Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2022/1977 E. 2022/1401 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1977
KARAR NO: 2022/1401
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/09/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/461 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2022
Yönetici kayyumu atanması talebinin reddine ilişkin 01/09/2022 tarihli ara kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Davacı vekili, davalıların, … İşl. Ltd. Şti’ndeki müdürlük görevlerinden azledilmelerini, davalıların şirket müdürlüğü yaparak daha fazla zarar vermemesi ve telafisi imkansız zararlar oluşmaması adına, dava sürecinde davalıların yönetim hakkı ve temsil yetkisinin tedbiren durdurulması ile şirkete yönetici kayyım atanmasına karar verilmesini, dava dışı şirketin 200.000-TL sermayeli bir şirket olduğunu müvekkilinin ise 1.200 pay karşılığı 30.000-TL sermaye ile şirkete %15 oranında hissedar olduğunu, davalıların ise şirketin münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürleri olduğunu, davalılar aynı zamanda kardeş olduklarından, birbirlerinin denetimini yapmak bir yana fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiklerini, dava dışı şirketin … markasıyla bilinen restoranlardan … restoranın sahibi olduğu, davalı şirket müdürlerinin müvekkilinin bilgi alma inceleme hakkının kullandırmadığını, olağan genel kurullarını yapmaktan kasten imtina ettiğini, şirketi borca batık hale getirerek şirketi SGK ve vergi borçlarına maruz bırakmış, benzer işletmelerinin bulunması nedeniyle … şirketiyle ilgilenmediklerini rekabet yasağına aykırı hareket ettiklerini, şirketi fiktif olarak kendilerine borçlu hale getirdiklerini davalıların dava dışı … şirketindekiı yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin tedbiren durdurulmasına ve şirkete Yönetici Kayyımı atanmasına, davalıların azillerine karar verilmesini talepetmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece, davacının, davalı … İşl.Ltd. Şti’nin kötü yönetildiği ve bu sebeple zarara uğrandığı yolundaki iddiasının yapılacak yargılama sonucunda belirleneceği anlaşıldığından bu aşamada şirkete yönetim kayyumu atanması taleplerinin HMK’nun 389. maddesine göre reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava dışı şirketin 2018-2021 yılları kurumlar vergisi beyannamelerinde borca batık olduğu ve bu batıklığın özkaynağının on katı kadar olduğu, davalıların şirkete ait nakit parayla şirketi kendilerine borçlandırdığını, kendilerine ait şirketleri … gıda şirketinden finanse ettikleri, olağan genel kurullarını yapmadıkları, mahkemeye başvurusu ile yapılmasını sağlamaya çalıştığı, yargıtayın yerleşik kararları ile borca batıklığın kötü yönetimden kaynaklandığı olarak kabul edildiği davalıların yönetim hakkı ve yetkisinin tedbiren kaldırılarak yönetim boşluğu oluşacağından tedbiren yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : İstinafa konu ara karar, TTK 630/2.maddesi uyarınca açılan, haklı sebeplerle limited şirket müdürünün azli davasında davalıların müdürlük yetkisinin kısıtlanması ve tedbiren davalı şirkete kayyum atanması istemine ilişkindir. TTK 625. ve 626. maddelerine göre, müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. TTK 630. maddesinde, geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK 389 vd.maddeleri uygulanmalıdır. 6100 Sayılı HMK nın 390 Maddesi “Tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Şirket yönetiminin genel kurulca seçilmiş yöneticilerle yapılması, mahkemelerce zorunluluk olmadıkça şirket yönetimine müdahale edilmemesi esastır. Geçici hukuki koruma önlemi alınırken, tarafların ve şirketin menfaatlerinin korunması gerekir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda; dava dilekçesi ile birlikte şirketin bilançoları taraflarca yapılan e-posta yazıları, idari -ceza tebligatı vs. belgeler ibraz edilmiş şirketin bilançolarında zarar var ise de bu zararın davalıların kötü yönetimi sonucu olduğu sonucuna duraksamadan varacak bir delil bulunmamaktadır. Şirket zararının her zaman kötü yönetim sonucu meydana geldiği sonucuna varılamaz.Kötü yönetimin varlığı ancak yapılacak tahkikat ile belirlenebilecektir. Bu aşamada haklı sebeble azil koşullarının mevcut olup olmadığı sunulan delillerin toplanıp değerlendirilmesini, yargılama yapılmasını gerektirmektedir. İlk derece mahkemesince davacı vekilinin, şirket yöneticisinin temsil ve ilzam yetkilerinin tedbiren kısıtlanması talebinin, haklı nedenin varlığı konusunda yaklaşık ispatın sağlanmadığı gerekçesiyle reddine ilişkin ara kararında ve delillerin takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, ihtiyati tedbir talep eden/ davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/10/2022