Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2044 E. 2022/1723 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2044
KARAR NO: 2022/1723
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2021
NUMARASI: 2021/595 Esas 2021/812 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
Davanın hak düşürücü süre yönünden reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkil banka ile … Hiz. ltd.şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden, krediler tesis edilip kullandırıldığını, borçluların kullandırılan kredilere ilişkin sorumluluklarını yerine getirmemesi üzerine ihtarnameler gönderilerek hesabın kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine, müvekkil bankanın alacağının tahsili gayesiyle dosya borçluları hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi için takip başlatıldığını, söz konusu takipte kıymet takdiri raporunun tebliği aşamasında firmanın ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşıldığını, alacaklı oldukları firma hakkında, takip sürecinin başlatılması sonrasında, söz konusu firma terkin edildiğinden, müvekkil bankanın başlattığı takip ile ilgili hususlarla sınırlı olmak üzere, … Ltd Şti firması’nın ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü vekili, davalının yaptığı işlemin hukuka uygun olduğunu, ihyası istenen şirketin sermayesinin yasal tutarın altında olması nedeniyle resen terkin edildiğini, davalının davanın açılmasına neden olmaması nedeniyle yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olamayacağını, yapılan terkin işleminde TTK’nin 7/2. Maddesine aykırı bir işlem bulunmadığını, bu nedenlerle davanın kendileri açısından reddine, aksi halde şirketin sınırlı olarak ek tasfiyesine ve davalı aleyhine yargı giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı tasfiye memuru …’a çıkarılan tebligatın bila ikmal iade edildiği, ihyası istenen şirketin 2014 yılında ticaret sicilinden TTK’nin geçici 7.maddesi uyarınca terkin olması nedeniyle ve TTK’nin geçici 7. maddesine göre açılan şirket ihyası davalarında husumetin sadece terkine karar veren Ticaret Sicil Memurluğuna yöneltilmesi gerekmesi, şirket ortaklarına, şirkete veya tasfiye memurlarına husumet yöneltilemeyeceği(Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. HDnin 22/02/2018 tarih ve 2018/83 esas, 2018/298 karar sayılı ilamı) anlaşılmakla davalı …’a yapılan tebligat sonucu beklenmeden duruşma yapılmıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece ,TTK geçici 7. Maddenin 15. bendi uyarınca hukuki menfaati bulunanların haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde ihya isteyebileceği, bu maddedeki sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu, şirketin 07/07/2014 tarihinde TTK’nin geçici 7. Maddesi uyarınca resen terkin edildiğinin tespit edildiği, İhya istemine konu İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı sayılı dosyasının incelenmesinde, ihyası istenen şirkete karşı icra takibinin 01/02/2016 tarihinde başlatıldığı, icra dosyasından 23.9.2021 tarihinde yetki belgesi verildiği anlaşılmakla davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunuyor ise de, işbu ihya davası 13/09/2021 tarihinde açılmış olup, şirketin sicil kaydının silindiği 07.07.2014 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra bu davanın açıldığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEBLERİ: Davacı vekili, usulüne uygun bir terkin yapılmadığından bir hak düşürücü süreden de bahsedilemeyeceğini, nitekim Yargıtay 11. HD’nin 15.06.2020 tarihli ve E. 2020/1592 K. 2020/2881 sayılı kararında; ” Dava, 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden re’sen terkin edilen anonim şirketin ihyası istemine ilişkin olup, 6102 Sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 11. fıkrası gereğince şirketin ticaret sicilinden resen kaydının silinmesi için Ticaret Sicil Müdürlüğünün evvela geçici 7. maddenin 4/a ve 4/b fıkralarında gösterilen hususları yerine getirmesi gerekli olduğunu,Ticaret Sicil Müdürlüğü yasada gösterilen bu usule uymadan şirketin kaydını sicilden terkin ettiği takdirde ticaret sicilinden silinme işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilebilir.”Kararı verildiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünce terkin prosedürü yerine getirilmediğinden yapılmış olan işlemin yok hükmünde olduğunu, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün kanun maddesine uygun bir şekilde borçlu şirkete ihtarname gönderip göndermediğinin tespit edilmediğini, bu bağlamda İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosya için şirketin ihyasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. Dava dışı şirketin TTK nun geçici 7.maddesi uyarınca terkini nedeniyle açılan dava hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta ihyası talep edilen şirketin 6103 Sayılı Kanun’un 20. Maddesinde öngörülen sürede sermaye artırımını gerçekleştirmeyerek münfesih hale geldiği anlaşılmaktadır.Ancak mahkemece terkin evrakları getirtilmediğinden re’sen terkin işleminin hangi sebebe dayalı yapıldığı; Ticaret Sicilinin terkinden evvel şirket tüzel kişiliğine ve şirketi temsil ve ilzama yetkili kişilere ayrı ayrı ihtar yapılıp yapılmadığı belirlenememektedir. TTK’nın Geçici 7. maddesi uyarınca, 01.07.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. 559 sayılı KHK gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 01.07.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoları genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilirler. TTK’nın Geçici 7. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde ticaret sicil memurluğu tarafından şirketin sicil kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. TTK’nın geçici 7/2. maddesine göre ise, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz. “Yargıtay 11 HD nin 2020/1592 esas ,2881 karar sayılı 15.6.2020 tarihli emsal ilamında “Somut olayda, mahkemece Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca yapılan ihtar ve tebliğe ilişkin belgelerin çıkartılarak gönderilmesi istenmiş, Ticaret Sicil Müdürlüğünce gönderilen cevabi yazı ekindeki belgelerde sadece Ticaret Sicil Gazetesi ilanı bulunmakta olup TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a fıkrasında gösterildiği gibi ayrıca ilgililere ihtar gönderildiğine ilişkin bir belge sunulmamıştır. Bu durumda resen terkin işlemi yapılan şirketin temsil ve ilzam ile yetkilendirilmiş yöneticilerine ihtar gönderilmediği, şirketin sicil kaydının usulüne uyulmadan silindiği anlaşıldığından mahkemece, şirketin ihyası ile yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken ihya edilen şirkete tasfiye memuru atanması yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”denilmiştir. Mahkemece; TTK’nun geçici 7/2 maddesi uyarınca İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü tarafından terkin kapsamında hazırlanan ihtar ve tebliğ evrakları getirtilerek şirkete ve yetkililerine tebligat çıkartılıp çıkartılmadığı,gerekli tebliğler çıkartılmadan ticaret sicil gazetesinde yayınlanan ihtarın hukuka uygun olmayacağı, usulune uygun bir terkin yapılmamış ise hakdüşürücü sürenin uygulanamayacağı kabul edilmelidir. Eğer hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı belirlenirse şirketin münfesih olduğu anlaşılmakla tasfiye memuru atanması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, hükme tesir edecek derecede delillerin toplanıp değerlendirilmediği sonucuna varılmakla davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde olduğundan kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 16/12/2021 Tarih 2021/595 Esas 2021/812 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,” Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 05/12/2022