzenlendiğini, davalının verdiği red kararlarının hukuka aykırı olduğunun bir çok mahkeme kararı ile de sabit olduğunu belirterek müvekkil şirketin Bakırköy … Noterliğince 15.04.2022 Tarih ve … Sayı ile onaylı 31.03.2022 tarihli genel kurul kararının ve 21.04.2022 tarih … nolu YK kararın kararının tescil ve ilanı talebinin reddine ilişkin 13.05.2022 tarih … sayılı red kararının iptaline, kararın geçici olarak tescili yönünde tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili yasal süreden sonra verdiği dilekçesinde, davanın usul yönden reddi gerektiğini, iade edilen başvuruya geçici tescil şartlarının bulunmadığına ilişkin bilgilendirme mahiyetinde cevap verildiğini, iş bu cevap da bir red kararı olmadığını, ayrıca huzurdaki davanın görevli mahkemede açılmadığını, dava konusu olay bakımından idari yargının görevli olduğunu, müvekkili müdürlüğün, mevzuat gereği hareket etmesi ve bu kapsamda da idarenin düzenleyici işlemlerine uyma zorunluluğu bulunduğunu, idarenin herhangi bir talimatını veyahut da düzenleyici işlemini sorgulama yetkisi bulunmayan müvekkilinin, adeta bir mahkeme gibi hareket etmesi ve dava konusu düzenleyici işlemin hukukiliğini değerlendirmesinin beklenemeyeceğini, belediyelerin genel yetkili karar organının da belediye meclisi olduğunu, geçici tescil talebine tedbir kararı verilemeyeceğini, açıklanan tüm bu nedenlerle müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı kurumun, genel kurul ve yönetim kurulu kararını tescili talebini, T.C. Ticaret Bakanlığının 15.05.2019 tarihli yazısı ekinde sunulan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğünün 14.05.2019 tarih ve … sayılı görüş yazısına dayanarak reddettiği ,Bakanlık görüş yazısında, davacı şirket genel kurulunda pay sahibi belediye tüzel kişiliğini temsil edecek kişinin belediyenin karar organı olan belediye meclisi tarafından belirlenmesi gerektiği, belediye başkanın bu konuda karar alma yetkisinin bulunmadığının değerlendirildiği, anılan görüş yazısının sadece görüş bildirmeden ibaret olduğu, davalı kurumu işlem yapmaya zorlayan bir idari işlem niteliğinde olmadığı, TTK’nın 32. maddesi uyarınca sicil müdürü, tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğu,emsal kararlarda kanun’un belediye meclisinin görev ve yetkilerini sınırlı olarak saydığı, kanunda belediye meclisine karar alma yetkisi verilmeyen her türlü konudaki görev yetkinin belediye başkanına ait olduğu,bu durumda, belediye tüzel kişiliğinin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu şirketlerde, belediye tüzel kişiliğini temsile yetkili kişiyi belirleme yetkisinin belediye başkanına ait olduğunun kabulü gerekir…” gerekçesi ile davacının tescil talebinin reddine dair verilen kararın kanuna aykırı olduğu anlaşılmakla dava konusu kararın iptali ile istenen hususların tescil ve ilanına ,TTK’nun 32/4 maddesi gereği geçici tescile karar verme yetki ve görevinin ticaret sicil müdürlüğüne ait olduğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili, tescili istenilen genel kurul kararında 6102 sayılı TTK 399. Maddesi gereği bağımsız denetime ve şirketin fiilen sevk ve idaresine dair yönetim kurulu seçimi bulunması hususları davalı tarafından takdir sınırlarını aşarak verilen red kararlarının yargı tarafından haksız bulunmasına rağmen T.T.K 32/4 maddesini keyfi ve hukuk dışı yorumlamasının anlaşılır olmadığını, şirketin doğrudan ticari hayatını, sevk ve idaresini, kanunu yükümlülüklerini etkileyen kararın geçici olarak tescili müvekkil şirketçe talep edilmişse de davalı tarafından TTK’nun 32/4.maddesinde belirtilen “çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil olunur.” hükmü yer aldığını, konuya ilişkin müdürlük tarafından tereddüt yaşanmadığından geçici tescil talebinin de yerine getirilemediği hususu bilgilerinize sunulur” denilerek kanun dışı davranılmaya devam edildiğini, yine şirketin üçüncü şahıslar nezdinde işlem doğurmaya yetkili temsilcisine ilişkin bir karar olduğu da dikkate alındığında tedbir talep ettiklerini, sicilin red kararında geçici tescile dahi yanaşmamasının ve hususta mahkeme kararlarının kesinleşmesini bekliyor olmasının (bu yönde uygulama yapması) uzun yıllar süren yargılama sürecinde müvekkili aleyhine telefisi imkansız sonuçlar doğacağını,müvekkili şirketin daha önceki tescil talebini de reddeden davalının mahkemenin ara kararını dahi yerine getirmediğini ileri sürerek tedbir niteliğinde ki geçici tescile ve ihtiyati tedbire karar verilerek, tescil kararının onanmasını talep etmiştir.2-Davalı vekili; T.C. Ticaret Bakanlığının, 15.05.2019 tarih ve … sayılı yazısı ekinde sunulan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün sayılı 24.04.2019 tarih ve … sayılı Şehircilik Bakanlığı görüşüne ilişkin yazıda, “6102 sayılı TTKuna tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu, bu nedenlerle belediyenin veya bağlı kuruluşlarının sahip oldukları veya ortağı bulundukları belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşu temsil edecek kişilerin, belediyenin karar organı olan Belediye Meclisinin kararıyla belirleneceği, belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşunu temsil etmek üzere; belediye başkanı, meclis üyesi,çalışanı veya belediye dışından kişi/kişilerden belirlenebileceği ve belediye ile bağlı kuruluşlarının ortağı olduğu belediye şirketlerinin kurdukları şirketlerin genel kuruluna katılacak kişilerin ise seçiminde de karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu değerlendirilmektedir.” denildiğini, dava konusu olayda, müvekkili müdürlüğün, Ticaret Bakanlığının, mezkur Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı görüşü doğrultusunda hareket edilmesine ilişkin 15.05.2919 tarihli talimat yazısına istinaden,tescil başvurusunu reddettiğini, kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesi ve davanın açılmasına neden olmayan müvekkili aleyhine yüklenen yargı gideri ve vekalet ücretine ilişkin hükmün kaldırılarak, yargı gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davalı, sicil müdürlüğünün ticaret siciline tescil konusundaki talepleri, ilgili kanun ve ikincil düzenlemelerin kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip, sonuca bağladığı;yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, dava konusu olayda mevzuata uygun hareket ettiğini, T.C. Ticaret Bakanlığının, 15.05.2019 tarih ve … sayılı yazısı ekinde sunulan T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü’nün 24.04.2019 tarih ve … sayılı Şehircilik Bakanlığı görüşüne ilişkin yazıda, “6102 sayılı TTKuna tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar verme yetkisinin belediye meclisinde olduğu, bu nedenlerle belediyenin veya bağlı kuruluşlarının sahip oldukları veya ortağı bulundukları belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye ve bağlı kuruluşu temsil edecek kişilerin, belediyenin karar organı olan Belediye Meclisi’nin kararıyla belirleneceği” yolunda görüş bildirildiği bu nedenle Bakanlığın görüşü doğrultusunda hareket edilmesine ilişkin 15.05.2019 tarihli talimat yazısına istinaden, dava konusu edilen tescil başvurusunu reddetmiştir. Öncelikle; çözümü gereken husus geçici tescil talebinin reddi halinde ihtiyati tedbir kararı verilip verilmeyeceği noktasındadır. Tescil talebinin reddi nedeniyle; sicil kararına itiraz davası açılmış olup uyuşmazlık yargıya intikal etmiştir. 6102 sayılı TTKnun 32/f.4’te, “Çözümü bir mahkeme kararına bağlı bulunan veya sicil müdürü tarafından kesin olarak tescilinde duraksanan hususlar, ilgililerin istemi üzerine geçici olarak tescil edilir. Ancak, ilgililer üç ay içinde mahkemeye başvurduklarını ispat etmezlerse geçici tescil resen silinir. Mahkemeye başvurulduğu takdirde kesinleşmiş olan hükmün sonucuna göre işlem yapılır.” denilmiştir. Ancak geçici tescil talebinin ancak sicil müdürlüğünden talep edilebileceği ve geçici tescil talebinin kabul edilmesi halinde ise, üç ay içinde geçici tescil nedenine ilişkin dava açılması gerektiği açıkça düzenlenmiştir. Davalı sicilin tescil işlemlerini itiraz üzerine inceleyerek doğru işlemin yapılmasına karar verilmesine karar verebilen yargı merciinin geçici tescil talebi hususunda karar verme yetkisi olmadığı düşünülemez. Asıl uyuşmazlığa bakan mahkemenin uyuşmazlık konusu kesin olarak çözümleninceye kadar, sicile geçici tescil hususunda sicile takdir hakkı vermeyen bir dil ile yazılan TTK 32/4.madde hükmüne göre geçici tescil işleminin davalı sicil tarafından yapılmasına karar verilmesi cümlesinde geçici hukuki himaye kapsamında ihtiyati tedbir yolu ile geçici tescile karar verebilmesine engel bulunmamaktadır. (Emsal nitelikte Yargıtay 11 HD nin 2014/16686 Esas, 2015/1927 Karar sayılı 16.2.2015 tarihli emsal ilamı) Kaldı ki yargılama sonucunda verilecek kararın neticesine göre geçici tescil edilen kayıt sicil tarafından resen silineceği öngörüldüğüne göre hüküm sonucu elde eder şekilde ihtiyati tedbir kararı verildiği de ileri kabul edilemeyecektir. Emsal Yargıtay ilamına göre Dairemizin önceki görüş ve uygulamasından geri dönülmesi gerekmiştir. Ticaret siciline, kesin tescil ve geçici tescilin, 6102 sayılı TTK’nda ayrı ayrı düzenlenmiş olsa da; her iki müessesenin hukuki sonuçlarının aynı olduğunun kabul edilemeyeceği, uyuşmazlık mahkeme kararı ile sonuçlanıncaya kadar, karar sonucunda ortadan kalkacak bir geçici tescilin ihtiyati tedbirin şartlarını taşıdığı, geçici hukuki koruma kararının koruyucu ve önleyici amacına uyduğu, geçici tescilin hüküm ile ortadan kalkacağı gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf nedeni yerinde bulunmuştur.Davacının 31.03.2022 tarihinde yapılan 2021 yılı olağan genel kurul toplantısı ile 7 kişilik Yönetim Kuruluna şirkette tek pay sahibi olan Esenyurt Belediye Başkanlığı’nı temsilen …’ın yetkilendirilerek katıldığı ve genel kurulun yapılarak yönetim kurulu seçiminin yapıldığı, davacı yanın bu kararı da içerir genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının tescili için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurunun belediyeyi genel kurul toplantısında temsil edecek kişinin yukarıda yazılı Bakanlık görüşü doğrultusunda Belediye Meclisine ait olduğu gerekçesiyle red edildiği anlaşılmaktadır. 5393 sayılı Belediye Kanunu 18. maddesinde belediye meclisinin görev ve yetkileri, düzenlenmiştir. Belediyenin bağlı kuruluşlarına, ortaklıklarına, şirketlerine temsilci atama yetkisinin belediye organlarından hangisi tarafından kullanılacağı konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. 5393 sayılı kanunun 18. maddesinin 1. fıkrasının (i) bendinde “Bütçe içi işletme ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununa tâbi ortaklıklar kurulmasına veya bu ortaklıklardan ayrılmaya, sermaye artışına ve gayrimenkul yatırım ortaklığı kurulmasına karar vermek” hükmü yer almaktadır. Düzenleme ortaklıkların kurulmasına ve ortaklıktan ayrılmaya ilişkindir.Aynı kanun’un 37. maddesinde ise belediye başkanı; belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek yetkisinin bulunduğu, (p) bendinde ise; kanunlarla belediyeye verilen ve belediye meclisi ve belediye encümeni kararını gerektirmeyen görevleri yapmak ve yetkiler kullanmanın, belediye başkanının görev ve yetkisinde olduğu düzenlenmiştir. Belediye tüzel kişiliği adına vekalet vermek de başkanın yetkisindedir. Belediye Meclisine verilmiş yetkiler dışında kalan hususlarda yetkili bulunan başkanın bağlı şirketin genel kurulunda temsili sağlanmak üzere temsilci atayamayacağını kabul yasal düzenlemelere aykırı olacaktır. Aynı konuda benzer şekilde pek çok yargı kararı bulunmaktadır.(İzmir BAM 2020/665-888 karar sayılı ilamını onayan Yargıtay 11.HD nin 2020/7507 esas 2022/2066 karar sayılı ilamı ,İstanbul BAM 12 HD nin 2019/2358 esas 2020/621 karar sayılı ilamını onayan Yargıtay 11 HD nin 2020/6306 esas ,2021/5301 karar sayılı ilamları ) Açıklanan nedenlerle ,itirazın kabulüne ilişkin karara yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ,davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne,geçici tescil reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden ara kararı verilmesine ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/358 Esas, 2022/619 Karar sayılı ve 22/06/2022 tarihli hükmünün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davacı vekilinin itirazının kabulü ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 13/05/2022 tarih … sayılı ret kararının iptaline, davacı şirketin 31/03/2022 tarihli Genel Kurul Kararı ve 21/04/2022 tarih ve 2022/3 nolu Yönetim Kurulu kararının tesciline ve tescilin Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına, Davacının geçici tescile ilişkin ihtiyati tedbir talebinin HMK 389 vd. maddeleri uyarınca kabulüne; hüküm kesinleşinceye kadar davacı şirketin 31/03/2022 tarihli Genel Kurul Kararını ve 21/04/2022 tarih ve … nolu yönetim kurulu kararının geçici tescil edilmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesine,”Teminat alınmasına yer olmadığına,HMK 393(1) maddesi uyarınca Dairemiz kararının tebliğinden itibaren bir hafta kesin süre içinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması talep edilmediği takdirde tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekiline bildirilmesine, İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Davacı tarafından yatırılan peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yatırılan toplam 172,90-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 38,25-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine taktir olunan 5.100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,” Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davalı tarafından yatırılan peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafından yapılan 167-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 27/12/2022