Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/208 E. 2022/878 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/208
KARAR NO: 2022/878
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2021
NUMARASI: 2020/760 Esas 2021/889 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/06/2022
Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirkete Nakliyat Emtia Taşıma Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan … San. Ve Tic. A.Ş.’ne ait emtianın davalı tarafından yapılan taşıma esnasında ağır şekilde hasarlandığını, hasar sebebiyle sigortalıya 05/06/2020 tarihinde 7.038,74-TL hasar tazminatı ödendiğini belirterek ödeme nedeniyle 7.038,74-TL’nin davalıdan rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; iddia edilen hasara ilişkin müvekkiline ihbar yapılmadığını, zamanaşımı itirazının bulunduğunu, davacının halefiyet hakkı bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, zarar iddiası ve miktarının davacı tarafça ispat edilemediğini, iddia edilen hasardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı şirkete sigortalı şirkete ait emtianın, davalı tarafça taşınması sırasında zarar gördüğü iddiasına dayalı olarak ödenen tazminatın rücuen tahsili talebiyle ilgili açılan davada, taşımada yükün 15/10/2019 tarihinde taşımaya alındığı, 16/10/2019 tarihinde, Makedonya’ya taşımasının yapıldığı, igortalının hasar bildiriminin 20/12/2019 tarihli olduğu, bu haliyle hasar ihbarının CMR 30 gereği 7 iş günü içinde yapılmadığı, davacı tarafça, hasarın taşıma sürecinde meydana geldiğinin ispatlanamadığı, davacının 19/10/2019 tarihinde tam ve sağlam yük teslimini tevsik eden CMR senedine karşın sigortalının zararı ispatlayamamasına ve CMR 30 gereği süresinde ihbar bildirimi yapılmamasına rağmen yaptığı ödemenin lütuf ödemesi olduğu ve TTK 1472.maddesi kapsamında davacının, halefiyet hakkını kazanamadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; taşıma senedine malın hasarlı olduğuna dair ihtirazi kayıt düşülmediğini, bu nedenle malın taşıyıcı tarafından hasarsız olarak teslim alındığını kabul etmek gerektiği, ekspertiz raporunda emtialardaki hasarın taşıma esnasında meydana gelen olağan sarsıntılar sonucu araç içerisindeki muhtelif emtiaların birbirine çarpması sebebi ile meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu hususun fotoğraflardan anlaşıldığını, bu nedenle hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini kabul etmek gerektiğini, ihbar süresine uyulmamasının hak kaybına sebep olmayacağını, sadece ispat külfetinin yer değiştireceğini, dosyadaki delillerden hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin sabit olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının hasarı 22/10/2019 tarihinde tespit edip tutanak altına aldığını, yine alıcı … firmasının borcundan hasar bedelini düştüğünü, bu hususun hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini gösterdiğini, bu nedenle müvekkilinin halefiyet hakkını kazandığını ve aktif dava ehliyetinin bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, nakliyat emtia sigortası kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davaya konu taşıma Türkiye-Makedonya arasında gerçekleştiğinden, somut uyuşmazlığın CMR Konvansiyonu hükümlerine göre çözümü gerekmektedir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında ise 6102 sayılı TTK hükümleri esas alınacaktır. TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortalısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısına ait emtianın Makedonya’da yerleşik alıcı … firmasına taşınmasının davalı tarafından üstlenildiğini, emtialarda hasar tespit edilmesi üzerine, sigortalıya 7.034,74-TL hasar ödemesi yapıldığını, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğini ileri sürerek rücuen alacak isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, süresinde yapılan hasar ihbarı bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, zararın ispat edilemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece ise, hasar ihbarının süresinde yapılmadığı, bu nedenle davacının hasarın taşıma sırasında meydana geldiği karinesinden yararlanamayacağı, hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin ispat edilemediği, davacının halefiyet hakkı kazanamadığı, aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. CMR’nin 30. maddesi uyarınca davalıya usulüne uygun süresinde bildirimde bulunulmaması veya taşıma senedinde ihtirazı kayıt ileri sürülmemesi alıcının yükün sevk mektubunda belirtildiği şekilde teslim aldığına karine teşkil edecek olup, alıcının dava hakkını ortadan kaldırmaz. Alıcı bu karinenin aksini ispat etmek suretiyle taşıyıcının sorumluluğuna başvurabilir. Somut olayda, taşıma konusu emtianın 15/10/2019 tarihinde taşımaya alındığı, 16/10/2019 tarihinde çıkış yapılarak Makedonya taşımasının yapıldığı, 19/10/2019 tarihinde ise alıcı … firmasına teslim edildiği, hasar ihbarının ise CMR m.30’da öngörülen 7 günlük süre geçtikten sonra 20/12/2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.Taşıma senedinde emtianın alıcı firmaya “received under inspection – yük kontrol altında teslim alındığı” kaydı ile teslim edildiği, hasar notu bulunmadığı sabittir. Emtiaların alıcıya denetim ve kontrolleri yapılarak teslim edildiği anlaşıldığına göre hasarın taşıma sırasında meydana geldiği davacı tarafından ispatlanamamıştır. Bu durumda davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına yapılan lütuf ödemesi, halefiyet hakkı vermeyeceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf nedeni yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan 16,50-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/06/2022