Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/2028 E. 2022/1482 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2028
KARAR NO: 2022/1482
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2022
NUMARASI: 2021/768 Esas 2022/19 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
TALEP: Yargılamanın Yenilenmesi
Yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekili, 2019/124 Esas sayılı dosyada davanın reddine karar verilmiş olup,karara karşı istinaf başvurularının, İstanbul BAM 13. HD nin 2020/1390 esas ve 2020/1183 karar sayılı kararı süreden reddedildiğini, red kararının Yargıtay 11. HD’nin 2020/8475 esas ve 2021/151 karar sayılı kararı ile onandığını, müvekkilinin … ltd.şti adlı aile şirketinin eski ortağı iken boşanma nedeniyle 2015 yılında ortaklıktan ayrıldığını, ortak olduğu dönemde kullanılan krediler için 10/07/2014 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalanarak açılan 500.000-TL limit için iki adet 250.000-TL’lik takibe konu senetleri teminat olarak aldıklarını,senedintanzim tarihinin 10/07/2014, vade tarihinin boş olduğunu, bonoların verilmesine neden olan kredilerin ödendiğini, ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirketin başka krediler kullandığını,sonradan imzalanan kredi sözleşmelerinde müvekkilinin imzası bulunmadığını,imzası bulunmayan sözleşmelerin bilirkişi raporuna konu edildiğini ve müvekkili kefilmiş gibi rapor tanzim edildiğini, bilirkişinin senetlerin tanzim tarihi itibariyle borç bulunup bulunmadığını tespit etmesi gerektiğini, vade ile tanzim tarihindeki rakamların aynı kişinin eli ürünü olup olmadığının incelenmesi gerektiğini,borç ödendiğinden senetlerin bedelsiz kaldığını, müvekkilinin şirketten ayrıldıktn sonra tahsis edilen borçtan sorumlu olmadığını, yeniden yargılama yapılarak, davacının borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili 11/01/2022 tarihli celsede verdiği beyanında; bilirkişi incelemesinin eksik olmadığını, hem sözleşmeler hem de banka kayıtları üzerinde yapıldığını, öte yandan davacı yanın ileri sürdüğü sebeplerin HMK 375.maddesinde sayılan yargılamanın iadesi sebeplerinden olmadığını beyanla, talebin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı vekilince yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak ileri sürülen sebeplerin, daha önce esas yargılama sırasında iddia edilen vakıaların tekrarı olduğu,alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğu yönündeki iddianın ise kanun yoluna başvuru sebebi olduğu, davacı vekilince ileri sürülen sebeplerden hiçbirinin anılan hükümde sayılan sebepler arasında yer almadığı gerekçesiyle davacının yargılamanın yenilenmesi talebini usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin eşinin aile şirketinde olduğu dönemde kullanılan krediler için imzalanan genel kredi sözleşmesinin yanında vade tarihi açık bırakılan 2 adet 250.000-TL bedelli bonoyu teminat olarak verildiğini, bonoların verilmesine neden olan kredilerin ödendiğini, şirketten ayrıldıktan sonra yeni krediler kullandığının öğrenildiğini, senedin düzenleme tarihinde bir borcun bulunmadığı ve bankanın işbu senetleri sonradan teminat olarak başka krediler için kullanma gayretinin ancak bilirkişi marifetiyle ortaya çıkacağını, hükme esas alınan raporu tanzim eden bilirkişinin emekli banka müdürü olup ne yazı incelemesi yapmaya ne de hukuki olarak borç tespiti yapmaya yetkin olduğunu, şirketin kredi borcu ile müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo takibi arasında ilişki bulunmadığını, senedin teminat amaçlı alındığını, müvekkili şirketten ayrıldıktan sonra tahsis edilen borçtan sorumlu olmadığını, kararın kaldırılarak yargılamanın iadesi talebinin kabulüne, davanın kabulü ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı, ortaklıktan ayrıldıktan sonra şirket tarafından kullanılan kredilerden dolayı borçlu olmadığı, dava konusu senetlerin teminat senedi olup bonolara bağlı kredinin ödendiği, senet üzerinde yazı incelemesi yapılması ve senedin düzenleme tarihinde bir borcun bulunmadığının bilirkişilerce tespiti gerektiği gerekçesiyle,davanın reddine ilişkin kesinleşen hükme karşı yargılamanın iadesi talebinde bulunmuştur. HMKnun 375. Maddesinde yargılamanın iadesi sebebleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunun dışındaki bir sebepten dolayı, yargılamanın iadesi yoluna gidilemez. Bir başka deyişle, maddede sayılan yargılamanın iadesi sebepleri kıyas yolu ile genişletilemez HMK nun 379.(1).maddesi ;”yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme ,tarafları davet edip dinledikten sonra, a)talebin kanuni süre içinde yapılıp yapılmadığını, b)kaldırılması istenilen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,c)ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeblerden olup olmadığını kendiliğinden inceler. (2)Bu koşullardan biri eksik ise hakim davayı esasa girmeden reddeder.”hükmünü haizdir. Yargılamanın iadesi, bazı ağır yargılama hatalarından ve noksanlarından dolayı, maddi anlamda kesin hükmün bertaraf edilmesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama yapılmasını sağlayan olağanüstü kanun yoludur.Davacı vekilince yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak ileri sürülen sebepler, daha önce esas yargılama sırasında ileri sürülen vakıaların tekrarı ile bilirkişi incelemesinin yetersiz olduğu sebebine dayalıdır.Bilirkişi raporunun yetersiz veya hatalı olması yargılamanın iadesi sebebi değildir. Davacı vekili tarafından ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin HMK 375. maddesinde sınırlı olarak sayılan nedenlerden olmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından istinaf nedeni yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Yargılamanın yenilenmesini talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/10/2022